Makale

FİTOTERAPİ VE GÜVENLİK DOĞRU KULLANIMIN ÖNEMİ

FİTOTERAPİ VE GÜVENLİK
DOĞRU KULLANIMIN ÖNEMİ

Dr. Ahmet ÇELİK

Binlerce yıldır insanlık, hastalıkları iyileştirmek ve sağlığı korumak için bitkilerin gücünden yararlandı. Ancak modern dünyada "doğal" olan her şeyin risksiz olduğu yanılgısı, fitoterapinin yanlış kullanımına ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bu nedenle bitkisel tedavilerin doğru şekilde uygulanması, hem etkinlik hem de güvenlik açısından büyük önem taşıyor.
Bitkisel tedaviler, antik dönemlerden beri şifacıların ve hekimlerin temel araçlarından biri oldu. Örneğin, Türk tıp tarihinde İbni Sina’nın eserlerinde bitkilerin tedavi edici özellikleri detaylıca anlatılır. Günümüzde ise fitoterapi, klinik araştırmalarla destekleniyor. Bilim, birçok bitkinin etken maddelerini izole ederek (örneğin, aspirinden söğüt kabuğuna uzanan yol) modern tıbba entegre etti. Ancak bu entegrasyon, bitkilerin gelişigüzel değil; standart dozlar ve kalite kontrolleriyle kullanılmasını gerektiriyor.
Fitoterapi, genellikle doğal kökenli özütlerin ilaç veya sağlık geliştirici ajanlar olarak kullanılmasının incelenmesi olarak tanımlanır. Bitkisel ilaçlar, bir hastalığın nedenlerine ve semptomlarına yönelik etkiler gösterdiğinden allopatik bir disiplin olarak algılanmalıdır. Örneğin Almanya’da, fitoterapi genel tıbbın düzenli bir disiplini olarak sınıflandırılır ve bitkisel ilaçlar; kalite, güvenlik ve etkinlik açısından kimyasal olarak tanımlanmış maddelerle benzer bilimsel gerekliliklere uymak zorundadır. Alman ilaç kanunu, bir bitkisel ilacın ilaç olarak tanımlanabilmesi için teşhis, miktar, saflık, diğer kimyasal, fiziksel ve biyolojik özellikler ile üretim yönteminin belirgin olması gerektiğini belirtmektedir. Bu şekilde, başlangıç drogunun içeriği ile ekstraksiyon sonucu elde edilen ürünlerin içeriği eş değer olarak güvence altına alınmaktadır.
Bitkisel ilaçlarda farmasötik kalite; başlangıç drogu, ekstraksiyon ortamı (çözücü), üretim yerleri veya ekstraksiyon gibi faktörlere bağlıdır. Kalite, kullanılan tıbbi bitki türünün taksonomik olarak tam tanımlanmasıyla başlar. Ayrıca, kullanılan bitki kısımları (çiçek, yaprak, meyve, tohum, kabuk, soğan, kök gibi) monograflarca belirlenmiş kriterlere göre standardize edilerek hazırlanmalıdır.
Güncel ilaç tedavisi kavramının en önemli parametresi "standardizasyon"dur. İstenen tedavi cevabının sağlanabilmesi için uygulanan her dozun vücut sıvılarında aynı düzeye ulaşması gerekir. Aynı durum bitkisel ilaçlar için de geçerlidir. Bitkisel drogların karmaşık ve değişken yapıları, belirlenmiş etkin maddelerinin çok sayıda olması ve genelde düşük oranlarda bulunması gibi etkenler, bunların konvansiyonel ilaçlardan farklı olarak düşünülmesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Bu açıdan standardizasyon ve bitki kültürü önem kazanmaktadır.
Bitkisel ilaçlar, sentetik ilaçlarda olduğu gibi aynı kanıt değerlendirme derecelerine göre değerlendirilmektedir. Ancak, en kuvvetli zehirlerin bitkisel kökenli olduğu unutulmamalıdır. Önemli olan, uygun kalite, uygun miktar ve uygun süreyle kullanılmasıdır. En masum bitki bile aşırı kullanıldığında hayati tehlike yaratabilir. Dolayısıyla bilinçsiz bir şekilde “tedaviye yardımcı olur” düşüncesiyle kullanılan bitkisel ilaçlar, uygulanan başka bir sentetik ilacın etkisini artırarak ya da azaltarak zarar verebilir. Örneğin, sarı kantaron (hypericum perforatum) çok önemli bir bitkisel ilaçtır; ancak P-glikoprotein indüksiyonu ve hepatik enzim indüksiyonuna bağlı olarak bazı ilaçların vücuttan hızla atılmasına yol açabilir. Bu durum, digoksin ve siklosporin gibi hayati öneme sahip ilaçların vücutta yeterli konsantrasyona ulaşamamasına neden olabilir.
