Makale

Konu: Komşuluk hakkı

Konu:
Komşuluk hakkı

Elif Erdem
Diyanet İşleri Başkanlığı Uzmanı

I. Plan
a) “Komşu” kavramının açıklanması (yakın ve uzak komşular)
b) İslam dininin komşuyla iyi ilişkiler kurmaya verdiği önem
c) Komşuya karşı görev ve sorumluluklarımız
d) Komşularla iyi geçinmenin maddî ve manevî kazandırdıkları
II. İşleniş
Konuya “komşu” kavramının ne anlama geldiği açıklanarak başlanır. İlgili ayette geçen “yakın ve uzak komşu” tabirleriyle kastedilen manalara değinilerek bu kavramın geniş boyutlarda düşünülmesinin daha doğru olacağı, komşulukla ilgili ayet ve hadislerin de bu doğrultuda anlaşılması gerektiği ifade edilir.
Komşuların kimler olduğu belirlendikten sonra İslam dininin komşularla iyi ilişkiler kurmaya atfettiği önem üzerinde durulur. Bu çerçevede, komşuyla olan münasebetlerde sergilenen tutumları Yüce Allah’a duyulan imanla ilişkilendiren hadis-i şerifler zikredilerek komşuluk ilişkilerini düzenlemenin sadece ahlaki bir konu olarak ele alınmaması gerektiği belirtilir. Önemine binaen literatürümüzde bununla ilgili pek çok emir ve tavsiyenin yer aldığı kaydedilerek komşu hakkına dair hadis-i şeriflerden örnekler zikredilir.
İslam dininin komşulukla ilgili belirlediği temel ölçütler izah edilerek bunların en başında “güven” duygusunun yer alması gerektiğine dikkat çekilir. Komşularla sevgi ve saygıya dayalı iyi ilişkiler kurmayı öğütleyen hadislerle konu pekiştirilerek komşuların maddi ve manevi ihtiyaçlarıyla alâkadar olmanın gereği üzerinde önemle durulur.
III. Özet sunumu
Komşular, sosyal yaşamda ailemizin ardından ikinci sırada yer alan yakınlarımızdır. “Komşu” denildiğinde öncelikli olarak yanı başımızdaki, her gün karşılaştığımız hane sahipleri anlaşılsa da Kur’an-ı Kerim’de yer alan “yakın komşu” ve “uzak komşu” ifadelerinden hareketle bu kavramı daha geniş kapsamlı düşünmek ve konuyla ilgili vazedilen emir ve yasakları bu minvalde değerlendirmek yerinde olacaktır. Bu doğrultuda “komşularımız”, yanı başımızdaki evde, sokakta, mahallede, şehirde ve hatta ülkede yaşayan insanları da içerecek şekilde geniş çerçevede tanımlanabilir.
Komşuyla ilişkiler, kişinin genel olarak sosyal çevresiyle kuracağı ilişkilerin çekirdeğini oluşturduğundan dinimizde komşuluk ilişkilerinin canlı tutulması üzerinde hassasiyetle durulmuştur. Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kimsenin komşusuna eziyet edemeyeceği, mümin olmanın iyi komşu olmayı gerektirdiği belirtilmiştir. Dolayısıyla müminin “kâmil” sıfatını kazanabilmesinde komşuluk ilişkilerindeki tutumunun küçümsenemeyecek bir payı vardır. Bu nedenle komşuların birbirleri üzerindeki hakları ayrıntılı bir şekilde ele alınmış ve komşuya karşı sorumlulukları yerine getirmenin önemi ısrarla vurgulanmıştır.
Dinimiz komşuluk ilişkilerinin zeminine, müminin en temel özelliği olan güvenilirliği yerleştirmiştir. Bu bağlamda Peygamber Efendimiz, komşusunun kendisinden emin olmadığı kimsenin ilâhî mükâfatlardan mahrum olacağını bildirmiştir. Pek çok hadisinde komşuların maddi ve manevi ihtiyaçlarını gözetmeyi, onlarla samimi ilişkiler içerisinde olmayı tavsiye etmiştir. Söz gelimi komşulara ikramda ve infakta bulunmayı, acı ve tatlı günlerde destekçileri olmayı öğütlerken, komşuları rahatsız etmeme, onlara söz ve fiillerle eza vermeme hususunda ikazlarda bulunmuştur.
Komşuluk ilişkilerinin dinimizin belirlediği esaslar çerçevesinde devam ettirilmesi, bireylere psikolojik ve sosyolojik açıdan huzurlu bir yaşam sağlar. Komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesiyle kişi bir yandan sevdiklerine her konuda yardımcı olabilmenin sürurunu yaşarken bir yandan da hemen yakınında, başı sıkışınca yardım alabileceği, sevinçlerini paylaşabileceği, gerektiğinde çocuklarını ya da evini emanet edebileceği birilerinin olduğu bilinciyle güven içerisinde yaşar. Dünyadaki bu kazanımların yanı sıra komşulara güzel muamelede bulunmak kişiyi Allah katında hayırlı bir mevkiye eriştirir ve komşularının yapacağı iyi şahitlikler onun günahlarının bağışlanmasına vesile olur. Dolayısıyla hem dünyamızı ve hem de ahiretimizi etkileyecek bu insanların seçiminde oldukça titiz davranmamız gerekir.
