Makale

Dini Kavramlar Sözlüğü

KİTAP TANITIMI

Dini Kavramlar Sözlüğü
Dr. Kıyasettin Koçoğlu
DİB/Eğitim Uzmanı
Edt. Doç. Dr. İsmail Karagöz, 3. Baskı, DİB. Yay. Ankara 2007.

Aynı zaman ve mekânı kullanmak mecburiyetinde olan insanların birbirleri ile iletişim içerisinde olmaları tabii bir zorunluluktur. Ortak anlam ifadelerinin kullanılmasıyla gerçekleşen iletişimin en sihirli araçları sözcüklerdir. İnsanların yaşam şekillerini, tarihsel özelliklerini, kültür vb. pek çok niteliklerini yansıtan sözcükler ve onların kullanım şekilleri uzun tarihsel süreçler içerisinde şekillenmektedir.

İnsanların doğru iletişim kurmaları için kullandıkları sözcüklerin ortak anlamlarının doğru bir şekilde bilinmesi zorunludur. Çünkü gönderilen iletinin kaynağında yüklenilen anlamın alıcıda da aynı çağrışım yapması için her iki cenahta da sözcüklere aynı anlamların yüklenmesi gerekmektedir.

Kelimeler sadece iletişim aracı işlevi görmezler. İnsanlar onlarla geçmişleri ve gelecekleri arasındaki köprüleri kurarlar, hayallerini, düşüncelerini de onların sayesinde ifadelendirirler. Çünkü bilinen kelimeler ve onların nitelikleri insanların algı alanının genişliğini, bilgilerinin enginliğini ve aynı zamanda düşünsel gelişmişliklerini ifade eder. İfadelendirilemeyen bilgilerin veya duyguların bireysel anlamı var kabul edilse de sosyal değerini bahsetmek mümkün olmayabilir. Bu bağlamda, bütün bilgisini ancak iki yüz-üç yüz kelime ile ifade edenle, hayatının her alanını binlerce kelimenin ifade ettiği anlam zenginliğine açan kişilerin dünyaları, özellikle düşünsel alanları hiçbir zaman mukayese kabul etmeyeceği aşikârdır.

Ortak kullanımı yaygın ve kelime dağarcığı zengin diller toplumların birlik ve gelecekleri için çok önemlidir. Çünkü kavramlardaki anlam bütünlüğündeki birlik sağlıklı ve doğru bir iletişimi ve dolayısıyla birbirlerini rahatlıkla anlayan ve anlaşan ortak yaşam alanlarının oluşmasına önemli katkı sağlar. Eğer aynı kavramlar farklı ifadeleri tanımlarsa yani trafikte kırmızı ışık birisi için dur diğeri için geç anlamı ifade ettiği zaman çıkacak kargaşanın aynısının zihinlerde, dolayısıyla sosyal hayatta yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca doğru iletişim kurduğu kişiler ile insanlar diyaloglarını geliştirir ve onlarla ortak paylaşım alanları oluştururlar.

Her alanda hızlı değişimin hem bilimsel hem de kültürel etkilerinin derinden hissedildiği günümüzde maalesef dilimiz de etkilenmektedir. Bir asır önce kaleme alınan eserleri maalesef bu gün sözlüklerle anlamaya çalıştığımız gerçeği üzücü olmakla birlikte hâlin sıkıntılarını ortaya koyması açısından da çok anlamlı gözükmektedir.

Sözlük - kamus çalışmaları ifade etmeye çalıştığımız problemlerin giderilmesinde çok önemli veri kaynağını oluşturmaktadır. Bu bağlamda her ilim veya kendisine has özellikler içeren alanların kendi kavramlarını içeren sözlükleri, ıstılah kamuslarının olması da önemli olmaktadır. Her alanın kendi kavram dünyası vardır. O kavram dünyasında kelimeler yeniden anlamlanır ve farklı şekil ve mahiyetlere bürünür. Bu bağlamda din önemli bir alanı temsil etmektedir.

Din insanların hayatına yön vermede en önemli etkenlerden birisidir. Hem etkin alanı, hem de etki kaynağı ve hem de etki tarzı olarak diğer etmenlerden farklılıklar arz etmektedir. Onun kaynağı ilâhî, etki alanı insanın var olduğu her an ve alan, etki yeri insanın yüreğidir. İnananlar için onun içerdiği her düstur hayatın anlamlanması için olmazsa olmazlardan olup, gereğinin yerine getirilmesi hem bu dünya hem de ahiret yurdu için önemlidir. İnsan onunla olan ilişkisinin niteliğine göre manevî değerler kazanırken mahlûkatın en şereflisi veya aşağıların aşağısı arasında yer edinmektedir.

Dinin doğru anlaşılması bir anlamda murad-ı ilâhinin tam kavranabilmesi hayatiyet arz ettiği için İslâm’ın ilk günlerinden itibaren bu maksada matuf ciddî çalışmaların yapıldığı malumdur. Tefsir, hadis, fıkıh, kelâm vb. alanlardaki gayretler aynı şekilde Dinin kavramları bağlamında da sürdürülmüştür. Çünkü kavramların doğru anlamlandırılamaması tefsir, hadis, kelâm vb. çalışmalarda elde edilecek sonuçlarında maalesef murad-ı ilâhinin kastettiği olmayacaktır. Dolayısıyla öncelikle meramın doğru anlaşılması ve doğru ifadelendirilmesi önemlidir.

