Makale

Eş-Şeyhu’r-Reis İbn-i Sînâ

KİTAPLIK

Eş-Şeyhu’r-Reis İbn-i Sînâ

İbrahim Ethem ÖZER


TAM adı Ebu Ali el-Hüseyin İbn Abdullah İbn Sina el-Belhi olan İbn Sina, “Huccetü’l-Hak”, “Şerefü’l-Mülk”, “ed-Düdtur” gibi sıfatlarla Batı’da ise “Avicenna” olarak bilinir. 980 yılında Buhara yakınlarındaki Efşene’de doğdu. Zeki ve kuvvetli bir hafızaya sahip olan İbn Sina, küçük yaşta Kur’an-ı Kerim’i öğrenip ezberlemişti. Dönemin âlim ve bilginleriyle sık sık görüşerek onlardan dersler almış, matematik, edebiyat, fıkıh, mantık, felsefe ve tıp ilimlerinde kısa sürede söz sahibi olmuştur. Ayrıca babasından da geometri, aritmetik, felsefe derslerini almıştır. Felsefe ilminde kendini kabul ettirdikten sonra tıp konularına daha çok ağırlık vermişti. Daha on altı yaşında tabiplerce bir tıp otoritesi kabul edilir hâle gelen İbn Sina, o zamanlarda bile bilgilerinden çokça faydalanılan bir konuma gelmişti.
Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları’nın çıkarmış olduğu “İbn-i Sina Eş-Şeyhu’r-Reis” adlı eserin ilk kısmında, belki de çoğu kimse tarafından merak edilen “Sina” adının nereden geldiği hakkında Prof. Dr. Mehmet Bayraktar “İbn-i Sina’nın ‘Sina Adı Üzerine” başlığı altında bizleri bilgilendiriyor. Bayraktar; “İlk başta akla Sina yarım adasının adı ve Kur’an’da geçen “Tur-i Sina” deyimi gelirse de, bunların açıklayıcı olmadığını, bilindiği gibi ne İbn Sina’nın öğrencisi Buzcani tarafından tamamlanan otobiyografisinde (Sîretü’ş-Şeyhi’r-Reîs İbn-i Sînâ), ne de onun hakkında bilgi veren klasik ve modern dönem tabakat kitaplarında konuyla ilgili hiçbir açıklama yoktur. Bu durum, bize iki şeyi düşündürüyor: Ya o zamanlar Sina sözcüğünün ne olduğu biliniyordu; ya da hiç bilinmiyordu ve ilgi çekmemişti. Biz bu iki faraziyeden ikincisinin doğru olabileceğini düşünüyoruz…” diyerek devamında konuyu farklı yönleriyle ele almıştır.
Bir başka başlık olan “İbn-i Sina’nın Hayatı, Eserleri ve Düşünce Sistemi Üzerine” isimli bölümde Prof. Dr. Mesut Okumuş, konuyu okuyucularına sunuyor. “Doğumu ve Ailesi” başlığı altında, hangi tarihte ve nerede doğduğu, babasının aslen nereli olduğu ve hangi mesleklerde bulunduğu, kardeşleri, babasından aldığı ilim, hangi âlimlerden ilim tahsil ettiğini, o dönemin ilmî ve siyasi hayatının nasıl olduğu, özellikle dikkati çeken felsefeye merakından dolayı aldığı dersler sonucu Aristo’nun bir eserini defalarca okumasına, hatta ezberlemesine rağmen anlayamaması ve sonunda fuzuli görüp bir kenara bırakması. Bir gün kitapçılar çarşısında gezerken bir satıcının ihtiyacının olduğunu söyleyip almasını istediği kitabın Aristo’yu anlamasını sağladığını anlatan bölüm çok etkileyicidir.
“Seyahatleri, Aldığı İdari ve Siyasi Görevler”, “Vefatı”, “Dinî Yaşantısı”, “Eserleri”, “Düşünce Sisteminin Kaynakları” gibi başlıklarda ise Prof. Dr. Mesut Okumuş ince ayrıntılarıyla hayatını bizlere anlatmaktadır.
Doç. Dr. Ömer Türker belki de birçok insanın zihninde merak uyandıran metafizik konusunu “Metafizik Nedir? İbn-i Sina’nın Kitabü’ş-Şifa El-İlahiyyat’ı Bağlamında Bir tahlil” adlı makalesinde İbn-i Sina’nın bakış açısını anlatarak konuya açıklık getiriyor.
