Makale

İttiba-Tâbi

Kur’an Kavramları

Doç. Dr. İsmail Karagöz
Rehberlik ve Teftiş Başkanı

İttiba-Tâbi

Sözlük anlamı
Sözlükte izlemek, peşinden gelme, uymak ve taraftar olmak anlamlarındaki “t-b-a” kökünden türeyen “ittiba” kelimesi; bir şeye tabi olmak, ardından ve izinden yürümek, bir şeye meyletmek ve birini taklit etmek anlamlarına gelir.
Din dilindeki anlamı
“İttiba” kelimesi, biri övülen ve teşvik edilen, diğeri de yerilen ve sakınılması istenen olmak üzere iki kısımdır:
a) Övülen ittiba; imanın gereği bilerek Allah rızasına, peygambere, dosdoğru yola, hak dine ve ilahî vahiy Kur’an’a uymak. Bundan maksat; Kur’an’ın emirlerini, fert, aile ve toplum hayatı ile ilgili ilkelerini uygulamak ve yasaklarından sakınmaktır.
b) Yerilen ittiba; batıl yollara, kâfirlere, ehl-i kitaba, nefsin kötü arzularına veya şeytana uymak. Bundan maksat; gayriislami hükümleri uygulamak, nefsani arzuların veya kâfirlerin İslam’a aykırı olan düşünce, görüş ve ilkelerini benimsemek ve uygulamak veya şeytanın ve şeytanlaşan insanların kötü telkinlerine kapılarak haram yemek ve günah işlemektir.
Kur’an’daki anlamı
“İttiba” kelimesi ve türevlerimastar (tebe’-ittiba’), isim (tâbi’-mütetâbi’, metbû’) ve fiil (tebe’a-ittebe’a) olarak Kur’ an’ da 171 defa geçmiş ve şu anlamlarda kullanılmıştır:
a) Takip etmek, uymak, peşinden gitmek: Mesela,“(Ey Peygamberim!) O hâlde biz Kur’an’ı okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy, takip et.” (Kıyamet, 75/18.) ayetinde bu anlamda kullanılmıştır.
b) Bir şeyi, başka bir şeyin sonrasında yapmak: Mesela, “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin Rab’leri katında mükâfatları vardır.” (Bakara, 2/262.) anlamındaki ayette bu anlamda kullanılmıştır.
c) Lanet etmek: Mesela,“Onlar, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lanete uğratıldılar.” (Hud,11/60.) anlamındaki ayette bu anlamda kullanılmıştır.
d) Birinin inancına, görüşüne, davetine ve yoluna uymak, birine itaat etmek: Mesela,“Ben ancak bana vahyolunana uyarım.” (Yunus, 10/15.) anlamındaki ayette bu anlamda kullanılmıştır.
Kur’an’da Allah’a, peygambere, Kur’an’a, hakka ve doğruya ittiba emredilmiş ve ittiba edenler övülmüş; buna mukabil şeytana, batıla, ahlaken kötü insanlara, kötü arzu ve isteklere ittiba men edilmiş ve uyanlar yerilmiştir.
1. Allah açısından: Allah’ın herhangi bir varlığa uyması söz konusu değildir. “Eğer Hak (Allah) onların arzularına uysaydı gökler ve yer ve onlarda bulunanlar elbette bozulur giderdi.” (Müminun, 23/71.)
2. İnsanlar açısından: İnsanlar, çifte yetenekli olarak yaratılmışlardır, hayra da şerre de kabiliyetleri vardır. (Şems, 91/8.) Yüce Allah, insanların doğru yolda olabilmeleri için onlara akıl, peygamber ve kitap ile rehberlik etmiş, ancak onları bu konuda zorlamamıştır. (Bakara, 2/256; Kehf, 18/29.) Bu itibarla hakka uyanların yanında batıla uyanlar da olmuştur. (Muhammed, 47/3.) Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim ve peygamberi ile insanları hakka uymaya teşvik etmiş, batıla uymaktan sakındırmıştır.
