Makale

KUR'AN-I KERİM’DE VE KİTAB-I MUKADDES’TE YARATILIŞ KISSASI

KUR’AN-I KERİM’DE VE KİTAB-I MUKADDES’TE YARATILIŞ KISSASI

Hatice Kübra Görmez

İnsanlığın ilk ailesi; Hz. Âdem ve Hz. Havva” başlıklı yazımızda Hz. Âdem ve Hz. Havva kıssası konu edilmişti. Bu bağlamda gerek sahih kaynaklarda, gerekse geleneksel anlayışta yaratılış üzerinde durulmuştu. Bu yazıda ise konuyu tamamlayıcı mahiyette Kur’an-ı Kerim’de ve Kitab-ı Mukaddes’te yaratılış kıssası ve yasak ihlali üzerine kısa bir değerlendirme söz konusu olacaktır.
Yaratılış kıssasını ve Hz. Âdem ile Havva’nın yasak ağacın meyvesinden yemesi meselesini düşünürken; Havva Âdem’in kaburga kemiğinden mi yaratıldı? “Havva mı Âdem’i kandırdı? Ya da yasaklanan ağaç ne ağacıydı? Elma mı, armut mu, incir mi?” şeklinde birçok sual zihinleri meşgul eder. Bizim için önemli olan şey bu soruların cevabını verebilmek değildir elbette.
Öncelikle bu ve benzeri konularda; “Kur’an-ı Kerim’deki Peygamber kıssalarına nasıl bakmalıyız? Bize ne söylemek istiyor? Buradaki ilahi mesaj ne olabilir?” gibi soruları, kendi dünyamızda sormalı ve düşünmeliyiz. Öyle ki; Kur’an’da anlatılan Peygamber hikâyelerinin her birinin, bizim şu anda yaşadığımız hayat ile doğrudan ilişkisi olduğunun farkına varmalı ve bu hikâyelerin Kur’an’ı anlamak için bir basamak oluşturduğunun bilincinde olmalıyız.
Müslümanların kültürüne etki eden Hz. Âdem ve onunla ilgili olarak yaratılış, zelle ve cennetten çıkarılma gibi kıssalar halka mal olduğu şekliyle maalesef büyük çapta tahrif olunmuş Tevrat ve Israiliyât kaynaklıdır. Maalesef bazı dini kitaplarda da bu Isrâiliyât, Islâmî rivayetler gibi takdim edilebilmiştir.
Sahih bilgi kaynaklarına göre; Tevrat’taki öğretilerde geçen Hz. Âdem’i kandırdığı ve erkekleri baştan çıkardığı için, önce kendisinin daha sonra da onun sebebiyle bütün kadınların uğursuz ve günahkâr olduğu şeklindeki inanç doğru değildir. Hıristiyanlar Hz. Âdem’in ve Hz. Havva’nın yasak ağaca yaklaşmakla büyük bir günah işlediklerine, Allah’ın gazabına uğradıklarına, bu günahın kıyamete kadar her yeni doğan çocuğa geçtiğine, ancak vaftiz edilmek suretiyle cehennemlik olmaktan kurtulabileceklerine inanmaktadırlar. Aslî günah inancı, Hıristiyan kültür ve felsefesinin ana fikridir. Ancak bu düşünce, Islam’ın onayladığı bir inanç ve anlayış değildir. Çünkü Islam’da aslî günah diye bir şey olmadığı gibi, kadın kötülüklerin ve şeytani iğvaların kaynağı olarak da görülmez. Islam’da, Hıristiyanlıkta kabul edildiği gibi ne ilk günah, ne de asli günah iddialarına yer yoktur. Çünkü Kur’an-ı Kerim, Âdem kıssasının şeklî yönü ve ibret için lüzumlu olmayan teferruatı üzerinde durmamış; aksine onun, insanlık tarihi ve insan varlığı bakımından dikkate değer noktalarına vurgu yapmıştır. Bu sebeple Kur’an’daki ve Kitab-ı Mukaddes’teki yaratılış kıssalarına bakıp karşılaştırmamız bu konuda sahih ve sağlam bir bilgilenme için oldukça önem arz etmektedir.

