Makale

İslam’a Yolculuğum

İslam’a Yolculuğum
Haz. Nurullah Ayaz

İsmim Kiichi Tsunooka,
Müslüman olduktan sonra kullandığım isim ise Mustafa. 30 yaşında Japonum. 4 sene önce Müslüman oldum. Şu anda bir Japon firmasının ekonomi departmanında çalışıyorum.
Hikâyeme gelince; çocukluğum boyunca çok büyük bir endişe, yalnızlık ve karmaşa yaşadığımı hatırlıyorum. Özellikle de ergenlik döneminde... Nereden geldiğini ve sonunda nereye gideceğini bilememek, niçin yaşadığının farkında olamamak!… Bunlar benim cevaplamaya çalıştığım ama bir türlü cevabını bulamadığım sorulardan sadece bir kaçıydı. Bunun üzerine bu durumlarla fiziksel ve ruhsal yönden mücadele etmek için İsviçre’nin Cenevre şehrine seyahat ettim. Manevi huzur aramak için çıktığım bu seyahatte, yeni yerleştiğim bu kente ve kendi iç dünyama uyum sağlamaya çalışıyordum. Ancak nereye yönelirsem yöneleyim sorularıma nihai bir cevap bulamadım. Sonunda hissettiğim acıları unutmak için arzu ve isteklerimin peşinden gitmeye karar verdim. Fakat bunlar acılarımı hafifletip geçici olarak unuttursa da, sürekli bir çözüm olmadı.
Üniversite eğitimi için Kanada’ya taşındığımda ise hayatım tamamen değişti. Burada Müslüman bir arkadaşla tanışıp, çok kısa zamanda samimi bir arkadaşlık kurduk. Hayatımın bu noktasında bu ana kadar arzularımı tatmin etmek için mahvettiğim yaşantım, bir anda düzelmeye başladı. Sosyal adaletsizliklere karşı duyarlı olmaya başladım ve ilgi alanım sosyal olaylara doğru yöneldi. Bunun anlamı toplumda var olan sosyal hastalıklara karşı bilinçlendiğim ve bu sorunları nasıl tedavi edebileceğim konusundaki düşüncelerin zihnimde oluşmaya başladığıydı. Üniversite bittikten sonra, Müslüman akranlarımla farklı sosyal konuları görüşmek için uzun saatler harcamam artık rutin bir hâle gelmişti. Müslüman arkadaşım bu konularda fikirlerini hep inancı olan İslam üzerine kuruyor görüşlerini de bu bağlamda söylüyordu. Bu esnada arkadaşımdan da yavaş yavaş İslam’ın öğretilerini öğrenmeye başladığım zaman gözüm açılmaya başladı. Arkadaşım, İslam’ı toplumsal hastalıkların her birine bir çare olarak anlattı. İnsanların, Allah ve insanlar arasında oluşan sevgi bağlarının kurduğu yüksek ahlaki değerler tarafından rehberlik edilerek yönlendirildiğini söyledi. Ben İslam hakkında duyduklarımın akılcı olduğunu ve aralarında da bir çelişkinin bulunmadığını hissettim. İslam, benim yaşamım boyunca cevap aradığım sorulara anlam kazandırmaya başlamıştı. Üstelik İslami öğretilerin benim doğamla uyumlu olduğunu ve İslam hakkında daha fazla bilgi edinme konusunda kendi içimde yavaş yavaş bir dönüşüm olduğunu hissettim. Benim şu anda var olan düşüncelerimin yanı sıra hayatımı yıkan yaşam tarzımı da sorgulamaya başladım. İslam sürekli benim o anki durumumu sorguluyor ve o ana kadarki hatalarımı ve zihnimin kirliliğini açığa çıkarıyordu. Ayrıca yaşamımda, benim ölüm karşısındaki güçsüzlüğümü fark ettiren, kalbimin yumuşamasına ve ruhsal gelişimime katkıda bulunan olaylar meydana geldi. Bütün bu değişen olaylar beni yavaş yavaş Allah’ın varlığına ve İslam’ın gerçekliğine doğru ikna etmeye başlamıştı. İslam hakkında daha fazla şey öğrendikçe, Allah’ın varlığı ile ilgili bilincim artmaya ve düşüncelerim değiştikçe de yaşam tarzım değişmeye başladı. Nihayet birkaç yıl sonra, toplumu değiştirmek ve insanlara yardım etmek için işin sonuna geldiğimi anladım. Fakat bunun için ilk önce kendimi değiştirmek gerekiyordu, bunun için her şeyi yaratan ve mutlak güç sahibi olan Allah’a güvenebilirdim. Allah beni bu yolda daim eylesin ve ailemi, arkadaşlarımı ve tüm insanlığı doğru yoluna iletsin.

