Makale

Sayıların Diliyle Türkiye'de Boşanma

Muharrem Songür
Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü
Daire Başkanı

Sayıların Diliyle Türkiye’de
Boşanma

Aile birliğinin korunması toplumun huzur ve gelişimi için büyük önem arzetmektedir. Bu birlikte çatlama ve bozulma olarak da tanımlanabilecek boşanma olgusu her ülkede titizlik ve önemle takip edilmektedir. Bu takip için en önemli ve bilimsel araç şüphesiz istatistiklerdir.
İstatistik, belli ilkelere göre toplanan geçmiş ve şimdiki durumla ilgili sayısal verileri geliştirilen bazı tekniklerle analiz ederek, gelecekte o konu hakkında sağlıklı ve doğru karar vermemizi kolaylaştıran bir bilim dalıdır.
Evlilik birliğinin korunması yönünde tedbirler alınabilmesi için boşanma nedenlerinin neler olduğunun, hangi illerde, hangi sebep ve ne sayıda boşanma gerçekleştiğinin anlaşılabilmesi de boşanma istatistikleri ile mümkün olmaktadır.
Ülkemizde açılan ve karara bağlanan boşanma davaları Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü verilerine göre aşağıdaki tablo ve grafiklerde gösterilmiştir. Ancak burada boşanma isteği ile açılan tüm davaların mutlaka boşanma ile sonuçlandığı hükmüne varmamak gerekir. Bu kararların içinde tedbir ve nafaka ile sonuçlananları da mevcuttur. İlk tabloda dikkatle üzerinde durulması gereken esas bölüm açılan ve karara bağlanan davaların 1995-2005 arası değişim oranıdır. Bu oran incelendiğinde, 1995 yılında açılan dava sayısını 100 kabul edersek 2005 yılında bu rakam 152’ye çıkmış, diğer bir anlatımla genel olarak yıllar içinde %52 artış göstermiştir. 2001 yılında ani bir sıçrama gerçekleşmiş 2003 yılında bu oran %80’e çıkmıştır. Bu düzensiz artış sebebini toplumun geçirdiği ekonomik kriz veya sosyal çalkantılarda aramak hiç de boş bir uğraş olmaz.
Boşanmak için eşler mahkemeye başvurduğunda Türk Medeni Kanununda sayılan nedenlerden birinin ispatı halinde veya eşlerin karşılıklı anlaşmaları üzerine boşanmaya hükmedilmektedir. Bu nedenlere göre, yıllar içinde boşanan kişi sayıları ve bu boşanmaların o yıl içindeki toplam boşanma sayısına oranı aşağıdaki tabloda sayıların diliyle ifade edilmiştir. Diğer boşanma nedenlerinden birinin ispatının güç ya da mümkün olmadığı durumlarda davalar genel boşanma sebebi olarak da niteleyebileceğimiz geçimsizlik sebebine dayandırılarak açılmakta, hal böyle olunca da en fazla boşanma sebebi olarak geçimsizlik görülmektedir. Mahkemeler eşlerin sosyo ekonomik durumlarını dikkate alarak her bir aile için ayrı değerlendirme ile geçimsizlik vakıasını ve iddiasını inceleyerek boşanmaya hükmetmektedir.
(2001 yılında hukuk mahkemelerine açılan boşanma davası sayılarını ağır ceza merkezi ve bağlı adliyelerinin bulunduğu yerleşim yerlerine göre incelersek 2001 krizinin sebep olduğu boşanmaların en yoğun nerelerde gerçekleştiğini görmek mümkün olacaktır.)
Sayılarla ülkemizde boşanma olgusunun fotoğrafını çekerken başka bir kare olarak da, yıllar içinde tahmini nüfusa göre gerçekleşen boşanma sayısının oranına bakmak gerekir. Bir toplumda şu ya da bu şekilde ortalama seyreden suç ve suçluluk I oranı gibi, ortalama I seyreden boşanma oranı da olacaktır. Bu oranın yapısal olarak aşağılara çekilebilmesi uzun yıllara sâri toplumsal bir dönüşümü gerektirir. Ancak bu oranda ani sıçrama ve düşme durumlarında bunun sebebini sosyo ekonomik sebeplerde aramak ve o sebeplere çok kısa sürede çözüm bulmak gerekmektedir. Boşanma oranının genel görünümünü grafikle ifade edersek, nüfusumuza göre boşanma oranının ortalama binde 4-5 aralığında seyrettiğini, ancak 2001 yılından itibaren bir sıçrama gösterdiğini görmekteyiz. Bu analize bakan büyük çoğunluk sebep olarak aklına yine ekonomik krizi getirecektir.
Boşanma oranlarının bazı ülkelerle uluslararası karşılaştırılması yapıldığında, ülkemizdeki boşanma oranlarının, diğer ülkelerdeki boşanma oranlarından oldukça düşük olduğu görülmektedir. Bunun sebebini sosyal, kültürel, dini ve milli sebepler ile aile kavramına verilen önemde aramak gerekir. Boşanmaların %43,85’inin çocuksuz ailelerde gerçekleşmesi, çocuk sayısının fazlalığının boşanmayı zorlaştıran bir neden olduğunun altını önemle çizmekte, boşanmaların %44,89’unun evliliğin ilk yıllarında meydana gelmesi de evliliğin yıllanmasının boşanma sebebini azaltan önemli bir etken olduğunu ortaya koymaktadır.

Not
2001 yılında hukuk mahkemelerine açılan boşanma davalarının ağır ceza merkezlerine dağılımı istatistikleri yıllara ve nüfusa göre boşanma oranlarından önce yer varsa değerlendirilebilir. (Bu da krizden en çok etkilenen yerlerin tespitinde fayda sağlar)