Makale

İnsana Dair

İnsana Dair

Fatma BALCI YÜRÜR

Gitmediğim ülkelerin ayazında üşürüm.
Yüzmediğim denizlerde dibe vururum.
Çıkmadığım zirvelerde kaybolurum.
Görmediğim yüzlerle sükûn bulurum.
Bilmediğim lisanlarda konuşurum.
Kaçıştır başkalarına ait her bilgi kendimden.

Tecessüs, gıybet, kin ve haset kendime zulmedişimdir.
Hem de bilgi cehaletiyle.
Bildikçe cahilliğim artar, uzaklaşırım kendimden,
kendime ait bilgilerden…
En son ne zaman kendimi eleştirdim, en son ne zaman
kendimi merak ettim?
Dünya vitrininde teşhir edilen ve röntgenlenen
hayatlar kadar ilgilendirmiyor mu özüm beni.
Bilmemem gereken şeyler öğrendiğimden beridir bu kaçış…
Ne kadar çoğaltıyorum bilgiyi ve ne kadar
değersizleştiriyorum kendimi.
“İlim bir nokta idi cahiller yüzünden çoğaldı.”
buyuran ilmin kapısı değil miydi? Sorularla arttırdım,
malayaniyle büyüttüm, uzaklar ve başkalarıyla çoğalttım.

Şair diyor ya “En uzun yoldur insanın içi…” yolun uzunluğu
mu uzaklığı mı korkutuyor beni? Büyüttüğüm
adımlarla kendime nasıl gideyim bilemedim.
Hakkında az bilgi olanın neden çoğu bilgisine sahip değilim?

Kendimden uzaklara kaçıyorum bilmiyorum ki
kendime sürgünüm. Dönüşü olmayan tek yoldur
her sürgün ya da tek dönüşü olmayan bir yol…
Tomurcuğa gebedir her sürgün, yüke ve hamala…
Götürdüklerim olmayacak omzumda,
Taşıdıklarım olmayacak sırtımda,
Kutlu sefer kervanı ruhumda…

Acılar katar katar, bir sancıdan bir sancıya göç var.
Denkler anıya ümit katar, maziden atiye göç var.
Yük de yüklenen de bilir, bilgiden hikmete göç var…