Neden Müslümanlığı Seçtim?

Benim ismim Sümeyye Kaoru.
Japonya’da yaşıyorum. Türkiye’den Japonya’ya döneli 3 yıl oldu. Türkiye’de 6 ay İstanbul’da, 6 ay da Konya’da bulundum. 2012 yılının Mart ayında şehadet getirerek Müslüman oldum. Konyalı birinden ilk defa İslam’ı tanıma ve öğrenme imkânım olmuştu. Konya insanın İslam’ı yaşantısı çok hoşuma gitti. Kalpleri çok temizdi. Her zaman kibar, tatlı dilli ve güler yüzlü insanlardı.
Ülkeme döndüğümde hiçbir şey bilmeden Tokyo Camii’ne gittim. Herkesle beraber ibadet etmeye başladım. Aynı zaman da kadınlar bölümünde Müslümanlarla beraber normal Japon ziyaretçilerden ayrı olarak kendi başıma ibadet ediyordum. Bu esnada her zamankinden farklı olarak Allah’ın varlığını hissetmeye başladım.
Günden güne namaza devam ettiğim süre içerisinde günün birinde Müslüman olmak istiyorum dedim. Bu düşünce güçlendikçe Müslüman olacağımın farkına vardım. Ancak İslam, Allah ve Kur’an hakkında hiçbir şey bilmeden Müslüman olunamayacağının da bilincindeydim. Herkesle beraber aynı duyguları paylaşırsam belki ben de Müslüman olabilirim düşüncesi kafamda oluşmaya başladı.
2011 yılı Eylül ayı sonunda Tokyo Camisine yeni bir imam geldi. Her hafta cuma günü camiye gidiyordum. Oradaki imamın samimi konuşmaları ve güzel sesiyle ezan okuması beni çok etkiledi. Âdeta gönlümün manen yıkandığını hissettim. İlk görüşmemde imamın beni güler yüzle karşılaması, herkese karşı insancıl yaklaşımı, hoşgörüsü ve gönlünün geniş olması beni çok etkiledi. İslam hakkında dersler düzenleyip çoğu kişiye İslam’ı anlattı.
Müslüman olmaya karar verdikten bir hafta sonra İmamın önünde şehadet getirip Sümeyye adını aldığımda kendimi yeniden dünyaya gelmiş gibi hissettim. Şu an gerçekten çok mutluyum. Allah’a hamt olsun.
Müslüman olalı 6 ay oldu. Her hâlükârda Müslüman olduğumu ilan ediyorum. Allah’tan korkuyor, yine Allah’a sığınıyorum. Derin inancımın içinde Allah’a hamt ve Rasulüllah’a salavat getiriyorum. Bunun da ötesinde kalbimin temizlendiğini, bunun da yaşantıma yansıdığını, bunun kaderimle beraber yaşantımın olacağını düşünmekteyim. Bundan sonraki hayatım bu doğrultuda devam edecektir.
Bir gün tekrar Konya’ya döneceğim anı bekliyorum.
Allah’ın rahmeti, bereketi ve mağfireti üzerinize olsun.