KİTAB-I MUKADDES’TE YARATILIŞ KISSASI
Bölüm 2: Yaratılış Bölümü
7. RAB Tanrı Âdem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Âdem yaşayan varlık oldu.
8. RAB Tanrı doğuda, Aden’de bir bahçe dikti. Yarattığı Âdem’i oraya koydu…..
15. RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Âdem’i oraya koydu.
16. Ve ona, “Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin” diye buyurdu,
17. “Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.”
18. Sonra, “Âdem’in yalnız kalması iyi değil” dedi, “Ona uygun bir yardımcı yaratacağım.”
19. RAB Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların, hepsini topraktan yaratmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Âdem’e getirdi. Âdem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı.
20. Âdem bütün evcil ve yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara ad koydu. Ama kendisi için uygun bir yardımcı bulunmadı.
21. RAB Tanrı Âdem’e derin bir uyku verdi. Âdem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.
22. Âdem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Âdem’e getirdi.
23. Âdem, “Işte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, etimden alınmış ettir” dedi, “Ona ‘Kadın’ denilecek, çünkü o adamdan alındı.”
24. Bu nedenle adam anasını babasını bırakıp karısına bağlanacak ve ikisi tek beden olacak.
25. Âdem de, karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı.

Bölüm 3: İnsanın Günahı
1. RAB Tanrı’nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, “Tanrı gerçekten, ‘Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin’ dedi mi?” diye sordu.
2. Kadın, “Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz” diye yanıtladı.
3. “Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi.”
4. Yılan, “Kesinlikle ölmezsiniz” dedi.
5. “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”
6. Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi. Kocası da yedi.
7. Ikisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.
8. Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler.
9. RAB Tanrı Adem’e, “Neredesin?” diye seslendi.
10. Âdem, “Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim” dedi.
11. RAB Tanrı, “Çıplak olduğunu sana kim söyledi?” diye sordu, “Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?”
12. Âdem, “Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim” diye yanıtladı.
13. RAB Tanrı kadına, “Nedir bu yaptığın?” diye sordu. Kadın, “Yılan beni aldattı, o yüzden yedim” diye karşılık verdi.
14. Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, “Bu yaptığından ötürü bütün evcil ve yabanıl hayvanların en lanetlisi sen olacaksın” dedi, “Karnın üzerinde sürünecek ve yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.
15. Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu birbirinize düşman edeceğim.
Onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın.”
16. RAB Tanrı kadına, “Çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim” dedi,
“Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, Seni o yönetecek.”
17. RAB Tanrı Âdem’e,
“Karının sözünü dinlediğin ve sana, meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için, toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi, “Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın.”
18. Toprak sana diken ve çalı verecek, yaban otu yiyeceksin.
19. Yaratılmış olduğun toprağa dönünceye dek ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin.”
Kitab-ı Mukaddes’te geçen bu pasajlarda dikkat çeken hususlardan başlıcalarını şöyle sıralamak mümkündür:
• Tanrı Âdem’i dolayısıyla ilk insanı topraktan yaratmıştır.
• Havva’yı ise kaburga kemiğinden yaratmıştır.
• Tanrı beşerî vasıflarla nitelendirilmiştir. Bir insan, bir mahluk gibi günün serinliğinde bahçede gezmekte olan bir ilah anlayışı söz konusudur.
• Şeytan yılan suretinde tasvir edilmiştir. Öncelikle kadına yaklaşmıştır.
• Tevrat’a göre yasak meyveyi ilk tadan ve ilk aldanan Havva olmuştur.
• Kocasını da günaha düşüren yine kadındır. Bu sebeple tüm kadınlar lanetlenmiştir. Ağrılı gebelik ve sancılı doğumla cezalandırılmışlardır.
• Âdem suçu Havva’ya yüklemiştir.
• Âdem eşinin sözünü dinlediği ve yasağı çiğnediği için cezalandırılmıştır.
• Âdem isyankâr ve günahkârdır.
• Toprak onun yüzünden lanetlenmiştir.
• Yılan da bu lanetten yaşam boyu yerde süründürülmekle nasibini almıştır.
• Iki kişinin yaptığı bir hatanın bedeli tüm insanlığa ödettirilmiştir.
• Merhamet eden, bağışlayan bir ilah anlayışı yerine, cezalandıran, lanetleyen, öfke ve intikam dolu bir tanrı anlayışı söz konusudur.

