Makale

KÜRESEL DÜNYADA DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

KÜRESEL DÜNYADA
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI


Doç. Dr. Selim ARGUN
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı


3 Mart 1924’te kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı, esasen uzun tarihsel köklerden beslenen bir müessesenin, modern Cumhuriyet’le birlikte yeniden şekillenmesinin bir tezahürüdür. Bugün yeni yüzyılın ihtiyaçlarına göre yeniden şekillenmiş bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı, hiyerarşik olarak Cumhurbaşkanlığına bağlı bir devlet kurumudur.
Asli misyonu, çağın ve toplumun dinî ihtiyaçlarını Kur’an, sünnet, akıl ve vicdanın rehberliğinde, İslam kültür ve medeniyetinin zengin bilgi mirası eşliğinde temel kaynaklara dayalı doğru ve güncel bilgiyle karşılamak, İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek olan Diyanet İşleri Başkanlığı, kurulduğu günden bu yana üstlendiği bu misyonu geliştirdiği hizmet, plan, politika ve stratejiler çerçevesinde yerine getirme azim ve kararlılığını geçmişte olduğu gibi bugün de sürdürmektedir. Bugün bu hizmeti, İslam’ın itikadi ve amelî ilkelerini, sahih bilgi mirasını, kendi teşkilat misyonunu özümsemiş, tarihsel tecrübenin ışığında günümüz şartlarını okuyabilen, akıllara, gönüllere ve vicdanlara hitap etmesini bilen, söz ve davranışlarıyla örnek olan, toplumsal talepleri karşılamaya elverişli bilgi, birikim ve donanıma sahip, liyakatli kadrolar eliyle gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yerine getirmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığının, kurucu mevzuatına bakıldığında, aslında sadece yurt içinde din hizmeti sunmak üzere kurulmuş bir kurum olduğu görülecektir. 80’li yıllardan itibaren Avrupa’ya göç hareketleri ile birlikte yurt dışındaki millet varlığımız Diyanet İşleri Başkanlığının hizmetlerine ihtiyaç duyunca ülke sınırları dışında hizmet etme imkânı doğmuş ve 20 yıl bir gecikmeden sonra yurt dışı hizmetleri ancak 1989’larda kurumsal bir yapıya kavuşabilmiştir. Bu hizmetlerde Başkanlığın temel politikası, millet varlığımızın kendi inancını, kültürünü, dilini, dinini muhafaza etmesi ve içinde bulunduğu toplumla barış içinde birlikte yaşaması olmuştur.
1990’ların başında Sovyetler Birliği ve Yugoslavya’nın dağılmasından sonra Diyanet İşleri Başkanlığının yurt dışı hizmetleri Orta Asya, Kafkasya ve Balkanlara doğru genişlemiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı, din hizmetleri, din eğitimi ve dinî yayınlar alanında talepler doğrultusunda bu coğrafyalardaki dinî kurum ve kuruluşlar ile işbirliği yoluna gitmiş, Avrasya’da yaşayan vatandaş, soydaş ve dindaşlarımıza hizmet götürmüştür. İlgili ülkelerin dinî kurum ve kuruluşları arasında eş güdümün sağlanması ve geliştirilmesi amacıyla Avrasya İslam Şurası ve düzenli şekilde Balkan ülkeleri Diyanet İşleri Başkanları Toplantıları düzenlenmiştir. Avrasya coğrafyasında dinî diplomasi faaliyetleri çerçevesinde bazı ülkelerde dinî idarelerin kurulmasına yardımcı olunduğu gibi bazı ülkelerde de mevcut dinî idarelerin geliştirilmesine katkı sunulmuş; cami ve mescit inşasından tarihî ve kültürel mirasın korunmasına, Kur’an kursu, lise, ilahiyat fakültesi, yüksek lisans ve doktora öğrenimi seviyelerinde ülkemize öğrenci getirilmesinden mahallinde lise ve ilahiyat düzeyinde eğitim öğretim kurumları açılmasına, Avrasya coğrafyasındaki din görevlilerinin ülkemizde eğitime alınmasından buralara din görevlisi gönderilmesine ve kardeş şehir projeleriyle pek çok dinî, hayri hizmetin yapılmasına varıncaya kadar hemen her alanda işbirliği yapılarak destek sağlanmıştır.