Tıbbi bitkinin üretimi, “İyi Tarım Uygulamaları (GAP)”na ve “İyi Toplama Uygulamaları (GCP)”na uygun olmalıdır. Kaliteyi etkileyen faktörler arasında tohumun kalitesi, kültür teknikleri, sulama, gübreleme, hasat prosesi, kurutma, depolama ve taşıma koşulları yer alır. Toplama, kurutma ve saklama aşamalarından sonra “İyi Üretim Teknikleri” (GMP) yöntemlerinin uygulandığı imalat aşamasıyla bitkisel ilaçlar tıbbın hizmetine sunulmaktadır. Ayrıca pestisit, herbisit kombinasyonları, aflatoksin, mikrobiyal ve fungal bulaşma, ağır metaller (kurşun, antimon, cıva gibi) ve yabancı madde analizleri kesinlikle yapılmalıdır.
Dünya Sağlık Örgütü, toplum sağlığını desteklemek amacıyla geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının kullanımını teşvik etmek için Alma-Ata Bildirgesi’nde (1978) fitoterapiyi tanıdığını ve desteklediğini belirtmiştir. Ancak, DSÖ’nün endişelerinden biri de bu tedavinin güvenli kullanımıydı. Fitoterapinin ilaçlarla eş zamanlı kullanımı, beklenen farmakolojik etkiyi tehlikeye atan veya toksik etkiler üreten etkileşimlere neden olabilir. Bu nedenle DSÖ, 2004 yılında "Farmakovijilans Sistemlerinde Bitkisel İlaçların Güvenlik İzlemesi Hakkında WHO Yönergeleri"ni yayınlamıştır. Ayrıca, 1999 ile 2010 yılları arasında kalite kontrolü, güvenlik ve etkililik konusunda öneriler içeren seçilmiş tıbbi bitkiler hakkında monografiler yayımlamıştır.
Fitoterapinin yanlış kullanımıyla ilgili birçok örnek verilebilir. Size sadece 2018 yılında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yapılan bir çalışmadan bahsetmek istiyorum. Aktarlarda mayıs papatyası olarak satışı yapılan ürünlerin isminin doğru olup olmadığını belirlemek amacıyla gayeli örnekleme yöntemi kullanılarak bir çalışma yapılmış. Dünyada matricaria recutita (mayıs papatyası, tıbbi papatya), yaygın bir şekilde tıbbi amaçlı olarak kullanılmaktadır. Ancak mayıs papatyası, öncelikle şifa bulmak isteyen alıcıların ülkemizde ve dünyada tercih ettiği ilk bitki olmasına rağmen pazarda onun yerine çoğu zaman köpek papatyasının (cota altissima j. gay) satılmasından dolayı; tedarikçiler, perakendeciler ve özellikle tüketicilerde bilinç ve kamuoyu oluşturulması amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Çalışma materyali olan mayıs papatyası genellikle soğuk algınlıklarında, öksürüklerde, mide rahatsızlıklarında kullanım amacıyla alınıp satılmaktadır. Bu çalışma; Siirt, Batman, Mardin, Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa illerinde, merkezî konumda yer alan ve müşteri yoğunluğunun fazla olduğu aktar çarşılarında faaliyet gösteren 60 iş yerinden gayeli örnekleme yöntemiyle örnek alınarak gerçekleştirilmiştir. 60 adet aktardan satın alınan örneklerde yapılan tür teşhisi neticesinde örneklerin %95,7’sinin köpek papatyası (cota altissima j. gay), sadece %4,3’ünün mayıs papatyası (matricaria recutita) olduğu tespit edilmiştir. Bitkisel tedavide doğru ürün tespitinden hasat, depolama, kurutma vs. süreçlerin tamamına kadar tüm proseslerin uygun olması gerekir. Yoksa fayda görelim derken zarar görebiliriz.
Fitoterapi, Cenab-ı Hakk’ın insanlığa armağanıdır; ancak bu armağan, bilgi ve sorumlulukla ele alınmalıdır. Bitkileri tedavide kullanırken "doğal" kelimesine sığınmak yerine kanıta dayalı tıp ilkelerini rehber edinmek hem sağlığımızı korur hem de kadim şifanın gücünü doğru kılar. Unutmayın: Bitkiler de ilaçtır; saygıyla ve özenle kullanılmalıdır.