Makale

Boş zamanlarla değer eğitimi

Boş zamanlarla değer eği̇ti̇mi̇

Abdullah Açık


Bazı ufak tefek tanım ve derece ve farklılıkları olmakla beraber sünnet, tatavvu, ihsan, nafile, fazilet, müstehap, ragibe, hasen terimleri mendupla eş anlamlıdır. Bu kavram ailesi Allah’ın rızasına uygun her türlü eylem ve çabayı kuşatacak bir çatı oluşturur. Bu çatı altında özellikle Hz. Peygamber (s.a.s.)’in hadislerinde farz ve vacip niteliğinde olmayan ibadetlerin nafile ve tatavvu kelimeleriyle ifade edildiği görülür. Her iki kelime de herhangi bir zorunluluk olmaksızın gönüllü olarak, kendi isteğiyle ve zorunluluklara ilaveten, ayrıca yapılan eylemleri ifade etmektedir. (ayr. bkz. DİA, Nâfile maddesi)

Dilimizde “boş, boşuna, boş yere” anlamlarını kazanmış “nafile”nin kaderini paylaşan diğer bir kavram da “boş vakit”tir. “Vaktini boşa tüketmek”, “boşa vakit harcamak”, “Boştayım (işsizim).” gibi birçok ifade nedeniyle “boş vakit” ifadesi, birçok zihinde olumlu çağrışımlar yapmayabilmektedir. Bu sebeple “boş vakit” ve ilişkili kavramlar üzerinde durmak, bir çerçeve çizmek yerinde olacaktır.

İnsanın çalışma, yeme, içme, uyuma gibi hayatını sürdürmek için zorunlu olarak harcadığı zamanın dışında kalan zamanlara serbest vakit/zaman adı verilmektedir. Serbest vakitler içinde kalan, kişinin sadece kendisi istediği için yaptığı ve yapmaktan zevk aldığı faaliyetlere ayırdığı zamanlar ise boş vakit/zaman olarak isimlendirilir. Şu hâlde bir kişinin serbest vakti olduğu hâlde boş vakti olmayabilir. Yani özel bir ilgi alanı olmayan ve buna vakit ayırmayan biri serbest vakte sahip olabilir ama boş vakte sahip değildir. Nitekim boş vakit, Rasulüllah (s.a.s.)’ın diliyle insanların kıymetini en az bildikleri nimetlerden biridir. (Buhari, Rikak, 1; Tirmizî, Zühd, 1; İbn Mâce, Zühd, 15.)

Yüce Rabbimiz “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. Ancak Rabbine yönel.” (İnşirah, 7–8.) buyurarak bir görevi (farzları, zorunlulukları) bitirdiğimizde diğer bir iş (ibadet) için kalkmamıza, farz bittiyse nafileye (gönüllü işlerimize) koyulmamıza işaret buyurmaktadır. Ayette geçen “nasab” yorgunluk ve zahmettir. Rabbimiz, iş bitti diye rahata düşmeyip yine zahmeti tercih etmemizi tavsiye etmektedir. Zira zahmetsiz rahmet olmaz; kolaylık tembelliğe sevk etmemeli, çalışmaya teşvik edici olmalıdır ki onun peşinden de bir kolaylık gelerek artma ve ilerleme durumu hâsıl olsun. (bkz. Elmalılı, Hak Dini)

Serbest zaman ve boş vakitlerin kıymeti bilinmeli, bunlar değerlendirilmeli, boşa harcanmamalıdır.

Zorunlu zamanlar, gönüllü zamanlar
Farzlar her Müslüman için birer zorunluluktur. Nafileler ise kişilerin kendi tercihleriyle şekillenir. Her Müslüman beş vakit namaz kılar ama biri teheccüt kılarsa bu onun şahsi özelliğidir. Namazda Kur’an okumak farzdır ama bir kişi her gün bir cüz okursa bu onun kendini yakın hissettiği, ona özel bir ibadettir.

