Makale

MERVAN MESCİDİ

MERVAN MESCİDİ


Betül ALTUN ERİNCİK


Kudüs’ün mübarek toprağına vurulan İslam mührü
Kıble Mescidi’nin solunda yer alan büyük taş merdivenlerden aşağı inildiğinde, Mescid-i Aksa ziyaretçilerini, aynı anda yaklaşık 6.000 kişinin namaz kılabileceği büyüklükte bir yer altı mescidi karşılar. 4.5 dönümden fazla bir alana yayılan Mescid-i Aksa’nın bu en büyük yer altı camii, Harem-i Şerif’in güneydoğusunda konumlanan Mervan Mescidi’dir. 88 sütunun taşıdığı 12 koridordan oluşan mimarisiyle âdeta bir labirenti andıran bu heyecan verici yapı, Ömer Mescidi’nin yerine daha büyük bir cami yapılmasına karar veren Emevi halifesi Abdülmelik b. Mervan tarafından Mescid-i Aksa’nın güneyindeki eğimli arazinin kuzey ile aynı seviyeye getirilmesi amacıyla inşa ettirilmiştir. Kudüs’ü tam anlamıyla bir İslam şehrine dönüştüren imar faaliyetleriyle tanınan ve “Ebü’l-Mülûk” (Hükümdarların Babası) ünvanıyla anılan Abdülmelik b. Mervan’a ve onun Kudüs’te başlattığı mimari mirası sürdüren oğullarına ithafen Mervan Mescidi olarak isimlendirilmiştir.
Mervan Mescidi’nde bir işgalin izleri
1099 yılında Kudüs’ü işgal eden Haçlılar, Kıble Mescidi’ni “Süleyman Mabedi’’ olarak isimlendirdikleri bir kiliseye ve askerî barınağa çevirirken Mervan Mescidi’ni ise at ahırı olarak kullanmışlardır. Yapı, Hz. Süleyman ve onun inşa ettirdiği ilk mescit ile herhangi bir bağı bulunmamasına rağmen, bu tarihten itibaren “Süleyman’ın Ahırları” şeklinde anılmaya başlanmıştır. Bugün dikkatli ziyaretçiler, Mervan Mescidi’nin duvarlarında ve sütunlarında Haçlı işgalinin acı izlerine tanıklık edebilir. Atları bağlamak için kullanılan büyük demir halkalar, o dönemin canlı birer hatırası olarak hâlâ yerlerinde durmaktadır. Yine, atların Mescid-i Aksa’ya rahatça girip çıkabilmesi için mescidin güney duvarına açılmış olan Babü’l-Müfred’in kemerleri de bu karanlık dönemin sessiz tanıklarındandır.
Kutsalın derinliklerinde: Mervan Mescidi’nin direnişi
1187 yılının Miraç Gecesi’nde, İsra ve Miraç mekânı Kudüs’ü Haçlı işgalinden kurtaran Selahaddin Eyyubi, Templier şövalyeleri tarafından ahıra çevrilen bu yapıyı temizleterek asli hüviyetine kavuşturmuş, Mescid-i Aksa’yı yeniden bir ibadet mekânı hâline getirmiştir. Uzun süre kullanılmayan ve 1917’de başlayan İngiliz manda yönetimi ile unutulmaya terk edilen Mervan Mescidi, 1967’den günümüze dek süren İsrail işgali boyunca özellikle kilitli tutulmuştur. Böylece sahipsiz ve atıl bir hâle gelen yapının siyonist işgal grupları tarafından istila edilmesini engellemek amacıyla 1996’da Ürdün’e bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi tarafından temizlenip restore edilerek ibadete açılmıştır.
Zaferlerin gururuna ve işgalin acılarına şahitlik eden bu mübarek mescit; Harem-i Şerif toprağının derinliklerinde Kadim Aksa ve Burak Mescidi ile birlikte, İslam’ın mukaddesatını beklemeye devam etmektedir. Hiç şüphesiz Mescid-i Aksa; yalnızca Kubbetü’s- Sahra ve Kıble Mescidi gibi ihtişamlı yer üstü yapıları ile değil, Filistin’in aziz şehitleri ile beraber toprağın altında saklı münzevi mescitleriyle de kutsalın mekânı, inancın ve direnişin sembolüdür.
Mervan Mescidi’nde Hz. İsa’nın beşiği
Mervan Mescidi’nin güneydoğu köşesindeki merdivenin ortasında yer alan, ağzı demir parmaklıklarla kaplı küçük bir odada, taş bir havuz bulunmaktadır. Hz. İsa’nın beşiği olarak isimlendirilen bu havuzun önünde küçük bir mihrap ve üstünde dört direk üzerinde duran küçük bir ahşap kubbe bulunur. Hicri 5. yüzyıla tarihlenen bu taş havuzun üstündeki kubbe 1898 yılında Sultan II. Abdülhamid tarafından yaptırılmıştır. Hristiyanlar, bu mekânın Hz. İsa’nın vaftiz edildiği yer olduğuna inanırken Müslümanlar arasında ise burası, Hz. İsa’nın henüz kundakta bir bebekken konuşup peygamberliğini müjdelediği yer olarak kabul edilir. (Meryem, 19/27-33.)