11 Eylül’den sonra Diyanet İşleri Başkanlığı, bir taraftan Avrupa üniversitelerinde İslam ilahiyatına dair programların açılmasına katkıda bulunmuş, diğer taraftan da Türkiye’deki ilahiyat fakültelerinde Uluslararası İlahiyat Projesi’ni hayata geçirmiş; böylece Avrupa’da doğup büyüyen gençlerimize Türkiye’de ilahiyat eğitimi alma imkânı sunulmuştur.
2006’dan itibaren Diyanet İşleri Başkanlığı Afrika kıtasına açılmış, Afrika Müslüman Dinî Liderler Zirveleri ile ilişkiler inşa edilmeye başlanmıştır. 2014’te Latin Amerika-Karayip Adaları Müslüman Dinî Liderler Zirvesi ile Latin Amerika’daki din kardeşlerimizle; 2015’te de Asya-Pasifik Müslüman Dinî Liderler Zirvesi ile Hint Alt Kıtası ile Malay dünyasındaki Müslümanlarla ilişkiler geliştirme ve işbirliği yapmanın ilk adımları atılmıştır. 2018’de gerçekleştirilen Müslüman Azınlıklar Zirvesi ve 2021 yılında düzenlenen Uluslararası İhtida Kongresi ile Başkanlığın dünyada irtibata geçmediği Müslüman topluluk neredeyse hiç kalmamıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı, bugün ülkemizin son yıllarda ulusal ve uluslararası alanda kaydettiği gelişmeye ve yükselişe uygun olarak sadece ülke sınırları içinde değil, Kıta Avrupa’sından Orta Asya’ya, Balkanlardan Amerika’ya, Rusya’dan Avustralya’ya, Afrika’dan Latin Amerika’ya, Karayiplerden Pasifik-Asya’ya kadar küresel ölçekte hizmet sunan bir kurum hâline gelmiştir. Buna bağlı
olarak Diyanet İşleri Başkanlığının uluslararası arenadaki görünürlüğü, saygınlığı ve itibarı artmıştır. Bütün bunlar Başkanlıktan yeni talep ve beklentilerin oluşmasına zemin hazırlamış, Başkanlığın umut olarak görülmesine vesile olmuş, sorumluluğunu da bir o kadar artırmıştır.
Bu sorumluluk bilinciyle Diyanet İşleri Başkanlığı, çağın ihtiyaç ve beklentilerini, günün değişen ve gelişen şartlarını, insanlığın ortak kazanımlarını dikkate alan; insan hayatını ve onurunu her şeyin üstünde tutan, farklı inanç mensuplarıyla barış ve huzur içinde birlikte yaşama kültürünü yaygınlaştırmayı ilke edinen, batısıyla doğusuyla, kuzeyiyle güneyiyle tüm insanlığı kucaklayan ve mezhepsel bir taassup gütmeyen bir anlayışla hizmetlerini geliştirmeyi kendisine hedef edinmiştir. Bu hedefin temel parametresi din ile hayatı, vahiy ile aklı, ilim ile irfanı buluşturmaktır. Bu noktada Ahmet Yesevi, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus Emre gibi manevi önderlerin rehberliği her daim önümüzü aydınlatmaktadır.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız ve soydaşlarımızın yanı sıra din kardeşliği çerçevesinde tüm Müslümanlara hizmet sunma, Müslüman kimliğinin geleceğe taşınması, yerel dinî idarelerin kurulmasına yardımcı olma, yerel dinî idarelerle din hizmetleri, din eğitimi ve dinî yayınlar alanında işbirliği, yurt dışında cami, mescit, imam hatip lisesi, ilahiyat fakültesi, kültür ve araştırma merkezleri inşa ve restorasyon çalışmaları, Müslüman olmayanlara İslam kültür ve medeniyetini tanıtma, vatandaşlarımızın yaşadıkları ülke ile uyumu, ayrımcılık, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, ötekileştirme, İslam ve Müslüman karşıtlığı gibi sorunlarla ilgilenme, barış ve huzur içerisinde birlikte yaşama kültürüne katkıda bulunma, Diyanet İşleri Başkanlığının yurt dışı hizmetlerinin temel parametrelerini oluşturmaktadır.