Temel, kolon ve kirişler bir binanın esasını oluşturur. Bu ana iskelet olmadan bina ayakta duramaz. Ancak mimari açıdan bir binayı gösteren, diğerlerinden ayıran şey o binanın içinde ve dışında tercih edilen yapı elemanları, süsleme ve bezemelerdir. Aynı şekilde Müslümanın kendi hayatıyla inşa ettiği İslam binasının temel, kolon ve kirişleri farz, vacip ve haramlardır. Bu noktada tüm Müslümanlarla aynı esaslara dayanan bir Müslümanın, kendi İslam binasını o kişiye özgü kılansa tatavvu cinsinden kendine uygun olanları seçerek oluşturduğu tercihleridir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’in “En hayırlı amel hangisidir?” sorusunu yönelten birçok arkadaşına sorana özel tavsiyelerde bulunması, o kişinin eksik olduğu bir alanı ya da onun mizacına uygun bir ibadeti tavsiye etmesi de bu hususta manidar bir örneklik teşkil eder.

Kişiyi diğer kardeşlerinden farklı kılan herhangi bir emir nedeniyle yaptıkları değil, gönüllü yaptıklarıdır.

Boş vakit işlerinin bireye katkıları
Boş vakit etkinlikleri kişinin kendisini bulduğu etkinliklerdir. Sadece kendi istediği için yaptığı bu işlerden mutluluk duyar, haz alır, bunlar sayesinde amel ve ruh dünyası zenginleşir. Yaptığı işle diğer insanlardan farklılaşır, kendisine ve diğer insanlara zenginlik katar. Aynı etkinliği yapanlarla daha çabuk kaynaşır, ortak bir şeyleri olanların ortaklığına dâhil olur. Bu etkinliği yaparken âdeta her şeyi unutur, işine ve beraberindekilere odaklanır. Hem farklılığının hem de aynılıklarının meyvelerini devşirir.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) kendi hayatında bizzat yapıp yaşayarak bizlere, özel ibadetlere vakit ayırmanın, özel zamanları değerlendirmenin gerektiğini, bunların eğiticiliğini göstermiştir. Mesela güneş ve ay tutulmalarında kıldığı husuf ve kusuf namazları, Allah’ın âleme koyduğu düzenin büyüklüğünün ve o düzeni dilediği zaman bozabileceğinin ikrarı ile Rabbimize bir yakarmayı, seslenmeyi ve bağlılık arz etmeyi ifade eder. Ama aynı zamanda tabiattaki değişikliğin ritmiyle uyumlu davranarak kâinatın senfonisine dâhil olmayı ve âlemlerin Rabbine yakınlaşmak için vesile edinmeyi (Maide, 35.) ifade eder. Verilecek başkaca her bir amel örneği, kişinin beşerlikten insanlığa yaptığı seyahatte değerlerin terbiyesinden geçmesinin birer örneği olacaktır.

Din görevlisi/gönüllüsü açısından da boş zamanlarında sürekli bir işle (amelle) uğraşır olmak birçok fayda içerir ki bunların başında Allah’ın hoşnutluğu gelir. Zira bu etkinlikler Allah’ın bizim üzerimizdeki özel nimetlerine kendimize özel bir şükürdür. Serbest ve boş vakitlerde yapılan işlerin birçok başka faydası daha zikredilebilir: Fiziki sağlığı geliştirme, ruh sağlığını koruma, bireyi sosyal açıdan geliştirme, kişisel beceri ve yetenekleri tekâmül ettirme, başarıyı arttırma, olumlu duygular yaşanmasına vesile olma, kişilerin kendilerini tanımalarına ve kendilerini gerçekleştirmelerine yardım etme, kişiye öğrenme fırsatı ve ortamı sağlama, başkaları ile iş birliği içinde bir arada yaşamayı sağlama bunlardan sadece bir kısmıdır.

