Makale

Konu: Din hizmetinde etkili ve anlamlı iletişim

Konu:
Din hizmetinde
etkili ve anlamlı iletişim

Dr. Abdurrahman Candan
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı

I. Plan
1. Etkili ve anlamlı iletişimde güzel sözlerin önemi
2. İlahi hitabın etkileyici üslûbu
3. Sözlü hitap yöntemi
II. İşlenişi
Söz söylemenin, konuşmanın önemi, iletişimdeki etkisi vurgulanarak konuya başlanır. Güzel kelamın, tatlı hitabın insanlar üzerinde olumlu etkiler yaptığı ve tarih boyunca bütün toplumlar tarafından önemsendiği anlatılır. Konu ile ilgili ayetler, Peygamber Efendimiz’in uygulamaları ile birlikte verilir. Müslümanların belagata, şiire, güzel konuşmaya, edebiyata, sözlü ilmi geleneğe büyük önem verdiği ve eşsiz bir söz medeniyetinin oluştuğu anlatılır. Güzel kelamın nasıl olacağı ile ilgili kısa bilgiler verilir. Bu anlamda hitap şekli, ses tonu, kullanılacak cümlelerin seçimi, muhatabın kavrama kabiliyeti vb. konular, hayatın içinden örneklerle anlatılır.
III. Özet sunum
Kur’an-ı Kerim, anlamlı, uyumlu sözlere önem veren, güzel konuşmayı önemseyen, teşvik eden hatta kutsayan bir topluluğa nazil olmuştu. Her yıl panayırlarda şiir ve güzel konuşma meclisleri düzenlenir, insanlar büyük dikkat ve hayranlıkla söylenenleri dinlerdi. En güzel şiirler de Kâbe’nin duvarlarına asılırdı. Böyle bir topluluğa nazil olan Kur’an, eşsiz üslubu, zengin içeriği ve benzersiz hitap şekli ile Araplar üzerinde derin etkiler bırakmıştı.
Peygamber Efendimiz’in sade, yalın, anlaşılır, etkileyici ve muhatabın yüreğine işleyen hitap şekli, Arap yarımadasında yankı bulmuştu. Bir defasında yarımadanın ünlü söz ustalarından Akra’ b. Habis, Zibrikan b. Bedir, Amr b. Ethem ve yanlarına aldıkları birçok insan ile kutlu elçi ve ashabını sözleriyle mahcup etmek için Medine’ye gelmiş, ancak Hz. Peygamber’in söz meclislerinde yetişen ashabın etkileyici ve anlam yüklü sözleri karşısında sönük kalmışlardı. Özellikle Hz. Peygamber’in tatlı sohbeti, güçlü edası, etkileyici, heyecan verici sözleri karşısında adeta erimiş, beşer sözünün en güzel ve en güçlüsünün nasıl olacağını, nasıl dile getirileceğini görmüş, adeta büyülenmişlerdi. Neticede bütün sözlerin özünün Hz. Peygamber’e lütfedilmiş olduğunu kabul etmiş ve iman etmişlerdi.
Söz, ihtiyaç hâlinde ve muhatap için bir anlam ifade edeceğine inanıldığı zaman sarf edilir. Dinimiz hakaret, dedikodu, iğneleyici, küçük düşürücü söz söylemeyi yasaklamıştır. İnsanları anlamsız konuşmalarla oyalamanın, lüzumsuz, abartılı, hakikati yansıtmayan söz söylemenin, sahibine vebal kazandırdığını belirtmiştir.
Söz, muhataba değer vermek, bilgi kazandırmak, meclise anlam katmak, fayda vermek için söylenir. Sadece söz sanatına yönelik, gereği yerine getiril(e)meyecek, yalancı güzellik oluşturan abartı ve yapmacık konuşmalar, Allah katında değersiz olduğu gibi sahibine sorumluluk da getirir.
IV. Konu ile ilgili bazı ayetler
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve her zaman doğru ve hak söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.” (Ahzab, 33/70-71.)
“Her ne söz söylerse, mutlaka yanında hazır bir gözcü vardır.” (Kaf, 50/18.)
“İnsanları Allah’a çağıran, iyi iş yapan ve ‘Ben Müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?” (Fussılet, 41/33.)
“Kullarıma söyle: (İnsanlara karşı) en güzel sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan insanın apaçık bir düşmanıdır.” (İsra, 17/53.)
“Güzel sözler ancak O’na yükselir.” (Fatır, 35/10.)
“Onlara sözlerin en güzelini söylemek nasib edilmiş, bütün güzel övgülere lâyık olan Allah’ın yoluna hidayet edilmişlerdir.” (Hac, 22/24.)
“Rahman, Kur’an’ı öğretti. İnsanı yarattı. Ona beyanı (düşünüp ifade etmeyi) öğretti.” (Rahman, 55/1-4.)
V. Konu ile ilgili bazı hadisler
Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre, Allah Rasulü (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Her kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa, ya hayır konuşsun yahut sussun.” (Buhârî, Rikâk, 23.)
Rasulüllah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “İyiliği emredip kötülükten sakındırmak ve Allah’ı hatırlatıcı sözler söylemek dışındaki bütün konuşmalar Ademoğlunun aleyhinedir.” (Tirmizi, Zühd, 62.)
Hz. Aişe’den rivayet edilmiştir. “Allah Rasulü’nün kelamı onu dinleyen herkesin anlayacağı kadar açık ve duruydu.” (Ebu Davud, Edeb, 18.)
Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre, Allah Rasulü (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Bana bütün sözlerin özü verildi.” (Buhârî, Cihâd, 122.)
Rasulüllah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Kişinin faydasız, lüzumsuz (mâlâyânî) şeyleri terk etmesi, güzel bir şekilde Müslüman oluşunun göstergesidir.” (Tirmizi, Zühd, 11.)
Allah’ın Rasulü şöyle buyurmuştur: “Allah, dilini eğip büken (çok bilgili edasıyla konuşmaya çalışan) belagat sahibini sevmez.” (Tirmizi, Edeb, 72.)
Peygamber Efendimizden şöyle rivayet edilmiştir: “Bir kimse sağına soluna bakınıp bir kimseye bir söz söylerse o söz bir emanettir, sırdır.” (Tirmizi, Birr, Sıla, 39.)
Rasulüllah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü bana en sevgili ve makamca en yakın olanınız, ahlakı en güzel olanlarınızdır. Kıyamet günü bana en sevimsiz ve konum itibariyle benden en uzak olacak olanlar boşboğaz olanlar, yapmacık konuşanlar ve lafı eveleyip geveleyenlerdir.” (Tirmizi, Birr ve Sıla, 71.)
Ebu Hureyre’nin naklettiğine göre, Rasulüllah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Hoş/güzel söz sadakadır.” buyurmuştur. (Buhârî, Cihâd, 128.)
Ebu Hureyre’den rivayet edilmiştir: Rasulüllah (s.a.s.) hoşuna giden bir söz işitti. Sözün sahibine de şöyle dedi: “Senin iyimser oluşunu ağzından (çıkan sözlerden) aldık.” (Ebu Davud, Tıb, 24.)
VI. Konu ile ilgili bazı hikmetli sözler
Abdullah b. Mesut şöyle demiştir: “Bela sözün neticesidir.” (İbn Ebi Şeybe, Musannef, V, 231.)
Abdullah b. Amr şöyle demiştir: “Söz hapşırmaya benzer. Azı ilaç, çoğu hastalıktır.” (Bağavi, Şerhü’s-Sünne, IVX, 320.)
Meryem oğlu İsa şöyle demiştir: “Allah’ı anmaksızın çok konuşmayın. Sonra kalpleriniz katılaşır. Katı kalp ise, Allah’tan uzaktır.” (Muvatta, Kelâm, 3.)
Ebu Hureyre şöyle demiştir: “Bir kişi bir söz söyler de o sözden dolayı cehennem ateşine düşeceği hatırına gelmez. Bir kimse de bir söz söyler, bu sözden dolayı Allah’ın kendisini cennete koyacağı aklına gelmez.” (Muvatta, Kelam, 2.)
Ömer b. Abdülaziz şöyle der: “Sözlerini eylemlerinden saymayan kişinin hataları çok olur.” (İbn Şeybe, Musannef, VII, 175.)
Ağızdan çıkan söz bil ki, yaydan fırlayan ok gibidir O ok gittiği yerden geri dönmez. Seli baştan bağlamak gerek. (Mevlana)
Budur cihanda benim en beğendiğim meslek,
Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek (M. Akif Ersoy)
VII. Verilebilecek mesajlar
Dinimizde güzel, açık, etkili sözler önemsenmiştir.
Konuşulacak sözler, anlamlı ve ihtiyacı gidermeye yönelik olmalıdır.
Söz, gerçeği yansıttığı ölçüde değer kazanır.
İsyan, sefahat ve dalalete davet eden her türlü söz, şiir ve edebi metin muteber değildir.
Söz, insanlığın kurtuluşuna vesile olabileceği gibi, yok oluşuna de neden olabilir.
VIII. Yararlanabilecek diğer bazı kaynaklar
Çetin, Abdurrahman; Hitabet ve İrşad: Güzel Konuşma İnsanları Etkileme Yolları, Aksa Yay. Bursa 1998.
Özdemir, Emine, Güzel ve Etkili Konuşma Sanatı, Remzi Yay. İst. 1996.
Karan, Cuma, Vaiz ve İmamlar İçin Cemaat ile Etkili İletişim, Gündönümü Yay. İst. ts.
Muallimoğlu, Nejat, Bütün Yönleri İle Hitabet, Avcıol Yay. İst. 2005.