KUR’AN-I KERİM’DE YARATILIŞ KISSASI
Kur’an-ı Kerim’de yer alan yaratılışla ilgili belli başlı ayetleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:
1. “Sizi bir tek nefisten yaratan ve gönlünün huzura kavuşacağı eşini de ondan var eden Allah’tır.” (el-A’raf, 7/189)
2. “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve her ikisinden pek çok erkek ve kadın türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının!” (en-Nisâ, 4/1)
3. “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir.”(30.Rum;21)
4. “Ey Âdem Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz.” (Bakara, 35; Âraf, 19)
5. “… Ey Âdem, şüphesiz bu (Iblis) sen ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın. Sonra mutsuz olursunuz.” (Taha, 117)
6. “Andolsun, bundan önce biz Âdem’e (cennetteki ağacın meyvesinden yeme diye) emrettik. O ise bunu unutuverdi.” (Ta-Ha;115)
7. “Bunun üzerine onlar (Âdem ve eşi Havva) o ağacın meyvesinden yediler. Bu sebeple ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar. Âdem Rabbinin emrine karşı geldi ve yolunu şaşırdı,(gaflete düştü). Sonra Rabbi onu seçti, tövbesini kabul etti ve ona doğru yolu gösterdi.” (Ta-Ha:120-121)
8. “Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” (Âraf, 23)
9. “Allah dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.” (Araf;24)
10. “… - Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan mahşere çıkarılacaksınız.” (Âraf, 25)
11. “Herkes günahı yalnız kendi aleyhine kazanır. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez.” (En’am;164)
Kur’an-ı Kerim’de geçen bu ayetlerde dikkat çeken başlıca hususlar ise şunlardır:
• Insan topraktan yaratılmış ama tüm varlıklardan üstün kılınmıştır.
• Erkek ve kadın aynı özden, birbiri ile huzur bulmaları için yaratılmıştır.
• Kadın da aynı özden, müstakil bir varlık olarak yaratılmıştır.
• Aralarında sevgi, rahmet ve sükûnet var edilmiştir.
• Âdem ve Havva aynı ilahi mesajlara muhatap olmuşlardır.
• Birlikte gaflete düşmüşler, birlikte hata etmişler, birlikte af dilemişlerdir.
• Kur’an’da yasak meyveyi ilk tadanın kim olduğu bildirilmez.
• Günahın sebebi isyan değil nisyan, yani unutmak ve bir anlık gaflettir.
• Olanların sebebi asla tek başına Hz. Havva değildir.
• Allah rahmeti ile onların tövbelerini kabul buyurmuştur.
• Cezaları yeryüzüne gönderilmek olmuştur.
• Bu ceza rahmete dönüşmüş ve insanlığın ilk ailesi, yeryüzünün halifesi ve Peygamber ailesi olmuşlardır.
• Asli günah ve tüm insanların günahkâr doğduğu anlayışı yoktur.
• Insanların yaptıkları iyi şeylere karşılık gerçek Cennet va’d edilmiştir.
Sonuç olarak; her iki yaratılış kıssasını karşılaştırdığımızda Kur’an-ı Kerim ve tahrif edilmiş Kitab-ı Mukaddes arasında hem itikadî hem de tarihi çok ciddi farkların söz konusu olduğunu görmekteyiz. Bu farklılıklar sadece yaratılış kısası için değil birçok konuda karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple bu alanda yapılan araştırmalarda ve bilgilendirmelerde elde edilen ve sunulan verilerin sıhhati konusunda hassasiyet göstermek, ilgili her şahsın üzerine düşen bir vecibedir.