İslâm kültür tarihinde, kavramları konu edinen, “ta’rifat”, “kâmus”, “müfredât”, başlıklı eserlerin yazımı çok eskilere dayanmaktadır. Ragıb el-İsfehanî’nin Müfredât’ı, Seyyid Şerif Cürcânî’nin Ta’rifât’ı, Ebu Bekâ’nın Külliyyât’ı ve İbn Ebi’d-Dünya’nın risaleleri bunların meşhurlarındandır. Bu eserlerin ortaya çıkış dönemleri ve onlara atfedilen önem Din alanında kavramların doğru algılanmasının önemini ortaya koymaktadır.

Kavram bir fikri, bir bilim, sanat ve meslek dalını, bir konuyu anlatmak için kullanılan, o fikrin ve konunun ifade edilmesinde öne çıkan, sözlük anlamına ilâve olarak yeni ve farklı bir anlam yüklenmiş olan sözcüklere denir. Dinî kavramlar Kur’an ve hadislerde geçen iman, itaat, ibadet, tefsir, fıkıh, hadis, kelâm, tasavvuf, felsefe, ahlâk, iktisat, siyer, tarih, kıraat, tecvid gibi bilim dallarında kullanılan dinî içerikli kelimeleri ifade eder. Dinî kavramlar bir anlamda dini bilgiler demektir. İnsan ne kadar çok dini kavram biliyorsa dini bilgileri o nispet sağlam temellere oturacaktır. Dinî kavramların ifade ettiği anlamlar ne kadar sağlıklı kavranılıp öğrenilir ve anlaşılırsa dinî bilgi ve düşünce de o nispette sağlıklı kavranıp öğrenilmiş ve anlaşılmış olacaktır. Bu husus dinî kavramları öğrenmenin önemini ortaya koymaktadır.

Kavramların sadece bilim açısından değil, düşünme ve mantıkî muhakeme açısından da önemli olduğu aşikârdır. Doğru ve isabetli bir düşüncenin alt yapısını ancak doğru anlaşılan ve doğru ifade edilen kavramlar oluşturur. Kavramlara hâkim olmak eğitim ve öğretim açısından da büyük önem taşımaktadır. Tanıtmaya çalıştığımız eser de bu kıymetli özellik ve niteliklere haizdir. Eser de böyle bir düşüncenin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Âdeta küçük bir ansiklopedi mahiyetinde olan eserde dini kavramlar, ilmi bir üslûp ve anlaşılır bir dil ile kaleme alınmış ve geniş bir topluluğa hitap etmesi hedeflenmiştir.

Böyle bir eserin hazırlanması 25-29 Temmuz 2000 tarihleri arasında Saraybosna’da düzenlenen “Avrasya İslâm Şûrası Teşkilâtı” toplantısında dile getirilmiş ve bir öneri olarak karara bağlanmıştır.

İki bin civarında kavramın yer aldığı ve öğrenciler, din görevlileri ve dinin temel kavramlarını öğrenmek isteyen herkes için faydalı bir kaynak olacağı düşünülen eserin maddeleri Doç. Dr. Fikret Karaman, Doç. Dr. İsmail Karagöz, Dr. İbrahim Paçacı, Dr. Mehmet Canbulat, Dr. Ahmet Gelişgen ve İbrahim Ural tarafından kaleme alınmıştır.

Eserde temel olarak Kur’an ve hadisler esas alınmakta ve referans olarak sure ve ayet numaraları gösterilirken diğer kullanılan kaynaklar ise zikredilmemektedir. Maddeler yazılırken önce sözlük anlamı, sonra terim anlamı ve Kur’an’daki anlamı verilmiştir. Herhangi bir konu işlenirken konu içerisinde yer alan diğer kavramlar, ayrıca müstakil bir madde olarak ele alındığına işaret olmak üzere koyu yazılmıştır. Birden fazla kavram ile ifade edilen içerikler, aynı kökten gelen farklı kelimeler veya birbiriyle yakın ilişkili kavramlar bir maddede yazılmış ve diğer kavramlar bu maddeye atıfta bulunulmuştur. Maddeyi kimin yazdığını belirtmek amacıyla her maddenin sonunda parantez içerisinde o maddeyi yazanın ad ve soyadının ilk harfi yazılmıştır.

Bugün dinî meselelerimizi anlatırken de günümüz bilim ve anlayışındaki gelişmeleri asrın idrakine asrın kavramlarını da kullanarak sunmamız gerekmektedir. Bu minvalde yapılan çalışmalar, dinin doğru anlaşılması, hayata doğru aktarılması ve toplumsal geleceğimize yaptıkları anlamlı katkılar dolayısıyla çok kıymetlidir. Tanıtımını yapmaya çalıştığımız eser de bu açıdan oldukça anlamlıdır.