Makale

Diyanet İşleri Başkanlığına Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Atandı

Diyanet İşleri Başkanlığına Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Atandı
Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun göreve başlaması münasebetiyle teşkilâ timiz mensuplarına yayınladığı mesaj:

Değerli
Meslektaşlarım!

05 Haziran 2003 tarihi itibarıyla Diyanet işleri Başkanlığı görevime başlamış bulunuyorum. Öncelikli olarak Cenâb- ı Allah’tan yüce dinimiz, milletimiz ve insanlık için hayırlı hizmetler yapma gayretlerimizde^ bizleri başarılı kılmasını niyaz ederim.
Anayasamızın 136. maddesinde belirtildiği üzere Diyanet İşleri Başkanlığı, genel idare içinde yer alan bir kamu kurumu olup, "lâiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak, milletçe dayanışmayı ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirmek"le yükümlüdür. ilgili kanunda da bu görevler, "İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek" şeklinde belirlenmiştir.
Islâm dini, iman ve ibadette içtenliği, toplumsal ilişkilerde ve hayatta ahlâkı ve üstün İnsa-nî erdemleri geliştirmeyi esas alır. Bunun için de Diyanet alanında mensuplarımızın görevini yasal düzeyde yerine getirmesi yeterli olmayıp, temel ahlâk ilkelerine sıkı sıkıya bağlılıkları ve bunları kendi hayatlarına aksettirmeleri de aynı derecede önem taşımaktadır. Topluma din ve üstün ahlâk ilkeleri konusunda önderlik ve örneklik edebilmenin ve kurumun saygınlığını koruyabilmenin başka yolu da yoktur.
Din hizmetlerinin ifa ve yönetilmesinde mezhep, eğilim, kültür ve cinsiyet ayırımı yapılmaksızın toplumun her kesimine eşit hizmet sunulması, bu yapılırken kişilerin dinin gereklerini yerine getirme veya getirmeme özgürlüğüne say
gılı olunması gerekir. Peygamberimizin "müsamaha dini" olarak tanımladığı yüce dinimizin birlikte ve barış içinde yaşamayı kolaylaştıran hoşgörüsü de bunu gerektirir. Mezhep ve dinî eğilim farklılıkları İslâm’ın bir problemi değil, dinimizin inanç ve düşünce özgürlüğüne verdiği değerin pratiğe yansıması; milletimiz, dinimiz ve uygarlığımızın tarihten gelen bir zenginliğidir. Bu temel tespitten hareketle, farklı mezheplerden ve kültür gruplarından yurttaşlarımıza eşit ve âdil bir şekilde hizmet sunmada titizlik göstermenizi, diğer din mensupları ile de ortak insanlık ilkelerini, aynı ülkeyi ve yurttaşlık değerlerini paylaşmanın sorumluluğu içinde iyi ilişkilerinizi sürdürmenizi beklemekteyim.
Diyanet İşleri Başkanlığının yasalarla belirlenmiş temel görevlerinden biri, din konusunda toplumu aydınlatmaktır. Bu, dinin doğrudan alanına giren konularda insanımızı, ona belli bir hareket serbestisi bırakarak bilgilendirmek, günümüze kadar ulaşan verilerden ve bilgi yığının-dan insanımızı daha çok aydınlatacak ve mutlu kılacak sağlıklı bilgi üretimini yapabilmek de-mektir. Bu yapılırken dinin temel kaynakları, aklın ve modern bilimin gerekleri, toplumsal şart-lar ve ihtiyaçlar ayrı ayrı önemlidir. Asırlar öncesinin şart ve imkânları içinde oluşan ve o döneme göre makul görünen bilgilerin ve yorumların günümüze olduğu gibi taşınmasının yetersiz kalacağı açıktır. Öte yandan toplumu din konusunda bilgilendirme görevi, bugüne kadarki Islâm ilim ve fikir hayatının, önceki kuşaklardan aktarıla gelen dinî tecrübenin doğru tanıtılması, keyfî ve temelsiz yorumlardan kaçınılması sorumluluğunu da içermektedir.
İslâm dininin kaynaklan Kur’an ve Sünnettir. İslâm dininde, yorumları din sayılan ve kutsal görülen bir din adamları veya bilginleri sınıfı yoktur. Günümüze kadar gelen fikrî ve amelî tarihsel tecrübe, içinde taşıdığı olanca alternatiflerle bu dinin nasıl anlaşıldığı ve yaşandığı konusunda önemli bir çerçeve çizer. Bu bir süreçtir ve yeni şartlar içinde yeni tecrübelerin yaşanması da kaçınılmazdır. Bu konuda Başkanlığımıza düşen görev, İslâm dini konusunda son sözü söylemek ve son noktayı koymak değil, dini anlama ve hayata aksettirme konusunda sahip olduğumuz mirası bütün zenginliğiyle tanıtmak, dinle çağdaş hayat arasında bağ kurmayı ve bu bağı güçlendirmeyi isteyen günümüz insanına rehberlik etmektir. Bu konuda ilahiyat Fakültelerimizdeki seçkin bilim adamlarının katkılarına da büyük ihtiyacımızın olduğuna burada işaret etmek isterim.
