Makale

Hafızlık Eğitiminde Nitelik Sorunu

Hafızlık Eğitiminde
Nitelik Sorunu

Mustafa Kemal Önder
Antalya H. Mehmet Gebizli Eğitim Merkezi Öğretmeni

Kur’an’ı ezberlemenin en öncelikli amacı, hayata yön vermek yani Kur’anî bir hayat biçimi oluşturmaktır. Tabii ki sebepler dünyasında yaşayan insan için vahyin insan hayatında karşılığını bulabilmesi açısından, başlangıçta böyle bir sürecin yaşanmasına ihtiyaç vardır. Bu durum hayat rehberimiz olan Kur’an’da, “İnkâr edenler: Kur’an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi? Dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu “tertil”le ( tane tane ayırarak) okuduk.” (Furkan, 32) şeklinde açıklanmıştır.

Ashabı hafızlığa teşvik etmede, Allah Rasulü (s.a.s.)’nün: “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir.” (Buhârî, Fedailü’l-Kur’an, 21; Tirmizî, Fedailü’l-Kur’an, 15) “İçinde Kur’an’dan hiçbir şey bulunmayan kişi harap ev gibidir” (et-Tirmizî, Fedailü’l-Kur’an, 18) gibi hadis-i şerifleri, önemli etkenlerdendir. Ayrıca Kur’an’ın sahip olduğu özellikler ve namazlardaki Kur’an okuma gerekliliği de Kur’an’ın ezberlenmesi hususunda önemli bir rol oynamıştır.

Ashab-ı kiram da hafızlık eğitimlerini Efendimizden bu bilinçle almışlardır. Mekke’de başlayan bu eğitim Medine’de de devam etmiştir. Aynı zamanda Medine’de eğitim faaliyetlerinin yürütüldüğü mekân olan Suffa’da ve diğer merkezlerde sistemli olarak hafızlık eğitimine başlandığını tespit etmekteyiz. (Hafızlık eğitiminin tarihi süreci için bkz. DİA., “Hafız”, C. XV, s. 74-77; Cebeci Suat, Ünsal Bilal, “Hafızlık Eğitimi ve Sorunları”, Değerler Eğitimi Dergisi, 4 (11), s. 27-52) Burada yetişen hafızlar İslam’ın tebliğ edilmesinde önemli görevler almışlardır. Bi’r-i Maune faciasında şehit edilen yetmiş hafız sahabe de İslam’ı tebliğ için görevlendirilmişlerdi. Bütün bu örnekler gösteriyor ki, Efendimiz döneminde ilmî faaliyetlerin odak noktasında hafızlar bulunmaktadır. Çünkü dinin temel kaynağı Kur’an olduğu için, doğal olarak Kur’an’ı ezbere bilen kişiler tercih edilmektedir. Tabii ki bu insanların Arapça konuşmaları Kur’an’ın anlaşılmasında ortaya çıkacak olan anlama problemlerini önemli ölçüde azaltmaktadır. Bu sebeple, Sahabe zamanında hafızlık anlama merkezli olmuştur. Sahabe’nin her on ayeti iyice ezberleyip anlamadan diğer on ayete geçmedikleri ifade edilmiştir. (Ali el-Müttakî, Kenzü’l- Ummâl, C. II, s. 347, Beyrut 1979)

Geçmişten günümüze ülkemizde Kur’an’a ve Kur’an ilimlerinin eğitim ve öğretimine gerekli ilgi gösterilmiştir. Özellikle Cumhuriyet sonrasında Başkanlığımıza bağlı olarak faaliyet gösteren Kur’an kurslarında hafızlık eğitimi belirli bir düzen ve disiplin içinde yapılmaya çalışılmıştır. Her kurumda olduğu gibi Kur’an kursları da değişen dünya karşısında aynı gelişmeyi gösteremediği bilinen bir gerçektir. İlköğretimin sekiz yıla çıkmasından sonra bu kurumların yapısında ve işleyişinde köklü değişimleri gerektirecek yeni şartlar ortaya çıkmıştır. Diğer yandan gelişen teknolojiyle uyum içerisinde, bunların sunmuş oldukları imkânlardan gereğince istifade edebilecek yeni planlamalar zaruri hâle gelmiştir. Bunun için mevcut durumun tahlil edilmesi, sorunun her yönüyle ortaya konması faydalı olacaktır.

Belirtmemiz gerekir ki, ülkemizdeki hafızlık eğitiminde dikkate alınacak en asli unsurlardan biri de, Arapça indirilmiş bir Kur’an’ın bu dili konuşmayan, insanlar tarafından ezberlenmeye çalışılmasıdır. Yani dil farklılığı, öngörülecek yeni planlamada mutlaka merkeze konmalıdır. Bu yönüyle Arap ülkelerindeki hafızlık eğitimlerinden daha farklı bir ihtiyaç içerisinde olduğumuz unutulmamalıdır.

