Makale

editörden

editörden


Dr. Yüksel Salman

Yüzyılları aşan düşünce geleneğinin ürünü olan kavramlar, âdeta bir canlı gibi zaman içinde değişmekte, dönüşmekte ve gelişmektedir. Kavramların hayatımızdaki yerini, onların düşüncelerimizi, dünyaya bakış açımızı ve ortak aklı nasıl etkilediğini fark ettiğimizde daha iyi kavrayabilmekteyiz. Dergimizin bu sayısında yer verdiğimiz “dindarlık” kavramı da böyledir. Toplumsal yapıya, zihin kodlarına, bilgiye ve sosyoekonomik farklılıklara bağlı olarak dindarlık kavramına yüklediğimiz anlam da değişebilmektedir. Bu bağlamda dindarlığı belirleyen ana kıstas kimilerine göre inanç esasları, kimilerine göre dinî pratikler, kimilerine göre de ahlak ve erdem ilkeleridir. Kuşkusuz her düşüncenin haklı bir tarafı da vardır. Ancak dindar olmak bunlardan birini taşımak mıdır, yoksa her birinin toplamı mıdır? Esasen meselenin düğümlendiği nokta burasıdır.

Öte yandan sosyoekonomik değişime bağlı olarak ortaya çıkan faktörler, dindarlığı koruma ve yaşatma adına yeni kavramları gündeme getirmiştir. Örneğin şehirleşme ve sanayileşme ile birlikte dini yaşamada karşılaşılan zorluklar, dindar kesimi kendi parametreleriyle bu zorlukların üstesinden gelebilmek amacıyla ortaya koydukları yeni bir hayat tarzı olan, “şehir dindarlığı”nı literatürümüze dâhil etmiştir.

Ülkemizde dindarlık üzerine yapılan tartışmaların temelinde konuya ilişkin kavramsal sorunlar yanında, dindarlığı yanlış ölçekler üzerinden okumanın ve yöntem hatalarının yattığını söyleyebiliriz. Dindarlığın manevi, psikolojik boyutunu görmezlikten gelerek, sadece bazı ritüeller üzerinden ölçmeye çalışmanın ortaya çıkarabileceği yanıltıcı sonuçları da dikkatten uzak tutmamak gerekir.


Dindarlık merkezli hazırladığımız bu sayıda, Dr. Necdet Subaşı’nın kaleme aldığı “Dindarlık: Kişiselliğin Dini Temsili” isimli yazı, dindarlığın sosyolojik analizini yaparak bu alanda zihnimizdeki sis perdesini aralayacak mahiyettedir. Doç. Dr. Hüseyin Yılmaz’ın “Geleneksel Dindarlığın Gelişimi” isimli yazısında, dünyevileşme ile birlikte dinî hayatta yaşanan değişimi ve modern dünyanın değişen dinamikleri içerisinde dindarlığın farklı formlarını göreceğiz. Prof. Dr. Celaleddin Çelik’in, “Modern Dünyada Dindarlık” yazısıyla modern dünyanın yol açtığı var oluş krizini ve anlam sorununu dinî hayatın yardımıyla nasıl aşabileceğimizi sosyolojik veriler eşliğinde okuyacağız. Prof. Dr. Recep Şentürk’ün “Türkiye’de Değişen Dindarlığın Geleceği” başlıklı yazısı dindarlığın geleceğine ilişkin öngörülerde bulunmamıza katkı sağlayacak. Prof. Dr. Hasan Kayıklık’ın dindarlık tartışmalarına ilişkin değerlendirmesini “Dindarlığın Sosyopsikolojisi” başlığıyla okuyacağız. Dindarlığı göstergeler üzerinden okumanın yanlışlığına dair tespitleri Doç. Dr. Mustafa Tekin bizlerle paylaşacak. Yrd. Doç. Dr. İlkay Şahin’in “Kadın Dindarlığı” isimli yazısıyla da kadınların dine yönelişlerini ve kadın dindarlığının arka planındaki psikolojik ve sosyolojik etmenleri görme imkânını bulacağız. Gündem konuları dışında, hazırladığımız her bir bölümü de ilgiyle okuyacağınızı ümit ediyorum.

Sizleri dergimizin yenilenen yüzüyle ve birbirinden değerli kalemlerle baş başa bırakırken, “Aile” ekimizin de hayırlı olmasını diliyor, hepinize sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir yıl diliyorum.