Makale

Kur'an'ı Asli Harfleriyle Öğrenmek ve Öğretmek

Kur’an’ı Asli Harfleriyle Öğrenmek ve Öğretmek

Abdullah Babaoğlu
Başvaiz – Maltepe/İstanbul

Fert ve toplumların her alanda maddi, manevi yükselme ve ilerleme kaydedebilmeleri için ilim son derece etken bir unsurdur. Bundan dolayıdır ki dinimiz ilme, eğitime, okuma ve okutmaya büyük önem vermiştir. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "İlim tahsil etmek kadın erkek her Müslümana farzdır." (İbn Mace, Mukaddime, 17.) Ayrıca Kur’an-ı Kerim’in ilk emrinin "oku" (Alak, 96/1.) olması, konunun önemini gözler önüne serer. Dünya ve ahiret saadeti de ancak bu şekilde temin edilebilir. Yine Kur’an-ı Kerim’de: "Sakın cahillerden olma." (En’am, 6/35.) bir başka ayette de, "Cahillerden yüz çevir." (A’raf, 7/199.) buyrulmak suretiyle cehalet son derece yerilmiş, tehlikeli görülmüş, ilim öğrenmek de teşvik edilmiştir. Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer, 39/9.)
Elbette öğrenmeye, ilim elde etmeye Allah kelamı ile başlamak, feyz ve bereket açısından son derece önemli ve de gereklidir.
Bu bağlamda bir Müslüman için en önemli görevlerden biri de, hiç şüphesiz, Yüce Rabbimizin bütün insanlığa ilahî bir mesajı olan Kur’an-ı Mübin’in asli harfleriyle öğrenilmesidir. Zira Kur’an-ı Kerim’den ibadet edecek kadar ayet ve sure ezberlemek, kadın erkek her Müslümana farzdır. Çünkü onun lafzıyla ibadet edilir.
Kur’an-ı Kerim’i okuma ve ona değer verme babında Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’den pek çok hadis-i şerif bizlere ulaşmıştır. Bunlardan birkaç tanesi şöyledir: "Ümmetimin ibadetlerinin en faziletlilerinden biri de Kur’an’ı okumaktır." (Kenzü’l-Ummal, 1/2264; Kurtubi, Ahkâmü’l-Kur’an, 1/28.), "Ümmetimin en şereflileri Kur’an’ı hamleden yani onu okuyup, anlamını öğrenip, gereklerini yerine getirenler ve gece ibadetine devam edenlerdir." (Fethu’l-Kebir, 1/188.) "Mutlak surette Allah (c.c.), Kur’an’a değer veren toplumları yüceltir." (Müslim, Salatü’l-Misafirin, 269.)
Bir de cennette yükselme, daha üstün makamlara ulaşma vardır ki, o da kişinin Kur’an bilgisi ve ezberi nispetinde olacaktır. Bu husus hadis-i şerifte şöyle beyan ediliyor: "Kur’an okuyup ona sahip çıkan kimse cennete girince kendisine; "Oku ve yüksel" denilir. O da okudukça yükselir. Her ayette bir derece alır. En son bildiği ayeti okuyuncaya kadar bu yükselme böylece devam eder." (İbn Mace, Edeb, 52 (3780); Ebu Davud, Vitr, 20 (1464); Tirmizi, 2914.)
Bir gün Peygamberimiz (s.a.s.), "Muhakkak ki şu kalpler demirin pas tuttuğu gibi paslanır." buyurunca, sahabeden bazıları: "Ey Allah’ın Rasulü! O paslanan kalplerin temizlenmesi yani cilası nasıl olur?" diye sordular. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.s.): "Kur’an okumak ve ölümü çokça hatırlamakla olur." (Kenzü’l-Ummal, 1/441; İhya, 1/244.) buyurdular. Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in amcasının oğlu Abdullah İbn Abbas (r.a.) da: "Kim Allah’ın kitabını öğrenir, sonra da onun bildirdiği hükümlere uyarsa, Allah o kimseyi, dünyada sapıklıktan kurtarıp doğru yola sevk eder. Ahirette de hesabının kötü olmasından korur." (Kütüb-ü Sitte.) dedikten sonra, bu sözüne şu ayet-i kerimeyi delil getirdiler: "Benim yoluma uyan ne sapar ve ne de bedbaht olur." (Tâ Hâ, 20/123.)
Yine Kur’an okuma ve onun mesajını müzakere etme noktasında Peygamber (s.a.s.) Efendimiz şöyle buyurdular: "Bir grup insan, Allah’ın kitabını okuyup, ondan ders almak üzere Allah’ın evlerinden birinde bir araya gelseler, mutlaka üzerlerine (sekinet), huzur ve saadet iner. Allah’ın rahmeti onları kuşatır. Melekler de kanatlarıyla onları sararlar. Yine Allah (c.c.) onları meleklerin yanında anar." (Ebu Davud, Salat, 349 (1451); Tirmizi, Kıraat, 3 (2946); Müslim, Zikir, 38 (2699); İbn Mace, Mukaddime, 17, 255.)
Hiç şüphesiz yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek, öğrenen ve öğretenlere destek olmak, bu ilahî mesajı kavramaya çalışmak, gönüllere huzur ve ruhlara sürur verir. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz şöyle buyurdular: "Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve onu başkalarına da öğretendir." (Buhari, Fezailü’l-Kur’an, 21; Ebu Davud, Salat 349 (1452); İbn Mace Mukaddime, 16.) Çünkü bu manevi "şifa kaynağı" (İsra, 17/82.) "Allah’ın sağlam ipi, apaçık nuru ve hikmetlerle dolu kitabıdır. (Tirmizi, Fezailü’l-Kur’an, 5/172, 2906.) Yine Efendimiz (s.a.s.): "Her kim Kur’an okur ve onun gereklerini yerine getirirse; kıyamet günü ona, ana babasına, ışığı güneşin ziyasından daha parlak bir taç giydirilecektir." (Ebu Davud, Salat, 349, Hd. No: 1453.) buyurdular. Yine Peygamber (s.a.s.) Efendimiz, evlerde Kur’an okunmasını teşvik ve bunun faydası konusunda şöyle buyururlar: "Evleriniz kabirler gibi olmasın. Zira, içinde Bakara suresinin okunduğu evden şeytan kaçar, gider." (Müslim, Müsafirin, 212 (780); Tirmizi, 2877.)
Cenab-ı Rabbü’l-âlemin cümlemizi yüce Kur’an’a hizmet istikametinde daim ve kaim eylesin.