Makale

Depresyon

Dr. M. Hanifi Kotan

depresyon

En sık görülen affektif (Duygudurum) bozukluktur. Depresyonun nedeni tam olarak bilinememektedir. Depresyon, üzüntü ve ızdırap duygusudur. Hastaların genellikle kendilerine güvenleri azalmıştır. Kişiler kendilerini yetersiz, yeteneksiz görerek aşağılayabileceği gibi, kendisini günahkâr ve dünyadaki kötülüklerin çoğunun nedeni sayabilecek derecelerde değişik duygular içinde olabilir.
Psikotik depresyonla, çevresel nedenli depresyon ayrımı gereklidir. Psikotik depresyonda halüsinasyonlar vardır. Her iki grupta da ruh bozukluğunun yanı sıra fiziksel belirtiler de vardır.
Depresyondaki kişilerde görülen belirtiler
Genellikle uykusuzdurlar, uykuya dalış süresi uzamıştır. Sabahları erkenden uyanırlar bir daha uyuyamazlar. Az bir kısmında aşırı uyku hâli vardır. Günde 12-16 saat uyurlar.
Diğer bir bulgu iştah değişikliğidir, genelde iştah azalmıştır, kabızlık, kilo kaybı görülebilirken, bir kısmında iştah ve kilo artışı olur.
Ciddi depresyonda kişinin cevap vermesi çok yavaşlamıştır,apa- tik (duygusuz) umursamaz görünürler.
Ağrı çoğunlukla vardır,en sık baş ağrısı görülür. Kol, bacak ve genel vücut ağrısı belirten kişiler de mevcuttur. Bu ağrılar psikolojik, fizyolojik olabilirken, delüzyo- nel (sanrısal=hayali) ağrılar da olabilir.
Bir grup hasta, bedensel şikayetlerinin varlığına daha çok inanır ve depresyonu inkâr ederler (Maskelenmiş depresyon).
Psikomotor durgunluk hâli, hekimin muayenesi ile aydınlanabilir, bilişsel ve kognitif fonksiyonların normal olması hekimi depresyon tanısına yöneltir.
Depresyon tanısı güçtür. Şahıs hikâyesi ile yönlendirmedi ise hekimin aklına gelmelidir. Tanıya giderken karşılaşılan zorluklardan ilki, fiziksel hastalık mı, depresyon mu ayrımıdır. Bedensel semptomlar öylesine güçlü olur ki, hekim kanser taramasına kadar gider, altta yatan depresyon ihmal edilebilir.
En önemli soru hastaya direk ve açıkça ruh hâli ile ilgili sorulacak sorulardır. Çoğunlukla sonuç vericidir. Kişinin kendini iyi hissedip hissetmediği, bezgin ya da ümitsizlik içinde mi olduğu mutlak sorgulanmalıdır. ileri derecede ümitsizlik durumlarında dikkatle sorulması gereken bir soru vardır. Hayati öneme haiz bu soru, kişinin intihar düşünüp düşünmediğidir. Ama bu en yüksek güven duygusu altında sorulması gereklidir. Daha dramatik olan cevabın "evet" olması hâlidir. Çünkü bu, hastalığın ağırlığını işaret eder. Hastanın intihara yönelik planlarını sorgulamak durumun risk derecesini ortaya koymak açısından çok çok önemlidir.
İkinci önemli durum, fiziksel rahatsızlıkla birlikte depresyonun olması ve bunun sorgulanabilmesidir. Kronik hastalıklar ile birlikte görülen depresyonun, iki anlamı vardır: Kronik hastalıkların çoğunlukla ileri yaşta görülmesine bağlı olarak kişilerin zaten bozulmuş hayat konforlarının depresyonun eklenmesi ile daha da ağırlaşmış olması ve bu tür hastalarda fiziksel şikayetlerin ön plana çıkması ve depresyon şikayetleri ile karışmış olmasıdır. Kanser dolayısı ile son döneme girmiş veya kronik hastalığı olan kişilerde, depresyon varlığı çekilen acıyı daha çok artıracaktır.
Üçüncü önemli durum, depresyonun demansdan (bunama) ayırt edilmesidir. Depresyondaki hastalar o denli dikkatsiz olabilirler ki, kognitif fonksiyonlarını kaybetmiş izlenimi ortaya çıkar ve çevresi bunadığını düşünebilir. Hekim tarafından sorgulandığında depresyondaki kişilerin duyarsız cevaplar veya bilmiyorum gibi cevaplarına karşılık, demanstaki kişiler soruyu cevaplamaya çalışıyor olacaklardır. Önemli bir ayrım noktasıdır.
Günümüzde depresyonun her basamakta uygun antidepresan ilaçlarla tedavisi mümkün bir hastalık olduğu unutulmamalıdır. Önemli olan tanısının doğru konulmuş olmasıdır. Tam psikolojik düzelme 2-4 haftada sağlanır.