Makale

Merhamet Seferberliği

Merhamet seferberliği

Ayla Abak

Ey müminler! And olsun ki, içinizden size, sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, size düşkün, müminlere şefkatli ve merhametli bir peygamber gelmiştir.” (Tevbe, 128.)

Melekler; arşıâlâdan yeryüzündeki bozgunları, bozgunculuk yapanları; kan döküp cana kıyanları, kibirli zalimleri, adaletsizleri, hainleri gözlerken Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’i anarlar mı?
- “Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik.” dendi ona. Bu rahmeti yeryüzünde egemen kılmak içi her türlü sıkıntı ve meşakkate katlanmaya razı oldu.
- Mazlumlar, mağdurlar, suiistimal edilen, hakkı gasp edilen herkes için,
- İçlerinde sönmeye yüz tutmuş insanlık kandilinin yeniden tutuşturulması için,
- Bencillerin, kıskançların ve şiddet sevenlerin önüne geçip “dur!” demeye,
- Nasıl da fedakârdı. Başkasının nefsini daima kendi nefsine tercih ederdi.
- Gönüllüydü buna. Karşılığında, insanlardan hiçbir şey beklemezdi.
- Hep kazanmak ve hep tüketmek isteyenlerin doymazlığından, mutsuzluğundan uzak,
- Kimsenin acısına kayıtsız kalmazdı. Ne açlığına, ne hastalığına, ne pişmanlığına,
- Başkasının acısını kendi acısı gibi hissederdi.
- Ne yetime, ne kimsesize, ne ihtiyara kayıtsız kaldı.
- Ne de Ümmetinin cehennemde yanmasına…
- Yeryüzündeki varlık sebebi merhametti onun.
- Yaralara merhem olmak,
- İnsanları kendi merhamet pınarında yıkamak,
- Kirlenen gönülleri arındırmak,
- Kaynağı Allah’tı merhametinin,
- Sübhanallah!
- Sübhanallah!
- Sübhanallah!
- Er-Rahîm, Er-Rahman,
- Allah merhametini yüz parçaya ayırdı, doksan dokuz parçasını kendi yanında tuttu.
- Bir parçasını indirdi yeryüzüne.
- İşte bu bir parça rahmet sebebiyle mahlûkât birbirine merhamet etti.
- Hatta yavrulu hayvan, bir tarafını incitir endişesiyle ayağını yavrusundan sakındı.
- Ne oldu yeryüzündekilere, unutmaya yüz tuttular merhameti?
- Herkes önce kendini, yalnız kendini düşünür oldu.
- Sübhanallah!
- Sübhanallah!
- Er-Rahîm, Er-Rahman…
- İnsanın hatırlaması gerek.
- Rabbine verdiği sözü unuttu ama peygamberin sözü o kadar uzak değil.
- İçlerinden bazıları ileri çıkmalı,
- Çıkıp da bir merhamet seferberliği başlatmalı.
- Merhamet edenin güçlü olduğunu söylemeli,
- Peygamber onlara en mükemmel örnekti,
- Bilenler bilmeyene anlatmalı,
- En güzel şekilde anlatmalı,
- Herkes yaşadığı yerde bir gönüllü nefer gibi,
- İyilik elçisi olmalı.
- Nefsinin gemi elinde,
- İnsan ki, hem yücenin yücesi, hem sefilin sefili,
- Âlemin çekirdeği,
- Kulluğuyla cennetlik,
- Rabbin ruhundan bir nefes,
- Fakat bir talihsizlik ki pek azı istiyor.
- Pek azı şerefleniyor şefkatle,
- Merhamet seferi düzenlenmeli o memlekete,
- Fethedilmeli, kararmış şehirleri kalp ülkesinin…
Derler mi?