Makale

Samsun OMÜ Kampüs Camii Uzman ‹mam Hatibi Mehmet Atalay: “Mabedin ve mektebin gölgesinde bir gençlik yeti?tiriyoruz.”

Samsun OMÜ Kampüs Camii Uzman ‹mam Hatibi Mehmet Atalay:
“Mabedin ve mektebin gölgesinde
bir gençlik yetifltiriyoruz.”

Söyleşi: Muhammed Kâmil Yaykan


Türk-İslam tarihi içinde sayamayacağımız kadar pek çok bilgin cami merkezli eğitim kurumlarından çıktı. Günümüzde de camiyi merkeze alan bir eğitim hareketi var. Adı: Camiakademi. Adı gibi hem cami hem akademi. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kampüs Camisi’nden bahsediyorum. Uzman İmam Hatip Mehmet Atalay’ın yine kendi gibi din gönüllüsü olan arkadaşları ile başlattığı bir hareket. Üniversitede bir cami olmaktan ziyade “üniversite camisi” sıfatını tam manasıyla hak eden bir mabet. Biz de Mehmet hocamızı yerinde ziyaret ettik ve “Namazla Arınma”i konuştuk…
Hocam, söyleşimize dinimizde camilerin yeri ve önemini konuşarak başlayalım isterseniz. Gerek bireysel gerekse de toplumsal manada camiler bizim için ne ifade ediyor?
Muhammed Kâmil Bey, öncelikle şahsınızda Diyanet Dergimize “Camiakademi” projesini misafir ederek göstermiş olduğunuz teveccühten dolayı şükranlarımı arz ediyorum.
Bilindiği gibi din olgusu ve inanma duygusu insanın doğasında var olan fıtri bir hakikattir. Allah (c.c.) insanın özü olan bu fıtratın bozulmaması için, onu bir fanus gibi koruyacak ve besleyecek sosyal bir sistem ve kurumsal bir müessese olarak, ilki Kâbe olmak üzere yeryüzünde mescit/cami inşa ettirmiştir. İslam hayatın merkezine mabet ve mektebi yerleştirerek madde ve mana ekseninde bir medeniyet hedeflemiştir. Tarihimize baktığımızda da bireysel ve toplumsal manada, camilerimiz iyi ve kötü günde âdeta toplumun yüreği olmuş, insanımızı bağrına basmış, kalpleri ve kalıpları teskin ederek “câmî” bir kardeşlik tesis etmiştir. Tarihî süreç içerisinde camilerimiz Müslüman toplum için zor dönemlerde kaçış kapısı değil, çıkış kapısı olmuştur. Ayrıca camiler; iyilik hareketinin başlatıldığı mekânlar ve cemiyeti rehabilite eden birer manevi klinik vazifesi görmüşlerdir. Merhum Akif’imizin ‘’Bana sor memleketin hâlini ben söyleyeyim: Bir imam çünkü bilir evleri. Ha bir de hekim.’’ mısralarında söylediği gibi cami ve görevlileri milletimizin âdeta ciğerleri olmuşlardır.
Camilerin toplum inşasında oldukça etkin bir rolü olduğunu söylediniz. Siz de bu etkinliği bulunduğunuz çevrede gerçekleştirmek için “Camiakademi” isimli bir proje başlattınız. Bu projenin oluşum ve gelişim süreçlerinden bizlere bahsedebilir misiniz?
Camiakademi projesi hâlen görevli olduğum OMÜ Kampüs Camii ve çevresindeki gözlem, tespitlerimiz neticesinde ihtiyaç odaklı doğmuş ve şekillenmiş bir çalışmadır. Çıkış noktası “Üniversite Camilerinde Sosyal Din Hizmetleri ve Rehberlik Uygulamaları” olan bu çalışmanın hedef kitlesi özelde üniversite öğrencileri, genelde ise kampüs ahalisidir. Projenin oluşum ve gelişim sürecini üç yıla yayarak ifade edersek birinci yılda; hizmet havzasında yapılan tespit ve teşhisler neticesinde öncelikle ‘’sorun etüdü’’ üzerinde yoğun bir zihin mesaisi başladı. Yani benim görev mahallimde ne tür sorunlar var, insanlar burada nasıl bir din ve cami hizmetine ihtiyaç duyuyorlar sorularına cevap arandı. Bu dönemde kampüs ahalisi üzerinde yaptığımız mülakat/anket çalışması projeye yön veren önemli bir unsur oldu. Daha sonra süreç, ifadem hoş görülürse, ‘’zihinsel hamilelik’’ dediğimiz dertlenme ve derdin peşine düşme dönemiyle yeni bir boyut kazandı. İkinci aşamada toplanan verilerin sonuçları ve özellikle gençlerden gelen talepler, öne çıkan soru ve sorunlar, zihinsel hamileliği yeni bir sancı dönemiyle buluşturdu. Bu dönemde neler yapmalıyız, nasıl yapmalıyız, kiminle ve nerede yapmalıyız sorularının cevaplarına çalışıldı. Yeni tanışmalar, ziyaretler, istişareler, küçük ders grupları ve sohbetlerle cami merkezli özel bir nüve oluşturuldu.