Cumhuriyetimizin en köklü kurumlarının başında yer alan ve kurulduğu günden bugüne sürekli gelişen Diyanet İşleri Başkanlığı, sadece ülkemizi değil, İslam coğrafyasını hatta tüm insanlığı kuşatan sorunlara karşı kayıtsız kalmanın büyük bir vebal olduğu bilinciyle hareket etmiş ve buna göre hizmet stratejilerini sürekli yenilemiştir. Bunda yüzü aşkın ülkede irtibat ve hizmet noktaları tesis etmiş bir kurum büyüklüğüne erişmenin de ayrıca etkisi olmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı, gerek sahip olduğu hizmet hacmi ve çeşitliliği gerek ulus ötesi kurumsal gücü, vizyonu ve hedefleri, gerekse engin bilgi ve tecrübe donanımı ile tüm dünya Müslümanlarına hizmet etme yolunda önemli mesafeler almış küresel bir kurumdur.
Bugün genel olarak İslam coğrafyasında özel olarak da Ortadoğu’da, Filistin’de, Gazze’de şahit olduğumuz, hepimizin vicdanını derinden yaralayan hadiseler, Diyanet İşleri Başkanlığının önemini katbekat artırmıştır. Buna ilave olarak bütün insanlığı etkileyen küresel ölçekte yaşanan ekonomik krizler, deprem ve sel gibi doğal afetler, fakirlik, açlık ve kıtlık, toplumsal kargaşalar, küresel terör ve savaşlar da hesaba katıldığında bu önem daha da artmaktadır. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığı, kendisine destek olmak amacıyla kurulan Türkiye Diyanet Vakfı ile birlikte, dinî, manevi rehberlik hizmetlerinin yanı sıra yaraları sarmak için yardım elini dil, din, ırk, inanç, mezhep, meşrep, coğrafya ayrımı gözetmeksizin dünyanın dört bir tarafındaki mazlum, mağdur ve muhtaçlara uzatmaktadır. Bu çerçevede Diyanet İşleri Başkanlığı, Suriye, Irak, Myanmar, Yemen, Somali, Libya, Filistin ve Gazze başta olmak üzere İslam coğrafyasının farklı bölgelerinde yaşanmakta olan şiddet, savaş, terör, çatışma ve kaosun sona erdirilerek buralarda yeniden barış, huzur ve kardeşlik ortamının tesisi yönünde inisiyatif almış ve sorumluluk üstlenmiştir. Ayrıca Endonezya Açe, Pakistan, Filipinler, Bosna ve Haiti’de yaşanan felaketlerde insani yardım gerçekleştirmiş, hayri hizmetlerde bulunmuştur.
Diyanet İşleri Başkanlığı, hizmet anlayışını, bugüne kadar yaptığı ve yapmayı planladığı hizmetlerini, misyonu doğrultusunda başta Avrupa olmak üzere, Asya, Afrika, Kuzey ve Latin Amerika ve Pasifik Asya’ya taşımış durumdadır. Hizmet götürdüğü coğrafyalarda hiçbir zaman misyonerlik faaliyeti yürütmemiş, böyle bir amacı dahi olmamış, itidali ve orta yolu asla elden bırakmamıştır. Kısaca Diyanet İşleri Başkanlığı, bir bilgi, iyilik, hayır ve güzellik hareketi olarak yeryüzünün huzur ve mutluluğuna gücü ve imkânları nispetinde katkı sunmaya çalışan bir kurum olmuştur.
