DURMA, DEVAM ET!
Muhammed Kâmil YAYKAN
Harekete kimse mâni olamaz…
Âşık Veysel
Rahman suresinin 29. ayetinde “O her an yaratma hâlindedir.” buyuran Allah, Hâlık’tır; yaratır da yaratır. Bu yaratım her an, her saniye durmaksızın devam eder. Ezelden ebede de sürer gider. Yaratmak bir hareket işidir. Her şey aslında her an hareket hâlindedir. Bundandır ki duramayız biz insanlar da yerimizde. Tıpkı Dünya’mız gibi, o da daima hareket hâlinde.
Açılışı farklı yaptık bu ay. Farklı bir hareketle yazıya başlayalım dedik. Bu ayki konumuz Dünya’nın hareketleri üzerine olacak zira. Baş döndürücü bir yolculuğa çıkmaya hazırsanız başlıyorum soruları sormaya: Dünya dönüyor da biz neden hissetmiyoruz? Ya dönmese ne olur? Hareketsizlik gerçekten mümkün mü? Peki biz durduğumuzda gerçekten duruyor muyuz aslında?
BİLİYOR MUSUNUZ?
Önce bazı temelleri yerine yerleştirmek lazım. Başımız gerçekten dönmüyor mu???
• Dünya saatte yaklaşık 1650 km hızla kendi ekseni etrafında soldan sağa doğru dönmektedir. Yani aslında saniyede yaklaşık 460 metre yol alıyoruz. Bitmedi.
• Biraz daha sıkı tutunun. Çünkü Dünya, Güneş etrafında da dönüyor. Hem de saatte tam tamına 107 bin km hızla. Yani hareket ediyoruz her birimiz, saniyede yaklaşık 30 km boyunca. Yine bitmedi.
• Güneş de Samanyolu Galaksisi içinde dönüyor, kendi yörüngesi boyunca. Asıl hız burada. Güneş, saatte 720 bin km hızla ilerliyor bu yörüngede. Yani bizleri de sürüklüyor peşinden bir o kadar hız içinde. Bu da saniyede 200 kilometrelik bir mesafeye tekabül ediyor.
YA DURURSAK…
• Asıl felaket durduğumuz anda başlıyor işte. Şimdi hayal edin, bir arabada veya otobüstesiniz ve fren yapıldı. Hepimiz biliriz o durma anındaki sarsıntıyı. Hareket yasasının temel prensiplerine göre anlık da olsa hareket ederiz ve sarsıntıyı bu yüzden hissederiz.
• Şimdi bir simülasyon tasarlayalım ve Dünya’yı bir anda durduralım. Yerküre durur durmasına ama atmosfer yani hava küre durmayacaktır bir anda. Tıpkı arabanın içindeki yolcular gibi devam edecektir hareketine. Simülasyonlar kara yüzeyinde bulunan her şeyin yani insanların, binaların hatta ağaçlar ve kayaların atmosfer tarafından süpürüleceğini söylüyor bizlere.
• Kendimizi düşünelim şimdi bir de. Yorgun bir günün ardından döndük eve, oturduk kanepeye. Durduk mu şimdi? Vücudumuz da durdu mu acaba?
İNSAN DA DÜNYA GİBİ
DEĞİL Mİ ASLINDA?
• Şimdi kendimizden örneklerle devam edelim. Sonra bu örnekleri önce Dünya sonra kâinat boyutunda düşünelim. İnsan tam anlamıyla ne zaman durur?
• Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim. İnsan, maalesef hayatı sona erdiğinde durur. Gerçek anlamda durmaktan bahsediyoruz burada. Tabii ruh müstesna. O, öz yurduna dönmek için çoktan düşmüştür yollara.
• Kalbimiz her gün binlerce kez çarpıyor, biz yürüsek de uyusak da. Damarlarımız litrelerce kan taşıyor anne karnındaki ilk anımızdan bu yana. Veya hücrelerimiz yenileniyor her an, yani bir yaratılış hâlindeyiz hiç durmadan.
• Bu yüzdendir ki “İlk Muharrik” olarak nitelendirilir Yüce Yaratıcı. Yani harekete ilk geçiren. İlk kez “Ol!” diyen. Ondan sonrası zaten hepimizin malumu. Olmakta her an, her şey, hiç durmadan. Hem küçücük bedenlerimizin içinde hem de uçsuz bucaksız gökyüzünde. Dolayısıyla kimse mâni olamaz harekete.
ÖYLEYSE…
Öyleyse bize düşen, eşyaya bu nazarla bakmak ve yaratılmış her nesnenin bir hareketi olduğunu anlamak. Çünkü bitmeyecek hareket. Hareket bitmedikçe de bize düşen ödevler devam edecek.
Ayetle başladık, yine ayetle bitirelim. İnşirah suresinin 7. ayetinde şöyle emrediyor Allah bize: “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.”