Makale

EDİTÖRDEN

EDİTÖRDEN


Yüce yaratıcımızın rahmeti öfkesinden, bağışlaması da cezalandırmasından daha geniştir. Rabbimizin güzel isimlerinin başında Rahman ve Rahîm gelir. İlâhî hitabına bu isimlerle başlanır. Kutlu elçisi Hz. Muhammed (s.a.s.)’i âlemlere rahmet olarak göndermiştir. Annenin evlâdını şefkatle bağrına basmasından, hayvanların yavrularına olan düşkünlüğüne varıncaya kadar hepsi Cenab-ı Hakk’ın bahşettiği şefkat ve merhametin bir sonucudur. Sayısız nimetlerle donattığı insanoğlunun, bunca isyan ve tuğyanına rağmen onları havasız, susuz ve nimetsiz bırakmaması da yine O’nun engin rahmetinin bir eseridir. Kısaca belirtmek gerekirse, O’nun rahmeti her şeyi kuşatmıştır.

Şefkat abidesi olan Hz. Peygamber, insanlığın hasret kaldığı ve özlemini çektiği merhameti sadece insanlara değil, hayvanlara, bitkilere, canlı cansız her şeye karşı göstermiştir. “Merhamet etmeyene merhamet edilmez” düsturuyla da herkesin şefkat ve merhamete muhtaç olduğunu ve merhamet arayanların öncelikle kendilerinin merhametli olmaları gerektiğini hatırlatmıştır.

Bugün dünyanın dört bir yanında yaşanan ve bütün insanlığın gözleri önünde cereyan eden savaşlar, terör olayları, şiddet, insan hakları ihlâlleri, daha çok kazanma hırsı ve tüketim çılgınlığı uğruna veya bilinçsizce çevrenin tahrip edilmesi herkesi üzmekte ve tedirgin etmektedir. Aydınlanma, çoğulculuk, diyalog ve hoşgörü gibi çağdaş değerler ise sadece sözde kalmaktadır.

Yaşanan bu acı tablo, bizleri yeniden şefkat ve merhameti hatırlamaya, deyim yerindeyse bir merhamet çağrısında bulunmaya sevk etti. Bu yüzden gündem konumuzu “merhamet” olarak belirledik. Özellikle gönüllerin ilâhî rahmet ve mağfiret arzusu ile yıkandığı, sahurun bereketi, iftarın sevinci ve teravihin coşkusuyla manevî duyguların zirveye ulaştığı rahmet ve bereket mevsimi Ramazan’da, bugün eksikliğini hissettiğimiz pek çok değer yanında, şefkat ve merhameti de özümsemeye ve davranışlarımıza yansıtmaya ihtiyacımız olduğuna yeniden vurgu yapma ihtiyacı hissettik. Konuya ilişkin hazırladığımız birbirinden değerli yazıları zevkle okuyacağınızı düşünüyorum.

Bu ayda ilâhî vahyin ve rahmet elçisinin kılavuzluğunda yeniden gönül dünyamıza dönmeli, nefsimizle hesaplaşmalı, geçmişimizi muhasebe etmeli, geleceğimizi plânlamalı, çevremizde yardım bekleyen kimsesizlere, yetimlere, yoksullara, yaşlılara, hastalara şefkat ellerimizi uzatmalıyız. Anne-babamıza, akrabalarımıza, komşularımıza sevgi ve merhametle yaklaştığımız gibi, hayvanlara, bitkilere ve çevremize de aynı şekilde sevgi ve merhametle muamele etmeliyiz.

Ramazan Ayı’nın, başta şefkate hasret olan tüm mahzunlar ve çaresizler olmak üzere hepimiz için bir “Rahmet Ayı”na dönüşmesini diliyor, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecenizi ve mübarek Ramazan Bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum.

Bir sonraki sayıda yeniden buluşmak dileğiyle.

Dr. Yüksel SALMAN