Diyanet İşleri Başkanlığı, tüm dünyada orta yolun temsilcisi olmuş, aşırılıklara hiçbir zaman geçit vermemiştir. İslam toplumlarında sürekli Müslüman kanı akıtarak en çok Müslümanlara zarar veren, Batı’da ise İslamofobinin tırmanışa geçmesine zemin hazırlayan terör ve tedhiş hareketi DEAŞ ve onu besleyen ideoloji ile aynı şekilde ülke ve millet olarak 15 Temmuz 2016’da maruz kaldığımız hain ve kanlı bir darbeye kalkışan FETÖ/PDY ile çok yönlü bir mücadele sürdürmüş ve hâlen de sürdürmektedir.
Günümüz insanının ihtiyaç, talep ve beklentilerini, İslam dünyasının ve insanlığın içinden geçtiği süreçleri, Müslümanların yaşadığı sorunları, insanlığı kuşatan inanç sorunlarını, toplumsal değişim ve farklılıkları, küresel ölçekte meydana gelen gelişmeleri, kültürler arası etkileşimi, farklı dinî ilgi, yorum ve talepleri göz ardı etmeyen Diyanet İşleri Başkanlığı, dinle hayat, toplumla devlet arasında bir köprü olduğunun bilinci içinde, ülkemizin tarihî, sosyal ve kültürel tecrübesini, dinî ve ilmî sahadaki deneyimini, halkımızın hassasiyetini gözeten bir çerçevede hizmet, plan, politika ve stratejileri geliştirme, sorumluluk alanına giren konularda gerekli girişimleri yapma azim ve kararlılığını sürdürmektedir.
Din-i mübin-i İslam, tüm insanlığın ırk, dil ve renk çeşitliliğini Allah’ın varlığının delillerinden görür ve bunu bir zenginlik olarak kabul eder. Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam’ın muhatabı olan yaklaşık 8 milyar insanın her birine ulaşabilme ve tüm insanlığın bir hizmetkârı onuruna layık olabilmek için kul ile Allah arasına engeller koyan, yeryüzüne kin ve nefret tohumları eken, insani, ahlaki ve vicdani değerleri ayaklar altına alan, insanı köleleştiren her türlü sisteme, ideolojiye, oluşuma ve sözde dinî yapılara karşı dik duruşundan asla taviz vermemiştir ve bundan sonra da vermeyecektir.
Bugün yeryüzünde sistemli bir şekilde İslam dininin kavramlarının içini boşaltma, değerlerini itibarsızlaştırma, Müslümanların dinî ve hayri duygularını istismar etme projeleri yürütülmektedir. Aynı şekilde, taşeron örgütler üzerinden Müslüman’ı Müslüman’la aldatma, Müslüman’ı Müslüman’a kırdırtma şeklindeki küresel mühendislikler de devreye sokulmaktadır. Böyle bir tablo karşısında, yeryüzünde bir barış, sevgi, iyilik ve hayır hareketi olan Diyanet İşleri Başkanlığının anlam, önem ve sorumluluklarının daha da arttığına şüphe yoktur. Bu itibarla Başkanlığımızın varlığı, sadece ülkemiz için değil, yurt dışında yaşayan millet varlığımız, soydaşlarımız ve din kardeşlerimiz açısından da son derece önemlidir. “Bütün insanlığın barış ve huzuruna katkı sağlayan, din-i mübin-i İslam ile ilgili her konuda referans alınan en etkin ve saygın kurum olma” vizyonuyla yurttaş, soydaş ve dindaşlarımıza din hizmeti götürme faaliyetlerine hız kesmeden devam etmektedir.
Bu vesileyle kuruluşundan günümüze Diyanet İşleri Başkanlarımızdan ülkemizin en ücra köşesinde din hizmeti sunmuş din görevlilerimize; şehirlerimizin manevi hayatını sevk ve idare etmiş müftülerimizden yurt dışında görev yapmış müşavir ve ataşelerimize varıncaya kadar her ünvan ve kademede görev yapmış mensuplarımızdan ahirete irtihal etmiş olanlara Cenab-ı Hak’tan rahmet niyaz ediyor, berhayat olanlara sağlıklı, hayırlı ve bereketli ömürler diliyorum.