Boş vakit bireyi çok yönlü geliştirip zenginleştirir.
Boş vakitleri camiye taşımak
Günümüzde pek çok insanımızın, cami ve din görevlisiyle teması, isim verme töreni, yaz kursları, sünnet, nikâh ve cenaze merasimleriyle sınırlı kalmaktadır. Halkımızdan azımsanmayacak bir kesim, sayılan hizmetler dışında dinî müesseselerimizden ve görevlilerimizden hizmet alamamaktadır.

Yaratılmışa hizmeti ibadet kabul eden İslam dininin merkez kurumu olan camilerimiz, topluma hizmet edebildikleri oranda hayatiyet bulmuşlardır. Bu kurumun sembol/merkez ibadeti namazla cemaatin günde beş kez bir araya gelme avantajı pek çok faaliyeti de caminin omuzlarına yüklemiş, camilerimiz tarih boyunca ürettiği hizmetlerle anılagelmiştir. Pek çok hizmet caminin merhametli şemsiyesi altında yapılanmayı hizmet alanı için daha uygun görmüştür. İhtiyaç sahipleri için aşevi mi yapılandırmak istediniz, bunun en çok yakıştığı yer zekât gelirlerinin de kolaylıkla kanalize edilebileceği bir cami ek binası olmuştur. Din eğitimi için tesis mi arıyorsunuz, sığınacağınız en merhametli yatak yine cami havzasıdır. Güzel sanatlar ve musiki kendini daima caminin evladı olarak görmüştür. Yaşlı bakım üniteleri ve yetim çocukların bakım merkezleri de kendilerine, merhametin ve yardımlaşmanın bir ibadet olarak algılandığı camilerden daha yakışan bir ortak bulamamışlardır. Bu ve benzeri kurumlarla iş birliği içinde hizmet üreten cami, gerçekten “yaşayan bir cami”dir.

İnsanın tamamıyla kendi istediği için yaptığı işler, değerlerle tanışmalarına, onları öğrenmelerine ve değerleri benimseyip bağlanmalarına en uygun vesilelerdir. Zira insan, bir işe içinden gelen istekle yöneldiğinde o işin gereği olan birçok şeyi göze alır. Bir din görevlisi/gönüllüsü için bu tespit, insanların zorunlu ihtiyaçlarını gidermek üzere ayırdıkları zamanlar dışındaki vakitlerine talip olacak organizasyonların önemini ve bunun sağlayacağı imkânları ayan beyan gösterir.

İnsanların boş vakitlerini almak için onların gönüllerini fethedecek, örnekleri zaten yaşanmış olan dolu dolu iş alternatifleri sunmak gerekir.

Din görevlisinin kendi boş vakitlerini yönetmesi
Din görevlisi yetiştiren imam hatip liselerinde ve bunun devamı niteliğinde olan yüksek öğrenim kurumlarında boş vakit etkinliklerine dair bir eğitim verilmemektedir. Bu okullarda boş vakit değerlendirme sadedinde bazı seçmeli derslere rastlanmaktaysa da belirlenen derslere çoğu zaman yeterince önem verilmemektedir. Oysa bir din görevlisinin/gönüllüsünün özel bilgi ve becerilerinin cemaatine ulaşma noktasında katkısı en az mesleki birikimi kadar önemlidir. Örneğin sporla özel olarak ilgilenen bir din görevlisinin çocuklara ve gençlere ulaşması, bu beceriye sahip olmayan bir meslektaşına göre çok daha kolaydır.

Son yıllarda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu alanda pek çok olumlu adım attığı da memnuniyetle izlenmektedir. Diyanet Gençlik ve Spor Kulübü’nün din görevlilerinden oluşan bir güreş kulübü kurması, önemli sporcular transfer etmesi, illerde spora ve sanata ilgi duyan personele yönelik eğitimler organize etmesi vb. son derece yerinde ve olumlu gelişmelerdir. Ancak özel yeteneklerin küçük yaşlarda çok daha iyi geliştiği bilinmektedir. Bu noktada ilgili okullarda müfredat, mesleki bilgi ve beceri kazandırmaya yönelik olduğu kadar din görevlilerinin kişisel özelliklerine uygun olarak sportif, kültürel, sosyal, sanatsal alanlarda gelişimlerine katkı sunacak biçimde mutlaka yenilenmelidir.