a) İstenen ve teşvik edilen ittiba: Allah rızasına (Âl-i İmran, 3/162.), Allah yoluna (Lokman, 31/5) sırat-ı müstakime (En’am, 6/153.), Kur’an’a (Ahzab, 33/2.), peygambere (A’raf, 7/158.) ve salih müminlere (Tevbe, 9/100.) uyulması istenmiş ve teşvik edilmiştir. Allah’ın rızasına, Allah’ın yoluna ve sırat-ı müstakime, peygambere ve Kur’an’a ittiba; Kur’an ve sünnetteki emir ve yasaklara uymak, Kur’an’ın ilke ve hükümlerini hayata geçirmektir. “Rabbinizden size indirilene uyun…” (A’raf, 7/3.) Peygambere uyan Allah sevgisi kazanmış olur. (Âl-i İmran, 3/31.)
b) İstenmeyen ve men edilen ittiba: Batıl yollara ve İslam’dan başka sistemlere (En’am, 6/52; Muhammed, 47/3.), şehevi ve nefsani arzulara (Sad, 38/26), şeytana ve şeytanlaşan insanlara (Nur, 24/21), kâfir (Ankebut, 29/12.),Yahudi ve Hristiyanlara (Bakara, 2/120.), Hakkı bilmeyenlere (Yunus, 10/89.), bozgunculara (A’raf, 7/142.), ataların İslam’a uymayan gelenek ve göreneklerine (Bakara, 2/170; Lokman, 31/21.) uyulması ise yasaklanmış ve uyanlar kınanmıştır.
Batıl ve İslam’dan başka yollar ile maksat; İslam’a uygun olmayan her türlü inanç, düşünce, iş, davranış, amel, ahlak, sistem ve görüşlerdir. İslam’a uygun olmayan hiçbir yola, sisteme, düşünceye ve emre uymak doğru değildir. Hatta çocukların anne babalarının İslam’a uygun olmayan sözlerine bile uymamaları gerekir. (Lokman, 31/15.) İslam’a uygun olmayan yollara ve batıl düşüncelere davet edenlere uyanlar ahirette pişman olurlar. (Bakara, 2/166-167.)
Kişinin Allah’a isyan olan arzu ve isteklerine uyması, Kur’an’da “nefsi tanrı edinmek” olarak ifade edilmiştir: “Kendi nefsinin arzusunu kendisine ilah edineni gördün mü?” (Furkan, 25/43.)
Kur’an’da insanın Allah’a isyan olan kendi arzu ve isteklerine uyması yasaklandığı gibi Hristiyan ve Yahudilerin (Bakara, 2/120; Maide, 5/48, 49; Ra’d, 13/37; Şuara, 42/15.), hak yoldan sapmış, birçoklarını da saptırmış, doğru yoldan şaşmış kimselerin (Maide, 5/77.), Allah’ın ayetlerini yalanlayanların, ahiret gününe iman etmeyenlerin, Allah’a ortak koşanların (En’am, 6/150.), gerçeği bilmeyenlerin (Casiye, 45/18.) ve zalimlerin Allah’a isyan olan arzu ve isteklerine uyulması yasaklanmakta ve nefsinin arzusuna uyanlar yerilmektedir. (Bakara, 2/145.)
İslam’ın emir ve yasaklarına, hükümlerine, helal ve haramlarına aykırı davranmak keyfi hareket etmek ve nefse uymaktır. Mesela Nisa suresinin 135’inci ayetinde adalete uygun davranılmadığı takdirde nefse uyulmuş olacağı bildirilmektedir. İnkâr eden, Allah’a ortak koşan kimse nefsine uyduğu gibi yalan, hırsızlık, içki ve kumar gibi İslam’ın haram kıldığı ve günah saydığı fiilleri işleyen; namaz, oruç, hac ve zekât gibi görevleri terk eden kimse de heva ve hevesine uymuş olur.
Sonuç olarak; Kur’an’ın odak kavramlarından biri olan ve sözlükte uymak anlamına gelen “ittiba”; Kur’an’da takip etmek, peşinden gitmek, bir şeyi başka bir şeyin ardından yapmak, birinin inancına, görüşüne, davetine, yoluna ve davranışına uymak anlamlarında kullanılmıştır. Kur’an’da “ittiba” iki kategoride geçmektedir. Allah’ın rızasına, sırat-ı müstakime, peygambere, ilahî vahye ve salih müminlere uymak emredilip teşvik edilmiş; buna mukabil, batıl yollara, kâfirlere, Hristiyan ve Yahudilere, şeytana ve Allah’a isyan olan nefsin arzularına ittiba men edilmiştir.
“Selam doğru yola uyanlara olsun.”(Taha, 20/47.)