Makale

EDİTÖRNDEN

EDİTÖRDEN


Dr. Yüksel SALMAN

Kur’an-ı Kerim, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt eden bir söz, insanlık için en doğru kılavuz ve Allah’ın sımsıkı sarılmamızı istediği sağlam ipidir. Yüce Allah onu daralan ruhlar için deva, kalplerin manevi kirlerini silmek için cila, ders almak isteyenler için öğüt ve hidayet rehberi olarak göndermiştir. Ona inananlar huzurlu, gösterdiği ilkelere uygun olarak yaşayanlar hem dünyada hem de ebedi âlemde mutludur.

Vahyin ilk dönemlerinden itibaren Kur’an; hiçbir ilahî kitaba nasip olmayan bir ayrıcalıkla ezberlenmiş ve gönüllere yazılmıştır. Kur’an’ın ezberlenmesi zamanla bir kurumsallaşmaya dönüşmüş, İslam dünyasının dört bir yanında onu hıfzetmek için kalıcı müesseseler kurulmuştur. Son yıllarda bazı sıkıntılar yaşanmakla birlikte, ülkemizde de geçmişten bu yana hafızlık alanında yapılan çalışmalar takdire şayandır. Bugün yüz bine yakın hafız yetiştiren Türkiye’miz, bu alanda İslam dünyasında öncü konumdadır. Bu aynı zamanda ecdadımızın Kur’an’a yaptığı hizmetlerin de açık bir göstergesidir. Kültürümüzde de Hafızu’l Kur’an olmak özel bir statüdür. Sevgili Peygamberimizin hafızlıkla ilgili teşvikleri; anne-babaların hayali ve özlemi, Kur’an taliplilerinin ise şevk ve heyecanı olmuştur.

Bu yüzden sevgili Peygamberimizin övdüğü bu seçkin grubun içine girebilmek arzusuyla bir karar verir hafız adayı. Bu kararla birlikte zorlu, fakat bir o kadar da güzel bir yolculuk başlar. Bundan sonra artık geceli gündüzlü düzenli bir çalışma bekler hafız adayını.

Kur’an’ı hıfzetme süreci sadece bir ezberleme faaliyeti değildir. Çünkü dilin okuduğu, zihnin hıfzettiği ve yüreğin taşıdığı; Yüce Allah’ın kelamıdır. İşte bu yüzden hafızlık, insanın bütün hayatına yön verecek, özel ve toplumsal hayatının her alanını etkileyecek bir faaliyettir. Her anı Kur’an’la doludur hafız adayının. Her an, her saniye Kur’an’la yaşanır. Aslında zor ve yorucu bir çabadır bu. Ancak Yüce Yaratıcımızın insanoğluna gönderdiği son mesajı belleğine ve gönlüne yazacak olmanın, o yüce hakikatleri taşıyacak olmanın verdiği şevktir uykusuzluğa ve yorgunluğa tahammülü kolaylaştıran. Değil mi ki sonunda hamele-i Kur’an olunacaktır, sabretmelidir Kur’an öğrencisi. Ahirette erişeceği makamı, anne-babasının kendisi sebebiyle kazanacağı ecir ve mükafatı, Kur’an’ı taşıyan bir yürek olarak dünyada ve ahirette kazanacağı ve yaşayacağı manevi güzellikleri düşünerek…

Uzun soluklu bir çalışmanın sonucunda hedefe ulaşıldığında gözlerdeki mutluluğu okumak hiç zor olmaz. Anne-babalar gururlu, çiçeği burnunda hafız, yüklendiği emanetin bilinciyle onurlu ve heyecanlıdır. Hocalar, özenle suladığı fidanın büyüyüp meyve verdiğini gören kişi gibi mutludur ve dünya durdukça bitmeyecek olan Kur’an sevdalılarının, yeni öğrencilerinin heyecanını çoktan duymaya başlamıştır.

Hafızlık konusunu ele aldığımız bu sayı vesilesiyle, gerek Kur’an kurslarımızda gerekse özel çabalarla Kur’an sevdalıları yetiştiren bütün hocalarımızı saygı ve minnetle anıyorum.