Din görevlisi/gönüllüsü kendi boş vakitlerine değer katmaya yönelik çabaları savsaklamamalıdır.
Camide boş vakitleri doldurmak için…

Bir din görevlisinin kişisel bilgi ve becerileri ne kadar çok olursa olsun muhatap olduğu çevreye kıyasla ilgileri ve birikimi sınırlı kalabilir. Bu tabiidir. Zira toplumun ihtiyaçları çok, insanın kuvveti ve kudreti sınırlıdır. Cemaatine ulaşmayı ve faydalı olmayı isteyen bir din görevlisi mutlak surette camiyi kendi yerel şartlarının elverdiği imkânlara göre şekillendirebilmeli, çekip çevirebilmelidir. Bunun yolu da iş birliği yapmaktan, ilgilileri buluşturmaktan, gerekli yardımları talep etmekten, kısacası çaba göstermekten geçer. Örneğin cemaatinin futbola merakı varsa ve din görevlisi bu konuda yetenekli değilse cemaatinden bu konularla ilgili olan kişilerin yardımını talep etmelidir. Yerel imkânlara uygun zanaatların cemaatindeki kişiler tarafından öğrenilmesine önayak olmalı, konuya dair bilgi ve beceriye sahip kişilerle iş birliği yapabilmelidir. Yerel imkânlarla çözemediği durumlarda çare olacak kişilerin kapılarını çalmalıdır. Zira değerler iş içinde işlenir, neşvünema bulur.

Değerlerin öğrenilmesi ve bireylerin hayatlarında görünür hâle gelip yaşanması için boş vakitleri hedef alan ve camilerde yapılabilecek birçok faaliyet zikredilebilir:
Eğitimsel ve kültürel amaçlı faaliyetler: Bireylerin kültürel zenginliklerini, bilgi ve görgülerini arttırmalarına, çevreleriyle bilgiden destek alan ilişkiler geliştirmelerine yönelik faaliyetler yapılabilir. Mesela bilimsel toplantılar (konferans, panel, seminer, sohbet vb.), dersler (hadis, ilmihâl, meal, tefsir vb.), geziler (şehir içi, şehirler arası, tarihî mekânlara, turistik mekânlara, umre vb.), irşat toplantıları (hatim, hutbe, mevlid, sohbet, vaaz vb.), kurslar (Kur’an öğretimi, okul derslerine destek kursları, yaz Kur’an kursu vb.), yarışmalar (bilgi ve kültür, güzel ezan okuma, hutbe okuma, hutbe yazma, kırk hadis ezberleme, kompozisyon/deneme/makale yazma, şiir okuma, şiir yazma vb.) ilh.

Sanatsal amaçlı faaliyetler: Fertlerin potansiyellerini fark edip kendilerini geliştirmelerine, estetik duyarlılık oluşturup kendileriyle ve çevreleriyle zengin ilişkiler kurmalarına yönelik faaliyetler düzenlenebilir. Mesela gösteri ve konserler düzenlemek (film gösterimi, musiki konseri, slayt gösterisi, şiir dinletisi, tiyatro oyunu vb.), sanat branşlarından ilgi duyulanlara yönelik öğretici kurslar düzenlemek, sergi düzenlemek (ebru, fotoğraf, hat, kültürel obje, minyatür, resim, tezhib vb.), şan ve enstrüman kursları açmak ilh.