Dili Arapça olmayan insanlar için anlama merkezli hafızlık eğitimi ciddi zorluklar içermektedir. Çünkü aynı anda hafızlıkla beraber Arapça’yı öğrenmek zor bir iştir. Bu zorluk sebebiyle ne yazık ki ülkemizde binlerce çocuğumuz sadece hafızlık eğitimi ile yetindikleri, bu becerilerini Arap dilini de öğrenerek taçlandıramadıkları için hafızlıklarını unutmakta ve ömürlerinin en önemli zaman dilimlerini heder etmektedirler. Yapılan araştırmalar da bu durumu teyit etmektedir. (Cebeci Suat ve Ünsal Bilal, “Hafızlık Eğitimi ve Sorunları”, Değerler Eğitimi Dergisi, 4(11), 35, 36)

Bu açıdan hafızlık eğitimi ile yetinilen bir bilgi düzeyinin ne kişinin kendisine ne de bir başkasına verimli olduğu hususlarında çok ciddi şüpheler vardır. Yaygın olarak Kur’an kurslarımızda hafızlık eğitimi sadece Kur’an’ın herhangi bir şekilde ezberlettirilmesi şeklindedir. Ayrıca mevcut hafızlık eğitiminin niteliği, uygulama alanıyla da örtüşmemektedir.

Yakın tarihimizde Kur’an eğitiminde genel olarak temel amaç, bir şekilde Kur’an’ı öğretebilmek veya hafız yapabilmektir. Durum bu olunca nitelik ihmal edilmiştir. Bu durumun başlıca sebeplerinden birisi Kur’an eğitiminde belli dönemlerde meydana gelen olumsuzluklardır. Bununla birlikte hem kurumsal hem de akademik perspektifle hafızlık eğitimi hakkında “niçin, nasıl, nerede, ne zaman, kime?” sorularının gündeme getirilip tartışılmasında geç kalınmış olması da önemli bir etkendir. “Kur’an’ı öğrensin ya da hafız olsun da, nasıl olursa olsun” tarzındaki bakış açısını değiştirerek, hafızlık eğitiminin amacını, gerekçelerini ve getirilerini kavrayıp içselleştirmiş bireyleri yetiştirecek bir bakış açısını geliştirmek gerekir. (Aydın M. Şevki, “Kur’an Kursunda Hafızlık Eğitimi”, Diyanet Aylık Dergi (206), İstanbul 2008) Başkanlığımız da son zamanlarda bu konuyu yeniden ele alma ihtiyacı hissetmiş ve buna bağlı olarak hafızlık eğitimini yeniden yapılandırma çalışmalarını gündemine almıştır.

Bu bağlamda, hafızlık eğitimi ile ilgili birtakım sorunlar ve buna dair birtakım çözüm önerilerini tespit etmeye çalıştık. Şöyle ki:

Hafızlık Eğitiminde Amaç Sorunu
Öncelikle, hafızlık eğitiminin amacı ne olmalı? sorusuna cevap aramalıyız. Amaç; eğitim, hizmet süreci ve işlevsellik dikkate alınarak belirlenmelidir. Hafızlık eğitiminde, kuru kuruya anlamından habersiz hafızlar yetiştirmekten vazgeçilmelidir. Buna mukabil, Kur’an ahlakı ile bezenmiş, Kelamullah’ın eşsiz sanat güzelliklerini kendi beceri ve kabiliyetleriyle lahuti bir eda ile besteleyen hafız bireyler yetiştirmek temel amaç yapılmalıdır.

Hafızlık Eğitiminde Kurumsal Altyapı ve Eğitim Ortamlarının Yeterlilik Sorunu
Kurumsal altyapı anlamında Kur’an kurslarının önemli sorunları vardır. Belirlediğimiz amaca uygun olarak Kur’an kursları baştan aşağı gözden geçirilmelidir. Her Kur’an kursunda hafızlık eğitimi verilmemelidir. (Aydın M. Şevki, “Kur’an Kursunda Hafızlık Eğitimi”, Diyanet Aylık Dergi (206), İstanbul 2008) Hafızlık için seçilmiş, Bölge Kur’an Kursları oluşturularak diğerlerinden ayrı bir hüviyete kavuşturulmalıdır. Buralarda hafızlık eğitimi verebilecek yeterliliğe sahip öğretici kadrolarıyla birlikte Arapça, musiki hatta hat sanatı eğitimi verebilecek ehil kadrolar oluşturulmalıdır. Ayrıca psikolojik danışmanlık ve rehberlik kadroları tesis edilmelidir.