Kurumumuzun fetva işlevi, toplumu inanç, ibadet ve ahlâk konularında aydınlatma görevimizin bir parçasıdır. İslâm geleneğinin ortak çizgisi ile muhatabın özel şartları arasında dengeyi kurarak bireysel çözümler getirme demek olan fetva hizmeti, kişinin öz eleştiri ve öz denetim yapabilmesi, davranışlarıyla inancı arasında tutarlılığı sağlayabilmesi, nihayet dinî inanç ve değerleriyle çağdaş hayatın gerçekleri arasında sağlıklı bir uyum kurabilmesi açılarından da önemlidir.
Yüce dinimizin insanlara iç huzuru ve kendine güven duygusu kazandıran
nabileceğinin projelendirilmesi gerekmektedir.
inanç ve ibadet esasları dinin ana kaynakları ile belirlendiği ve ibadetler yüce yaratıcıya olan bağlılığımızı temsil eden davranışlar olduğu için bunlarda değişkenlik değil devamlılık esastır. Bunun için de din hizmetlerinin ifasında, toplumumuzda asırlarca süren uygulama sonucunda oluşan bütünlük ve istikrarı korumanın, mâşeri vicdanı rahatsız edecek ve sonuçta toplumsal huzuru bozacak uygulamalardan sakınmanın gereğine inanıyorum. Ancak, özellikle son yüzyılda bilim ve teknoloji, iletişim ve toplumsal yaşam biçimi alanlarında görülen hızlı gelişmenin dini hayata yansımalarını ve bunun giderek toplumsal talep ve beklentiye dönüşmesini de göz ardı edemeyiz. Bunların önce din bilimlerinin metodolojisi içinde değerlendirmeye alınıp karşılığını bulması, daha sonra da güven bunalımına yol açmadan nasıl ve
ne ölçüde uygula-
Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU, 1 952 yılında Kastamonu ili Tosya ilçesinde doğdu.
1970’de İstanbul imam-Hatip Okulu’nu bitirdi. 1974 yılında İstanbul Yüksek Islâm Enstitüsü’nden, 1975 yılında da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Bir süre öğretmenlik ve stajyer hakimlik yaptıktan sonra, 1977 yılında Kayseri Yüksek Islâm Enstitüsü’nde Fıkıh (Islâm Hukuku) asistanı oldu.
1982 yılında Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi’nde, "Islâm Hukukunda Icâre Akdi" adlı doktora tezini tamamladı ve Erciyes Üniversitesi llâhiyat Fakültesi’nde İslâm Hukuku Yardımcı Doçentliğine atandı. 1986 yılında Doçent oldu. Erciyes Üniversitesi llâhiyat Fakültesi’nde Bölüm Başkanlığı ve Dekan Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
1993 yılında Marmara Üniversitesi llâhiyat Fakültesi’ne naklen atandı. 1994 yılında Islâm Hukuku Ana Bilim Dalı’hda Profesör oldu. Marmara llâhiyat Meslek Yüksek Okulu Müdür Yardımcılığı ve Dekan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 1991-1992 yılları arasında Ingiltere’de, 1994 yılında da Amerika Birleşik Devletleri’nde bulundu.
Islâm Hukuku alanında; "İlâhiyatçıların Din Söylemi",
"Kur’an ve Hukuk", "Islâm Kültüründe Din ve Vicdan Özgürlüğü", "Islâm ve Demokrasi Üzerine", "Teorik Açıdan Islâm ve Demokrasi: Yasama", "Türk Aile Hukukunun Tarihsel Ge-lişimi", "Hukuki ve Sosyal Açıdan Boşanma", "Islâm Aile Hukukunun Oluşumuna Toplumsal Şartların Etkisi", "Islâm Hukuku Araştırmalarında Gelenekçilik", "Hanefi Mezhebi" gibi başlıklar altında 60’m üzerinde bilimsel yayın yaptı.
Çeşitli ulusal ve uluslararası sempozyumlara tebliğle veya müzakereci olarak katıldı. 28 Mayıs 2003 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı görevine atanan Prof. Dr. Ali BAR-DAKOĞLU, İngilizce ve Arapça bilmekte olup, evli ve üç çocuk babasıdır.
Diyanet işleri Başkanlığının ve Başkanlığımız personelinin karşılanması gereken ihtiyaçları ve üstesinden gelinmesi gereken problemleri yok değildir. Bunların adalet ve hakkaniyeti esas alan bir uygulama ile, iyi niyetli çabalarla ve karşılıklı güven ile büyük ölçüde giderilebileceği kanaatindeyim.
İslâm’ın Yara- tan’ı tanıma ve O’na bağlılık, yaratılanı sevme ve güzel ahlâk dini olduğunu her vesileyle anlatım ve örneklendirmemizin ülkemizin barış, aydınlık ve mutluluk dolu geleceğinin inşasında ayrı bir paya sahip olacağına duyduğum derin inancımı bir kez daha yineliyor, bütün personelime hizmetlerinde başarılar diliyorum.