Türker; “İbn-i Sina, eş-Şifa külliyatının el-İlahiyyat kitabını ilk dört faslında metafiziğin konusunu tartışır. İbn-i Sina’nın değerlendirmeleri metafiziğin ve diğer felsefi disiplinlerin içeriğinden hareketle yapılan değerlendirmelerdir. Yani filozof ilmin konusuyla ilgili temel ilke ile metafizikte ve diğer teorik felsefî ilimlerde incelenen meselelerden yola çıkarak bu ilmin konusu hakkında söylenenleri değerlendirmekte ve bir eleme sürecinden geçirerek nihai sonuca varmaktadır. İbn-i Sina metafiziğin konusuna ilişkin araştırmasında sebr ve taksim yöntemini kullanır. Tümevarımsal olarak belirlediği konu alternatiflerini sınamaya tabi tutar sadece bir şıkka indirinceye dek muhtemel konuların konu olamayacağını ispatlar.
Eser, “İbn-i Sina’nın Konum Kategorisinde Hareket Düşüncesi ve Konumsal Hareket Kavramının Tarihi”, “Doğal Yasa Teorisi ve İbn-i Sina’nın ‘Sünnet(ullah)’ Anlayışı” gibi başlıklı bölümlerden sonra Yrd. Doç. Dr. Ömer Bozkurt’un “İbn-i Sina’nın Tanrı Anlayışının Dayandığı Temel İlkeler” başlığıyla devam ediyor. Bu bölümde Bozkurt, Tanrı anlayışının temel ilkeleri olarak “Varlığının Zorunluluğu”, “Nedensellik”, Teklik”, “Birlik/Basitlik”, “İlim/Akıl” alt başlıklarıyla geniş çaplı anlatmıştır.
Diğer dikkati çeken başlıklar ise “Gazali Üç Meselesinde İbn-i Sina’ya Karşı Ne Kadar Tutarlı” ile Ömer Faruk Erdoğan, “İbn-i Sina ve Fıkıh: Şeriatın Hikmet Boyutu” ile Ar. Gör. Hadi Ensar Ceylan, “İbn-i Sina Düşüncesi İşrakiliğe Zemin Hazırlamış mıdır?” ile Dr. Eyüp Beliryazıcı, “İbn-i Sina’ya Göre Duaya İcabet ve Duanın Tesiri” ile Yrd. Doç. Dr. Necmettin Pehlivan okuyucularını geniş bir şekilde bilgilendiriyorlar.
Prof. Dr. Mesut Okumuş “Felsefi Tefsir Bağlamında İbn-i Sina’nın Kur’an Sure ve Ayetlerine Yaklaşımları” başlığıyla İbn-i Sina’nın bu alandaki düşüncelerini yansıtıyor. ‘Felsefi Tefsir ve Felsefi Okuma’ alt başlığında; felsefi tefsire bakış açılarını, fıkhi tefsir, tasavvufi tefsir ve işari tefsirin tanımlarını ve farklarını, İbn-i Sina’nın felsefi tefsirden kastının ne olduğunu örnekleriyle açıklık getiriyor.
Belki de en önemli sayılabilecek konu olan ‘İbn-i Sina’yı anlamanın önemini Dr. Mehmet Ulukütük “Çağımızda İbn-i Sina’yı Anlama Sorunu” başlığıyla değerlendiriyor. Farklı sorulara verilen kapsayıcı cevaplarla konu geniş bir şekilde izah ediliyor.
Eser Doç. Dr. Gürbüz Deniz’in “İbn-i Sina’da Ruhsal Diriliş ve Bazı İtirazlar” adlı başlıkla son buluyor. Deniz, bu kısımda İbn-i Sina’nın dirilişten kastının ne olduğunu ve mahiyetini, konu hakkında kullandığı bazı terimleri, ‘Eş-Şifa’ ve ‘en-Necat’ adlı eserlerinde ve ‘el-Adhaviyye’ isimli eserinde ise dirilişin nasıl olacağını karşılıklı değerlendirerek ele almıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları’nın çıkardığı “İbn-i Sina Eş-Şeyhu’r-Reis” adlı çalışma, okunması gereken önemli eserler arasına girmeyi hak ediyor.
(Eş-Şeyhu’r-Reis, İbn-i Sînâ, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları 2015.)
Anlayabilseydik oysa; görürdük ki aydınlatmak için yanmayı seçenlerin diyarıdır