Makale

EDİTÖRDEN

EDİTÖRDEN


Hatırlayacağınız gibi Haziran sayımızda “İslam Medeniyetinde Azınlıklar” başlığı altında İslam coğrafyasında yaşayan farklı inanç gruplarıyla ilgili tarihteki uygulama örneklerini, İslam dininin farklı inanç sahiplerine bakışını dinî, tarihî ve sosyolojik açılardan ele almıştık. Bu sayıda ise dünyadaki Müslüman azınlıkları dosya konusu yaptık.

Bugün dünya coğrafyasının her bir köşesinde çok sayıda Müslüman azınlık yaşamakta, ancak bunların sayısal tespitini yapan ve sorunlarıyla aktif olarak ilgilenen müesseseleri bulunmamaktadır. Farklı inanç guruplarına ilişkin hukuk normları geliştirme ve karşılıklı ilişkileri hakkaniyet ölçüleri çerçevesinde düzenleme hususunda köklü bir bilgi ve tecrübe birikimine, aynı zamanda yüz ağartan bir geçmişe sahip olan Müslümanlar, bugün dünyanın değişik bölgelerinde, örtülü veya açık, doğrudan veya dolaylı olarak “bana benzeyeceksin” bakış açısının ıstırabını derinden yaşamaktadır. Küresel siyaset veya bazı emellere ulaşmak için ılımlı İslam, Avrupa İslam’ı gibi değişik adlar altında İslami değerlerden koparılma ve Müslüman kimliğini kendi istek ve arzuları doğrultusunda şekillendirme çabaları da özellikle Müslümanların azınlık olarak bulunduğu yerlerde yaşadıkları sorunlar arasında yer almaktadır. Öte yandan tarihten ve önyargılardan beslenen korkularla İslam İslamofobiasının yayılmaya çalışılması, İslam denilince yanlış belli figürlerin dünyaya sunulma çabaları, yakın zamanda yaşadığımız minare örneğinde olduğu gibi İslam’ın sembollerine ve ibadet mekanlarına karşı tahammülsüzlükler de bu alanda yaşanan belli başlı sorunları teşkil etmektedir.

Burada Müslüman toplumların hatalı ve ihmalkâr tutumlarını da göz ardı etmemek gerekir. Ne yazık ki modernite, dünyevileşme, lüks ve israfa dalma, sadece kendi ile yetinme, İslam’ın öngördüğü kardeşlik hukukunun gereklerini yerine getirmeme ve bencillik gibi tutum ve davranışlar da küçülüp bir köy halinde gelen dünyada bile bize birbirimizi unutturdu. Yanımızdaki komşuları dahi fark edemez olduk. Kendileriyle dinî, tarihî, kültürel hatta kan bağımız olan kardeş ve dost ülkeleri ve oralarda yaşayan kardeşlerimizin sıkıntılarını unutuverdik. Elbette bu alanda ülkemizin yaptığı çok önemli çalışmalar var. Başkanlığımızın yurt dışında gerçekleştirdiği çok güzel hizmetleri bulunmakta. Ancak bunların elbirliği ile daha da genişleyerek iyileştirilmesi gerekiyor.

Azınlıklar konusu çağın güçle imtihanıdır. Bu imtihanı sayıca üstünlüğün veya egemen güç olmanın değil, insanî değerlerin ve kişiye sadece insan olmanın sağlayacağı en tabii haklar arasında bulunan temel hak ve hürriyetlerin kazanması hepimizin ortak dileğidir.

Bu düşüncelerden yola çıkarak hazırladığımız dergimizde, farklı coğrafyalarda yaşayan Müslüman toplulukların içinde bulundukları sosyal ve ekonomik durumu, inançlarını yaşama konusundaki imkân ve sınırlarını, bulundukları toplumdaki algılanma biçimlerini, aidiyetlerini, beklentilerini, farklı inanç guruplarının baskın olduğu bir coğrafyada Müslüman olmanın ne anlama geldiğini, varsa zorluklarını irdelemeye çalıştık. Dünyanın değişik bölgelerinden örnekler ışığında ele almaya çalıştığımız bu gündem ile amacımız, 21. yüzyıl toplumunun önünde önemli bir sorun olarak duran azınlıklar konusunun, din alanındaki fotoğrafını ortaya koymak ve bunların çözümüne bir nebze de olsa katkı sağlamaya çalışmaktır. Bu sayının, Müslüman azınlıkların yaşadığı problemlerin çözümüne ilişkin bir duyarlılık oluşturması ve bir adım atılmasına vesile olması dilek ve temennisiyle.
Yüksel Salman