IV. Konu ile ilgili bazı ayetler
“Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (Nisa, 4/36.)
Size bir selam verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır. (Nisa, 4/86.)
Kullarıma söyle: (İnsanlara karşı) en güzel sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan insanın apaçık bir düşmanıdır. (İsra, 17/53.)
Bir sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı yahut da insanların arasını düzeltmeyi emredenleri hariç, onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim bunları sırf Allah’ın rızasını kazanmak için yaparsa, biz ona büyük bir mükâfat vereceğiz. (Nisa, 4/114.)
Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin. (Hucurat, 49/10.)
Konuyla ilgili faydalanılabilecek diğer ayetler; Nisa 4/ 32, 86; İsra 17/36-39; Nahl 16/ 91; Mü’minun 23/8; Furkan 25/72; Lokman, 31/18-19; Hucurat 49/ 12; İnsan 76/ 8-10.
V. Konu ile ilgili bazı hadisler
Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Rasulüllah şöyle demiştir: “Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin ya da sussun! Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa komşusuna eziyet etmesin! Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin!” (Buhari, Rikak, 23.)
Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Rasulüllah şöyle demiştir: “Komşuna iyilik yap ki mümin olasın.” (Tirmizi, Zühd, 2.)
Abdullah b. Amr’dan rivayet edildiğine göre Allah Rasulü şöyle demiştir: “Cebrail bana komşu hakkından o kadar çok bahsetti ki komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.” (Tirmizi, Birr ve Sıla, 28.)
Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Rasulüllah şöyle buyurmuştur: “Komşusunun şerrinden emin olmadığı kimse cennete giremez.” (Müslim, İman, 73.)
İbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre Rasulüllah şöyle demiştir: “Yanı başındaki komşusu açken tok yatan kimse, iman etmemiştir.” (İbn Ebi Şeybe, Musannef, İman ve Rü’ya, 6.)
Ebu Zer’den rivayet edildiğine göre Rasulüllah şöyle demiştir: “Çorba pişirdiğinde suyunu biraz fazla koy, sonra komşularından bir ailenin hâline bakıp, uygun bir şekilde ondan kendilerine ikram et.” (Müslim, Birr ve Sıla, 143.)
Abdullah b. Amr’dan nakledildiğine göre Rasulüllah şöyle buyurmuştur: “Allah katında komşuların en hayırlısı, komşusuna karşı en güzel davranandır.” (Tirmizi, Birr ve Sıla, 28.)
VI. Konuyla ilgili bazı hikmetli sözler
“Allah’ı isteyenlerin, Allah dostu olanların komşusu olursan, sen de Hakk’ı isteyenlerden olursun; onların sayesinde, sen de nefis savaşını kazanırsın.”
(Hz. Mevlana)
“Eger konşı hak’ı boynundayısa
Cehennem’de yarın bâkî kalasın.”
(Yunus Emre)
Komşu hakkı Tanrı hakkı gibidir.
(Atasözü)
VII. Verilebilecek mesajlar
Komşuyla kuracağımız ilişki, sosyal hayatta kuracağımız diğer ilişkilerin bir provasıdır.
“Komşu” kavramı geniş çaplı düşünülmeli ve dinimizin konuyla ilgili emir ve yasakları da bu şekilde anlaşılmalıdır.
Komşuya karşı tutumumuz, imanımızın göstergelerinden biridir.
Komşuyla iyi geçinmek yalnızca ona güzel muamelede bulunmak değil, gerektiğinde onun kusurlarını affetmektir.
Komşuyla güzel ilişkiler içerisinde olmak bizi Rabbimizin rızasına, dünyevi ve uhrevi mükâfatlarına eriştirir.
VIII. Yararlanılabilecek bazı kaynaklar
• Diyanet Aylık Dergi (Ramazan ve Komşuluk), sayı: 248, Ağustos 2011.
• Komşuluk -İnsani Sorumluluk-, Komisyon, DİB Yayınları Cep Kitapları, Ankara 2011.
• Mustafa Çağrıcı, “Komşu”, DİA, XXVI, Ankara 2002.
• H. Yunus Apaydın, Komşuluk İlişkileri, İlmihal II, TDV Yayınları, Ankara 2006 (478-480).