Makale

EDİTÖRDEN

EDİTÖRDEN


Dr. Yüksel SALMAN


Dilimizde gençlik dönemi için ‘delikanlılık’ tabiri kullanılır. Ne de güzel ifade eder bu tabir genç insanın ruh halini. içinde çağlayanlar vardır sanki durmak, yorulmak bilmez genç insan. Artık çocukluk döneminden çıkmış, yetişkinliğe doğru yol almaya başlamıştır. Yetişkinlerin dünyasında kendini kanıtlamak, kendini ortaya koymak ister. Böylece bağımsızlığa kavuşacak ve kendi kimliğini bulacaktır. Yeterli tecrübesi ve bilgisi olmamasına rağmen, gencin içindeki çağlayan hiç durmaz ve âdeta kulağına sürekli denemesini fısıldar, hatta haykırır. Sürekli dener ve düşe kalka da olsa yolunu bulmaya çalışır genç insan.
Bu süreçte çoğu zaman kendisinin bile nedenini bilemediği gelgitleri, inişleri çıkışları, çelişkili davranışları olabilir. Gençliğin bir fırtınalar dönemi olarak nitelendirilmesi de bundan olsa gerek. Fırtınalar onu yanlış sahillere atsa bile uyarılara kulak asmaz. Bana bir şey olmaz, düşüncesindedir. Tehlikeler kendisine anlatılsa da o bunların kendisi için geçerli olmadığını düşünür ve bildiğini yapmaya devam eder. Bu özellikleri, gencin yetişkinlerle geçinmesini, anlaşmasını güçleştirir. Hele bir de kendi gençliğini, o zamanki düşünce ve davranış tarzını, çelişkilerini, anne ve babasının kendisini anlamadığını düşündüğü günleri unutmuş bir ebeveynin çocuğu olan gencin, onlarla geçinmesi daha da güçleşir.
Bu noktada çoğunlukla bir telaş, bir endişe kaplar anne-babayı. Ailesinin ve toplumun değil, arkadaşlarının görüşlerine önem veren, kendini onlara kabul ettirmeye çalışan, dün doğru dediğine bugün yanlış diyebilen, eleştiri oklarını hesapsızca fırlatan, ancak kendisi en ufak bir eleştiriden yaralanan çocuklarına karşı ebeveynler, nasıl davranacaklarını kestirmekte zorlanırlar.
Yakın geleceğin yetişkinleri olacak gençlerle iyi iletişim kurabilmek, onları inançlı, bilgili, donanımlı, güzel ahlak sahibi, topluma ve insanlığa faydalı birer fert olarak yetiştirebilmek her anne babanın hayalidir. Çünkü ülkemizin ve dünyanın buna ihtiyacı var. Bu aynı zamanda bir Müslüman olarak hepimiz için dinî bir vecibedir.
Konunun öneminden hareketle biz de bu ayki gündemimizi gençlik ve sorunları olarak belirledik. Konuyla ilgili birbirinden değerli yazıları okurken hem bilgilenecek hem de çocuklarımızla nasıl doğru iletişim kurabiliriz, birbirimizi nasıl daha iyi anlayabiliriz, onların problemlerine nasıl yaklaşmalıyız ve geleceğimizi emanet edeceğimiz bu dinamik nesli nasıl eğitmeliyiz soruları üzerinde biraz daha düşüneceğimizi ve bu konuda bir mesafe kat edeceğimizi umuyorum.
Bir sonraki sayıda görüşmek dileğiyle...