Hemen hemen birçok Kur’an kursumuzun, binaların fiziki yapısı, teknolojik imkânlar ve sosyal etkinlik alanları başta olmak üzere çözülmesi gereken birçok sorunları bulunmaktadır. Hafızlık eğitimi yapılan merkezin, öncelikle fiziksel şartlarının olabildiğince çekici, rahatlatıcı, çağdaş bir donanıma sahip olması gerekmektedir.

Hafızlık Eğitiminde Program Sorunu
Yapılan program genel amacı gerçekleştirecek bir niteliğe kavuşturulmalıdır. Her ne kadar hafızlık eğitimi Kur’an eğitimi içinde yer alsa da kendine ait bir programı olmalıdır. Bu program, niteliği esas almalıdır. Eğitimdeki yeni yaklaşımlara açık, bağlayıcı değil, esnek bir yapıya sahip olmalı, hatta bu programda engellilere de yer verilmelidir.

Hafızlık eğitimi, dönemlere ayrılarak haftalık, aylık ve yıllık plan ve programlar yapılmalıdır. Her dönem sonunda, başarılı olanlara ilgili bölümden (ilk on cüzden vs.) hafızlık başarı belgesi verilmelidir.

Hafızlık eğitimi programında, hafızlıkla birlikte tashih, Kur’an’ı güzel okuma, Arapça, hat sanatı, musiki derslerine de yer verilmelidir. Programda yer alan birer saatlik itikat, ibadet, siyer ve ahlak dersleri yerine, Kur’an ahlakı dersi konması daha verimli olur. Çünkü Kur’an ahlakı dersi öğrencinin, Kur’an’ın muhtevasından ve ahlaki prensiplerinden haberdar olmasını sağlar.

Ayrıca tek tip hafızlık türünü çeşitlendirerek “on cüz, yirmi cüz, otuz cüz hafızı” vs. gibi yenilikler getirilmelidir. Mesela programda, 1. dönemde ilk on cüz, 2. dönemde ikinci on cüz, 3. dönemde son on cüz, şeklinde düzenlenebilir. Her dönem sonunda başarılı olanlara başarı belgesi verilmelidir.

Hafızlık tespit imtihanlarında çokça görüldüğü üzere öğrenciler ‘hezrame’ diye ifade edilen (caiz olmayan) kıraat mertebesiyle hafızlık eğitimi yapmaktadırlar. Hafızlık eğitiminde tertil (tecvit) kaidelerine riayet edilmelidir. Hafızlık eğitimi kıraat mertebelerinden (genel anlamda tecvid hükümlerine, okuyucunun maharetine ve dil alışkanlığına bağlı olarak tilavette hızlı (hadr), yavaş (tahkik), orta (tedvir) okuyuş için kullanılan terimlerdir. Bütün mertebelerde tecvit hükümlerine uymak şarttır. (Bkz. Ahmet b. Ahmet Muhammet Abdullah et-Tavîl, Teysîru ‘İlmi’t-Tecvîd, Riyad 2002) “Hadr” ile yapılmalı, tashih-i huruf ve mihrabiyeler (aşr-ı şerifler) “tahkik” ile okutulmalı, bazı sureleri de “tedvir” mertebesi ile (genellikle cehri namazlarda bu kıraat mertebesi takip edildiği için) okutarak öğrencinin mesleki alana donanımlı çıkması sağlanmalıdır.

Yaygın olarak tashih çalışmaları tek düze makamsız bir yöntem takip edilerek yapılmaktadır. Bunun yerine (kıraat usullerine riayet şartıyla) arzulanan şekilde (Kur’an’ın ruhuna uygun olarak herhangi bir makamla) tashih çalışmaları yapılmalıdır. Pratik alanda kullanılması pek mümkün olmayan bu yöntemin realiteye uygun hâle getirilmesi daha faydalı olacaktır.

Hafızlık eğitiminde, Âsım kıraatının Hafs rivayeti esas alınıp farklı kıraatlara yer verilmemelidir. Bir kıraat imamının kıraatı iyice yerleştiği takdirde, diğer kıraat imamlarının kıratını öğrenmek daha kolay olacaktır.

Bilimsel bir yaklaşımla hazırlanan böyle bir program, hafızlık eğitim geleneğinin güncelleştirilmesine ve sistemleştirilmesine kılavuzluk edecektir.

Hafızlık Eğitiminde Öğreticilerin Nitelik ve Nicelik Sorunu
Hafızlık eğitimi veren öğreticilerin hem mesleki hem de yakın alanlarda yeterlilikleri bulunmalıdır. Öğreticiler, özellikle pedagojik formasyona sahip, hafızlık eğitiminin önemini bilen ve programın ilkelerini kavrayan, özveri sahibi kişiler olmalıdır. Öğreticiler, öğrencileri için üsve-i hasene olmalıdır. Bu niteliğe sahip öğreticilerin hizmet içi seminerleri ile hazırlanması ve daha sonra eğitim sürecinde çeşitli seminerlerle canlı tutulması, hizmetin verimliliğini ciddi oranda artıracaktır. Hafızlık eğitiminin tabiatı dikkate alınarak, bir öğreticiye ideal sayıda öğrenci düşmelidir.

