kitaplık
ADAB-I MUAŞERET
Mustafa Mirza DEMİR
Sözlüklerdeki başlıca manaları, “davet, iyi tutum, incelik ve kibarlık, hayranlık ve takdir…” şeklinde verilen edep, Müslüman’ın süsü, güzel ahlakın zirvesi, kalb-i selimin aynasıdır. Kibarlık ve zarafet elbiseleriyle Arap ve Türk dillerinde arz-ı endam eden “edep”, yüce dinimiz İslam’da ve tasavvuf edebiyatının raflarında dinî ve ahlaki bir hüviyet kazanır. İlim ve sohbet meclislerinde bereketli men
Edebin çoğulu olan “adap” kelimesiyle “iyi geçinme, toplumsal ilişkileri nezaket kurallarına göre düzenleme…” gibi manaları kapsayan “muaşeret” kelimesi bir araya geldiğinde medeni ve ahlaki bir terkip karşımıza çıkar: Adab-ı muaşeret.
Müslüman yaşamındaki beşerî ilişkileri düzenleyen, ahlaklı ve görgülü bir şahsiyetin inşasını hedefleyen, karşılıklı uyum ve nezaket içerisinde sürdürülebilir davranış kurallarını kapsayan adab-ı muaşeretin temel kaynakları Kur’an ve sünnettir. Nitekim müminlerin sosyal ve toplumsal ilişkilerini düzenlemeyi de amaçlayan yüce Kitabımızın ahlakıyla ahlaklanan Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) davranış biçimlerimiz için de en güzel örnektir.
Türk İslam geleneğinde adab-ı muaşeret kuralları, insanların daha saygın ve ölçülü bir şekilde yaşamalarına ve bireyi toplum içerisinde makul ve muteber bir seviyeye ulaştırmaya yarayan görgü ve nezaket davranışlarının bütünüdür. Bu gelenekte yer alan klasik edebiyatta adab-ı muaşeret adı altında yüzlerce eser, müstakil ders kitapları kaleme alınmıştır. Bilhassa Osmanlı döneminde… Bu eserler, genel olarak Hz. Peygamber’in bizzat yaşayarak ümmetine tavsiye ettiği ve kültürel hafızada zaman içerisinde tecrübelerle yer edinerek sonraki kuşaklara aktarılan ahlak kaidelerini içeren eserlerdir. Karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörü, misafirperverlik, güzel ahlak sahibi olmak, komşu ve kardeşlik hukuklarına riayet etmek, alay etmemek, ayıplamamak, suizanda bulunmamak, adaletli davranmak, kötü sözden ve çirkin davranışlardan uzak durmak ve öfkeyi kontrol etmek gibi…
Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarından ve Ayşe Nur Özkan’ın kaleminden çıkan Adab-ı Muaşeret kitabı, “Hayatı Güzelleştirmek Elimizde” sloganıyla raflardaki yerini aldı. Eser, yazarın Diyanet Aylık Dergide 2020-2022 yılları arasında yazmış olduğu hayatın inceliklerine dair adab-ı muaşeret yazılarından oluşuyor. Ayşe Nur Hanım, okuruna unutulan bazı nezaket ve davranış kurallarını hatırlatırken özellikle de kalplere hitap ediyor. Bazen hikâye anlatarak bazen de sorular sorarak yapıyor bunu. Üstelik yazıların birçoğunda bakış açımızı değiştirmemiz gerektiğini fark etmemizi sağlıyor. Yazı başlıklarından bazıları ise şu şekilde: “Hayatımızı Güzelleştiren Kelimeler”, “Tükettikçe Tükeneceğiz”, “İyilik Adabı”, “Umut: Bitmeyen Hazine”, “Farkımız Farklılığımızdır”, “Mükemmel Değilsin”, “İnsan, Kırk Kapılı Han!” ve “Dedikodu mu? Ben Hiç Yapmam!”…
İmaj çağı dediğimiz günümüz modern dünyasında ruhumuza ve kalbimize kulak vermemiz, bütün ilişkilerimizi hassas ve nazik bir çerçevede şekillendirmemiz gerekliliğini bir kez daha hatırlamamıza vesile olan bu kıymetli çalışmayı, Adab-ı Muaşeret kitabını istifadelerine sunarken herkese iyi okumalar diliyoruz.