Sportif amaçlı faaliyetler: Aktif sporcu olarak ya da seyirci, taraftar, yönetici vb. bir pozisyonda sportif faaliyetler yapılabilir. Mesela ilgi duyulan spor branşlarından imkân olanlarının icrası için eğitimler vermek, yarışma ve turnuvalar düzenlemek (atletizm, futbol, güreş, masa tenisi, motokros, voleybol vb. çeşitli spor dallarında), yerel tabii imkânlardan yararlanmayı arttırıcı sportif faaliyetler organize etmek (balık tutma, bisiklet, doğa yürüyüşü, izcilik, kayak, vb.) ilh.

Toplumsal amaçlı faaliyetler: Toplumsal ilişkiler kurmaya ve geliştirmeye, ortak yaşam alanındaki canlı ve cansızların ihtiyaçlarını gidermeye, diğerkâmlığa yönelik faaliyetler yapılabilir. Mesela dinî yaşantıyı takviye edici organizasyonlar (bed’-i besmele, hafızlık cemiyeti, hatim, itikâf vb.), hediye dağıtımı (çocuk dergisi, defter, gül, kalem, kitap, kutlu doğum aşı, oyuncak vb.), ihtifaller (bayramlaşma, kandil gecesi, yerel festival ve yıldönümleri vb.), imar kampanyaları (cami, kurs binası, öğrenci yurdu, sağlık ocağı vb. yapılması amaçlı para toplama, malzeme toplama, çalışma vb.), toplu organizasyonlar (aşure ikramı, hıdırellez eğlenceleri, mezuniyet törenleri, piknik, pilav günü vb.), toplumsal sorunların çözümüne yönelik kampanyalar (ağaç/fidan dikimi, çöp toplama, ihtiyaçlılara yardım, ilaç toplama, kan bağışı, kullanılmış kâğıt toplama, kullanılmış pil toplama, sünnet, ücretsiz sağlık taraması ve ilaç dağıtımı vb.), tören organizasyonları (asker uğurlama, düğün, hacı uğurlama, karşılama, sünnet, taziye vb.), yardım organizasyonları (kermes, müzayede, ücretli yemek düzenleme vb.), ziyaretler (asker, cenaze evi, cezaevi, esnaf, gaziler, gazi aileleri, hacı karşılama, hacı uğurlama, hasta, hastane, huzurevi, mülki idareciler, resmî kurum ve kuruluşlar, şehit aileleri, yaşlı, yetiştirme yurdu vb.) ilh.

Diyanet Gençlik Spor’u tanıyor musunuz?
Diyanet Gençlik Spor’un 59 il müftülüğünde şube ve temsilciliği vardır. Üye sayısı 3.000’i aşmıştır. Bedensel engelliler (masa tenisi, oturarak voleybol), güreş, masa tenisi, motokros, satranç, voleybol branşları açılmıştır. Motokrosta dünya üçüncülüğü (2009) ve dünya şampiyonluğu (2010) dereceleri almıştır.

Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilatı tarafından
2011 Yılı Kutlu Doğum Kutlamaları kapsamında
yurt içinde 17.409
yurt dışında ise 18 ülkede 1.416
etkinlik yapıldığını biliyor muydunuz?
Okuduğunuz yazıda

Camilerimizde yapılabilecek boş vakit faaliyetleri yoluyla değerler eğitimine katkı ve destek sağlanacağı ileri sürülmekte, birtakım boş vakit faaliyetleri önerilmektedir. Yapılan faaliyet önerilerini gözden geçiriniz. Aşağıdaki değer ya da becerileri kazandıracağını düşündüğünüz faaliyetler tespit edebilecek misiniz?

adalet t azim t birlik ve beraberlik ruhu t dayanışma t denge t diğerkâmlık t doğruluk t dostluk t dürüstlük t empati t hayranlık t hoşgörü t kendini tanıma t merhamet t metanet t misafirperverlik t nezaket t öz denetim t öz güven t paylaşma t sabır t saygı t sevgi t sorumluluk t ubudiyet t üretkenlik t vefa t yardımseverlik t yenilgiyi ve galibiyeti hazmetme

Önerilerin en azından bir kısmının bu değer ve becerileri kazandırma ihtimali varsa harekete geçmeye değmez mi?