Makale

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Toplumsal Statüsü

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın TOPLUMSAL STATÜSÜ
Doç. Dr. Kemaleddin Taş

Sosyal hayatın merkezinde yer alan din ile ilgili hususların yürütülmesi ve belli bir disiplin altına alınması için, her toplumda plânlı ve düzenli kuruluşlara ihtiyaç duyulmuştur. Bu bağlamda, diğer toplumlarda olduğu gibi İslâmiyet’in ilk dönemlerinden itibaren Müslüman toplumlarda da, dinin sosyal hayattaki fonksiyonlarını istenilen bir düzeyde yerine getirebilmesi için bazı kurumların oluşturulduğu görülmektedir. Nitekim Türk toplumunda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 3 Mart 1924 tarihinde kurulmasından önceki dönemlerde din işleri, Osmanlı Devleti’nde Şeyhül-islâmlık kurumu, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetleri döneminde de Şer’iyye ve Evkaf Vekâleti tarafından yürütülmekteydi.

Türkiye’de din işlerini düzenlemek ve yürütmek ile görevli bir kamu kuruluşu olan Diyanet İşleri Başkanlığı, lâik devlet yapısı içerisindeki statüsü, meşruiyeti ve görev alanı ile ilgili konularda yerine getirdiği faaliyetler açısından, kamuoyunda sürekli olarak tartışma konusu olmaktadır. Bu bakımdan, Türkiye’de din hizmetleri ile ilgili durumu ortaya çıkarmak ve bu alanda sağlıklı değerlendirmeler yapabilmek için, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yerine getirdiği hizmetler açısından Türk halkı tarafından nasıl görüldüğüne, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Türk toplumundaki statüsü ve görev alanı ile ilgili konulardaki yeterliğinin ne düzeyde olduğuna ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik olumlu veya olumsuz tutumların oluşmasında etkili olan faktörlerin belirlenmesine ilişkin tespitler ayrı bir önem taşımaktadır.

Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de yaşanan hızlı değişme ve gelişmeler fertlerin, dolayısıyla toplumun tutum, davranış ve beklentilerinde farklılaşmalar meydana getirmiş, doğal olarak da zihniyet değişimi, geleneksel değerlere bakışı da büyük ölçüde etkilemiştir. Bu doğrultuda fertlerin dinî yaşayışlarında ve din hizmetlerinden beklentilerinde de değişikliklerin olacağı bir gerçektir. Görev ve fonksiyonları açısından, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın mevcut durumunu, peşin hükümlerden uzak bir şekilde halk katmanlarına inilerek tespit etmek ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın toplumdaki statüsünün belirlenmesinde etkili olan faktörleri ortaya çıkarmak, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın izlediği hizmet politikası ile fiili uygulamaların değerlendirilmesine imkân verecek olması açısından gereklidir. Böylece Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sosyal yapı içerisindeki çeşitli kategoriler arasındaki durumunun ortaya çıkması da sağlanmış olacaktır.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Toplumsal Statüsüne Etki Eden Faktörler

Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik tutumların oluşmasında, değişik faktörler etkili olmaktadır. Diğer bir ifadeyle, kişilerin şahsî özellikleri, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bakış açılarına büyük ölçüde tesir etmektedir. Nitekim Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik tutumlara sahip olma düzeyleri; cinsiyet, yaş, bölge olarak doğum yeri, yerleşim birimi olarak doğulan yer, sosyo-ekonomik düzey, eğitim durumu, medenî durum, meslek ve gelir durumu gibi çeşitli faktörlere göre farklılık göstermektedir. Çünkü din hizmetleri ile ilgili faaliyetlerinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın karşısında farklı yaşlarda, farklı statülerde, farklı düşünce ve anlayışlarda insanlar vardır. Bu durum, Türk toplumu tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı’na atfedilen prestij seviyesinin tayin edilmesinde önemli bir faktör olmaktadır. Dolayısıyla, Diyanet İşleri Başkanlığı din hizmetlerini yerine getirirken toplumun her kesimini göz önünde bulun-durmalı, kendisine yönelik eleştirileri ve hizmet-lerinden memnun olmayan çevreleri dikkate alarak değerlendirmeye tâbi tutmalı, bu bağlamda da muhataplarının durumuna göre hizmet politikasını yeniden tayin etmeli ve faaliyetleriyle toplumumuzda bütünleştirici bir rol oynama hususundaki gayretlerini artırıcı yönde çalışmalarda bulunmalıdır.