Hafızlık Eğitiminde Öğrencilerin Hafızlık Eğitimi İçin Yeterlilik Sorunu
Kişiler, ilgi ve becerileri, bireysel farklılıkları dikkate alınarak hafızlık eğitimine yönlendirilmelidir. Zorla hafızlık eğitimi yaptırılmamalıdır. Hafızlık öncesi Kur’an eğitiminin, hafızlık eğitimi almaya elverişli olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bireysel farklılıklar dikkate alınmalıdır. Bireyler zihnen hafızlık eğitimine hazırlanmalıdır. Bireyin sürekli motivasyonu yüksek tutulmaya çalışılmalıdır.

Hafızlık eğitimi öğrenciler için alabildiğine çekici hâle getirilerek, bunun üzerinden Kur’ani değerlerin sevdirilmesi gerekir.

Araştırmaların da ortaya koyduğu gibi yaş durumu da önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. (Bkz. Cebeci Suat ve Ünsal Bilal, “Hafızlık Eğitimi ve Sorunları”, Değerler Eğitimi Dergisi, 4(11), 27-52) Her yaşın gereklerine uygun öğretim teknik ve yöntemler kullanılarak, bu sorun çözülmeye çalışılmalıdır.

Hafızlık Eğitiminden Sonra Hafızlığı Muhafaza Sorunu

Ülkemizde önemli sorunlardan biri de bu konudur. Herhangi bir şekilde hafızlığı yaptırılmış birey, bu noktadan itibaren kendi hâline terk edilmektedir. Buna karşın yapılması gereken, en azından bundan sonraki eğitim hayatının sonuna kadar maddi-manevi gerekli desteği ve rehberliği yapmaktır. Hafızlık takip sistemi oluşturulmalı, hafızlığı tekrar etmeyi sağlayıcı mukabele, hatimle teravih vs. gibi yol ve yöntemlerle hafızlığın işlevselliği devam ettirilmelidir.

Hafızlık Eğitim Sisteminin Çalışmasını Takip Sorunu
Bütün bu sistemin sağlıklı çalışması için alanın içinde bulunan uzmanlardan oluşan bir araştırma ve geliştirme birimi teşkil edilmelidir. Bu komisyon, sistemin işleyişini takip etmeli ve değerlendirme yapıp öneriler hazırlamalıdır.

Sonuç
Bu eğitim, öncelikle bir Kur’an kursumuzda pilot uygulaması yapılarak, verimlilik durumu test edilmelidir. Kur’an ve hafızlık eğitimi çeşitli platformlarda tartışmaya açılarak olgunlaşması sağlanmalıdır. Kanaatimizce yukarıda zikrettiğimiz sorunların çözülmesi durumunda sağlıklı bir hafızlık eğitimine ulaşabiliriz.

Lafız ve mana dengesini koruyarak, Kur’an ahlakının en güzel timsalleri olan hafızlar yetiştirmek temel önceliğimizdir. Bu güzel hedefe yürürken kullandığımız vasıtalar da en az amaç kadar güzel olmalıdır. Bütün bunlarla amacımız Efendimizin bize emanet ettiği bu yüce kitabımızı, bizden sonra gelen nesillere en güzel şekilde aktarmaktır.


“Lafız ve mana dengesini koruyarak, Kur’an ahlakının en güzel timsalleri olan hafızlar yetiştirmek temel önceliğimizdir. Bu güzel hedefe yürürken kullandığımız vasıtalar da en az amaç kadar güzel olmalıdır. Bütün bunlarla amacımız Efendimizin bize emanet ettiği bu yüce kitabımızı, bizden sonra gelen nesillere en güzel şekilde aktarmaktır.”


“Gelişen teknolojiyle uyum içerisinde, bunların sunmuş oldukları imkânlardan gereğince istifade edebilecek yeni planlamalar zaruri hâle gelmiştir. Bunun için mevcut durumun tahlil edilmesi, sorunun her yönüyle ortaya konması faydalı olacaktır.”


“Kur’an ahlakı ile bezenmiş, Kelamullah’ın eşsiz sanat güzelliklerini kendi beceri ve kabiliyetleriyle lahuti bir eda ile besteleyen hafız bireyler yetiştirmek temel amaç yapılmalıdır.”


“Hafızlık öncesi Kur’an eğitiminin, hafızlık eğitimi almaya elverişli olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bireysel farklılıklar dikkate alınmalıdır. Bireyler zihnen hafızlık eğitimine hazırlanmalıdır. Bireyin sürekli motivasyonu yüksek tutulmaya çalışılmalıdır.”