Bu arada cami müştemilatında projenin uygulanacağı yeni mekân arayışımız devam etti. Bu bağlamda cami derneğimizin ve üniversitemizin de desteği alınarak (kendilerine teşekkür ediyorum) bir etüt salonu ve çok amaçlı gençlik merkezi inşa edildi. Üçüncü yılın başında da yaşanan zihinsel sancı, bereketli bir doğumla neticelendi ve “Camiakademi Gençlik Platformu’’ adı altında, “Mabedin ve Mektebin Gölgesinde Bir Gençlik” inşası için 7/24 zaman ve 7/24 mekân anlayışıyla çalışmalarımız başlamış oldu.
“Mabedin ve Mektebin Gölgesinde Bir Gençlik” sloganı ile yola çıktığınız bu faaliyetlerinizde yaptıklarınızı bize anlatır mısınız?
Birebir görüşme, ziyaret ve nitelikli birlikteliklerle vasıflı insan gücüne ulaşıldı. Oluşan ilk nüveye proje ve amaçları anlatıldı, yol haritası oluşturuldu. Gençlerin kampüsün yoğun ve yorucu havasından sıyrılabilecekleri, dinlenip aynı zamanda ders mütalaası yapabilecekleri çok amaçlı etüt salonu yapıldı. Burada haftada iki kez kahvaltılı sabah namazı buluşmaları yapıldı. Yapılan hadis ve akait derslerinin usul ve kaynak açısından ‘’ana sütü gibi temiz, arı sütü gibi leziz’’ olmasına dikkat edildi.
Cami merkezli hafızlık projesiyle gençlerimizle hafızlığa başladık. Hâlihazırda iki tıp, iki ilahiyat ve iki de iktisat fakültelerinden olmak üzere altı öğrencimizle hafızlık çalışmamız devam ediyor. Hafızlar için özel yatılı suffe odaları hazırlandı ve iaşeleri karşılandı.
Kandil geceleri şehir halkının, öğrencilerle tanıştırıldığı ve ensar-muhacir kardeşliğinin inşa edildiği panayıra dönüştürüldü. Vize ve final sınavları sonrası ‘’vizeni al gel’’ sloganıyla piknik ve gezi programları düzenlendi. Çevre camilerle ‘’kardeş cami’’ ziyaretleri ve sohbetleri yapıldı. Caminin etrafına gençlerin namaz vakitleri dışında da uğrayıp muhabbet edebilecekleri kamelyalar yapılıp semaverler konularak kendin demle kendin iç hizmeti verildi.
Gençlik Merkezimizde ‘’Ya kubbe altı ya da köprü altı’’ sloganıyla her çarşamba ‘’Cami Kardeşliği Buluşmaları’’ yapıldı. Buluşmalarda tefsir sohbetleri ve sorulu cevaplı bilgi paylaşımı yapıldı. Gençlik merkezimizde Camiakademi Eğitim Programı çerçevesinde konferans, seminer, tiyatro, musiki, sinema vb. faaliyetler de icra edildi. Gençleri illegal yer ve yöntemlerden uzak tutmak ve camide daha fazla vakit geçirmelerini sağlamak için sınırsız internet hizmetiyle sanal kütüphane ve kırtasiye imkânı sunuldu. Karate, kondisyon, masa tenisi vb. alanlarda spor ve duş imkânı sağlandı.
Öğrencilerin sorunlarını dinlemek için ‘’Dinî Danışmanlık ve Rehberlik Bürosu’’ hizmete sokuldu. Her sezon başarılı bir öğrencimiz umre ile ödüllendirildi. ‘’Nifakla Küçülen Değil, İnfakla Büyüyen Bir Gençlik’’ anlayışıyla Camiakademi İnfak Fonu oluşturulup, öğrencinin öğrenciye burs verdiği bir sistem uygulandı. Camiakademi temsil heyetimizle birlikte öğrenci evi ziyaretleri yapıldı. Gençlik merkezimizde bayan öğrenciler, etüt salonumuzda da erkek öğrenciler hafta içi yatılı ‘’Cami Ribatları’’ ve okuma kampları uyguladılar.