Türk kamuoyunun Diyanet İşleri Başkanlığı’na bakış açısını belirleyen önemli bir faktör de, dindarlık olgusu ve din anlayışıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik tutumlar, kişilerin dindarlık düzeylerine, din ile ilgili görüşlerine, dinî yaşam tarzlarına ve dinî tahsil durumlarına göre farklılık göstermektedir. Dolayısıyla, kişilerin dindarlık düzeyleri ve sahip oldukları din anlayışları, Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik tutumlarının belirlenmesinde oldukça etkilidir.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Hizmet Alanlarındaki Yeterliği

Türk toplumunda, lâik devlet yapısı içerisinde bir kamu kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın varlığının, ülkemizin kendisine özgü şartları gereği, lâiklik ilkesine uygun olduğu yönünde bir düşüncenin hâkim olduğu görülmektedir. Toplum tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı’nın din ile ilgili beyanlarına ve dinî konulara ilişkin vermiş olduğu fetvalara büyük oranda itimat edilmekte ve uyulmaktadır. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı’nın varlığının dinî hayata ilişkin ortaya çıkan yanlış yorumların ve farklı anlayışların tehlikeli boyutlara ulaşmasını engellediği, Başkanlığın sosyal meselelerin çözümünde önemli bir dayanışma noktası olduğu yönünde bir kanaat hâkimdir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın basılı ve görsel yayınları halkımız tarafından dinî bilgileri öğrenme açısından başvurulabilecek güvenilir kaynaklar arasında görülmektedir. Halkımızın büyük bir çoğunluğu Ramazan orucu, dinî bayramlar, fitre miktarları, ezan vakitlerinin tespiti vb. konularda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kararlarını esas almakta ve bu kararlar doğrultusunda davranmaktadırlar. Türk toplumunun büyük bir kesimi tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yürüttüğü hac ve umre organizasyonu, başarılı bulunmakta; yurtdışında yaşayan vatandaş ve soydaşlarımıza yönelik din hizmetleriyle de Diyanetin önemli bir boşluğu doldurduğuna inanılmaktadır. Diğer taraftan, Başkanlığın gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışında düzenlediği konferans, sempozyum vb. faaliyetlerin dinî ve toplumsal meselelerin çözümüne önemli ölçüde katkı sağladığı düşüncesi de çoğunluk tarafından paylaşılmaktadır. (Türk toplumunun Diya-net İşleri Başkanlığı’na yönelik görüş ve düşünceleriyle ilgili anket verilerine dayanan bilgiler için bkz. Kemaleddin Taş, Türk Halkının Gözüyle Diyanet, İz Yayıncılık, İstanbul, 2002)


Sonuç Yerine

Türkiye’de son dönemlerde yaşanan hızlı değişme ve gelişmeler ile birlikte toplumun Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan beklentileri de önemli ölçüde artmış ve farklılaşmıştır. Türkiye’nin içinde bulunduğu sanayileşme ve şehirleşme süreci ile beraber halkın sosyal ve kültürel yapısındaki değişkenlik ve buna bağlı olarak insanlarımızın dinî alandaki ihtiyaç ve beklentilerindeki farklılıklar, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın toplumdaki statüsünün belirlenmesinde ve görev alanıyla ilgili konulardaki verimliliğinde oldukça etkili olmaktadır.

Ülkemizde Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluşundan günümüze kadar görev sahası ile ilgili konularda çok önemli hizmetler görmüştür. Ancak, son yıllarda dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de her alanda yaşanan hızlı değişme ve gelişmeler karşısında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın mevcut teşkilât yapısı, toplumun dinî alandaki ihtiyaç ve beklentilerini karşı-lama noktasında birtakım zorluklar yaşamaktadır. Bu bakımdan, hiçbir görüş ve düşüncenin etkisi altında kalmadan, yalnızca din hizmetlerinin gerekleri ve ihtiyaçları gözetlenerek, “Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilât Kanunu” bir an önce çıkartılmalı ve mevcut teşkilât yapısı, günün şartlarına göre daha rasyonel ve fonksiyonel bir şekilde yeniden yapılandırılarak Diyanet İşleri Başkanlığı devlet yapısı içerisinde özerk bir statüye kavuşturulmalıdır.