Bir konu bir konuk çalışmasıyla üniversitemizin ve ülkemizin değerli hocalarını misafir etmek suretiyle konferanslar yapıldı. Kampüs içerisindeki bay ve bayan öğrenci yurtlarında ilahiyat atölyesi çalışmaları yapıldı. Bay ve bayan son sınıf öğrencilerine evlilik öncesi eğitim seminerleri verildi.
Projenin ar-ge çalışmalarında öğrenci katkısını artırmak için ‘’Kabiliyet veri tabanı’’ oluşturuldu. Ulusal ve uluslararası düzeyde hizmet veren STK’larla ortak projelere imza atıldı. Yılsonunda ‘’Asıl mesele mezuniyetimiz değil, mesuliyetimizdir’’ sloganıyla cami merkezli mezuniyet programları icra edildi. Bu çalışmaları sistematik bir şekilde organize etme kabiliyetine sahip, on iki kişilik koordinatörler grubu oluşturuldu.
Bu faaliyetler sadece erkek öğrencilere mi yapılıyor, kız öğrencilerimiz de bu faaliyetlerden istifade edebiliyor mu? Bir de başlangıcından günümüze kadar bu projelere kaç öğrencimiz iştirak etti?
Hocam, faaliyetlerimiz sadece erkeklere yönelik olmadığından Camiakademi Hanımeli Koordinatörlüğümüzü oluşturduk. Bayan öğrencilerimiz için de camimizde müstakil gün ve mekânlarda özel sohbet, okuma grupları, atölye çalışmaları, gezi-piknik ve hafta içi beş gün camide yatılı olarak kalıp kendi aralarında manevi paylaşım yapabilecekleri ‘’cami ribatları’’ projesini uyguluyoruz. Bu çalışmalara bütün fakültelerden çok ciddi bir katılım sağlandı.
İştirak hususuna gelirsek projenin ilk yılında bireysel tanışmalarla oluşan, sohbetler ve Kur’an dersleriyle başlanan on kişilik nüve, pozitif etkileşimle dışarıya doğru genişleyerek elhamdülillah bugün sohbet ve derslere ortalama 150-250 kadar öğrenci aktif olarak katılmaktadır. Bu çalışmalarda sosyal medya üzerinden de yaklaşık beş bin öğrencimizle iletişim kurulmaktadır.
Tüm faaliyetlerden hareketle, hedeflerinize ulaştığınızı söyleyebilir misiniz?
Geldiğimiz noktada Kampüs Camii’mizin sosyal mekân ve imkânlarıyla, sunduğu sosyal dinî hizmetlerle, öğrencilerin namaz vakitleri dışında da kaliteli zaman geçirdikleri, uhuvvet ikliminde adeta ilim ve yaşam merkezine dönüştüğünü görmek bizleri mutlu etmektedir. Camiakademi derslerine katılan kardeşlerimizde mezuniyet düşüncesiyle birlikte mesuliyet duygusunun da gelişmesi önemli bir kazanımdır. Özellikle bir öğrencimizin “hocam siz bizim için yaşam koçu, cami de yaşam merkezi durumundadır” sözü mevcut durumu özetlemektedir. Bundan dolayı da Rabb’imize hamdediyorum.
İçinde bulunduğumuz hafta ülkemiz genelinde “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak kutlanıyor. Bu hafta ile ilgili mihrap, minber ve kürsüdeki bir imam olarak bizlere neler söylemek istersiniz?
Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız cami merkezli eğitim ve danışmanlık hizmetleri anlayışının camiamız için, temel hizmet felsefesi olması gerektiği kanaatindeyim. Zira milletimiz camiden dağıldığı günden beridir hâlâ toplanamamış ve toparlanamamıştır. Bütün camilerimizdeki hizmet anlayışımızda ‘’camilerin sadece ölenlerin uğurlandığı mekânlar değil, dirilerin ağırlandığı mekânlar olması’’ düşüncesinin hâkim olmasını yürekten diliyorum. Biraz gayret ve fedakârlık, bunun çok da zor olmadığını gösterecektir.
Hocam, söyleşiniz için teşekkürlerimi sunuyorum. Dergimiz aracılığı ile okurlarımıza vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Camiler bu milletin medeniyet tekneleridir. Hamuru neslimiz ve ustası da biz din gönüllüleriyiz. Yorulmadan, usanmadan bu hamuru yoğurmaya ve en güzel kıvamda pişirmeye mecburuz. Eğer hamur, usta ellerde ve dillerde değil de art niyetli tezgâhlarda kalırsa, o tezgâhlarda yoğrulan ve pişirilen hamur maalesef el kırıyor, diş kırıyor, gönül ve baş kırıyor.
Bu vesileyle 2015 Yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftamızın hayırlara vesile olmasını diliyor, hedef kitlemizin sadece dünyadan göçenler değil, dünyası göçenler olması gerektiği anlayışının hâkim olmasını diliyorum.