TARIHTEN GÜNÜMÜZE SANATSAL BELGE MINYATÜR
Mefra Bilge DÖNMEZ
Bursa Osmangazi Kur’an Kursu Öğreticisi
Kelimelerin insanı bambaşka diyarlara alıp götüren gücünü tekit eden, algıyı muhkemleştiren bir sanattır görsel sanatlar. Bu hakikat, tarihin her döneminde nazar-ı itibara alınmıştır. İnsanlık her daim ifadesini güçlü kılmak, anlaşılır olmak, duygularını muhatabına en güzel şekilde aktarmak için görselin etkileyiciliğinden yararlanmıştır. Lakin hakkı batıldan ayıran Furkan inzal olup insanlık İslam’la şerefyap olduğunda, bu tesirli iletişim şekli yönünü hakikate dönmüş, aslını bulmuş ve rıza-i ilahiyeye muhalif olmayacak bir surette, hakiki manada faydalı hâle bürünmüştür. İslam putperestlik ve şirk ile mücadele eder. Hâliyle putperestlik ile benzerlik içeren suretperestlik de belirli sınırlar ile had altına alınmıştır. Resulullah’ın bu konudaki emir ve yasaklarını rehber kabul eden ecdadımızın, men edilmiş kısmından beri olarak nakkaşlığın tarihî seyrine önemli bir katkı sunduğu sanat olarak karşımıza çıkar minyatür sanatı.
Bu gerçeği, Serkan İlden, Türk minyatür sanatının gelişiminde dinin (İslamiyetin) etkisi hakkındaki makalesinde “sanatın şekillenmesinde, yeni ve özgün açılımlar sağlayacak bir yol bulmasında etkili olan temel unsurun, İslam’ın öğretileri olduğuna” vurgu yaparak ifade eder. (Serkan İlden, Türk Minyatür Sanatının Gelişiminde Dinin (İslamiyetin) Etkisi, Akdeniz Sanat Dergisi, 2012, c.5 s.60.)
Nesilden nesle bilgi aktarımının temel taşı olan kitaplar, Osmanlı’da fevkalade önem arz etmekte ve kitaba yönelik teveccühü izhar eden kitap sanatı; cilt, ebru, hat, tezhip ve minyatür olarak beş branşı içinde barındırmaktadır. Evet, kitap bir mirastır. Varisin mirasa hürmet etmesi ve onu kendi zamanından öteye ulaştırabilmesi ise en kıymetli bir hizmet olarak addedilir. Bu serencamın içinde kitaba yönelik nice güzellikler karşımıza çıkar. Geleneksel İslam sanatları ile meydana getirilmiş bir eser, ilmi aktaran yazı hattından cildine, sayfa kenarındaki süslemelerden tezhibe ve kitabı görsel bir şölen hâline getiren minyatüre kadar bütünüyle bir şaheser olarak karşımıza çıkar.
“Genellikle el yazması kitaplarda yer alan küçük boyutlu renkli resim” olarak tanımlanan minyatür, dekoratif amaçlı değil, bir gaye odaklı icra edilir. (F. Banu Mahir, “Minyatür”, TDV İslam Ansiklopedisi, c.30, s.118-123.) Sanatsal yönünün yanı sıra bazı önemli bilgileri aktarma mecrası olarak algılanması pekâlâ mümkündür. Amacına hizmet, âdeta onun temel prensibidir. Dönemin hakkında bilgiler veren şifreler olarak tarif edebileceğimiz minyatür bir tür belgeleme sanatıdır. Dinî, tarihî, politik ipuçları ile gelecek nesillere zamanın şart ve unsurlarını daha bariz şekilde idrak etme fırsatı verir. Ehil olanlar ona bakarken neler müşahede eder neler… Geometrik bir desenin yüzeye nakşedilmesi, tezhip sanatı ile pekiştirilerek bir padişahın kaftanının resmedilmesi, kilim figüründeki desenler ile geleceğe bir kelimenin ötesinde mesajlar aktarılması minyatür sanatının esrarının sadece birkaçı olarak zikredilebilir.
Bazen kompozisyonlarda bir kuşatma resmedilirken, bazen bir cülus ya da bir tören insanı alır götürür asırlar öncesi zamanlara. Rumi, hatayi, bulut ve natüralist motifler, bu şaşaalı devirleri anlatan bir dil olur.
Minyatür sayesinde dönemin estetik tercihlerini ve tarihî dönemleri de algılamak mümkündür. Padişahın, saray halkının ve zamanın tercih ve unsurlarını apaçık görme imkânına erişiriz.
Minyatür gölgesiz olmasının yanı sıra, stilize edilerek resmedilir. Yani kâinattaki herhangi bir unsur, benzer fakat aslından farklı bir surette nakşedilirken, âdeta bir alamet ile tasvir edilmeye çalışılır. Bu bir taklitten öte, ilahi sanata hayranlığı içeren ve acziyetini ilan eden bir tasvir şeklidir.
Minyatür, metin olmadan öğreti barındırması, zamanının ve mekânının muhbiri olması, nakkaşın hissiyatından dem vurması cihetiyle de paha biçilmez bir geleneksel İslam sanatı olarak karşımıza çıkar.
Zaman zaman geometrik desenlerin ayrıntılarında hayretle gezinirken bakışlar, bazen şükûfeler, bazen de tezhip ile taçlanmış figürler hayran bırakır görenleri. Nakkaş tasvir ederken, aktarmak istediği öğretiyi, minyatürün ayrıntılarıyla fısıldar. Yazı, bilgiyi aktarırken, minyatür saklı kalanı resmeder. Kâinattaki varlık ayetlerine bakıp onlardan ibret alırken nakkaşlar, bilginin yalnızca iki kapak ortasında olmadığının dersi ile bir görsel öğüt verir dikkatli nazarlara.
Minyatür sanatı deyince Levni ve Kara Memi’yi, İskendername’siyle meşhur Ahmedi’yi, Şehname-i Türki’nin nakkaşı Ahmed Nakşi’yi anmadan geçmek olmaz. (F. Banu Mahir, “Minyatür”, TDV İslam Ansiklopedisi, c.30, s.118-123.)
Tarihin zaman geçidindeki paha biçilmez demler olan nice kuşatma ve fetihlerin, padişah cüluslarının, düğünlerin, bayramların anlatıldığı, surname, fütüvvetname, gazavatnamelerin olmazsa olmazı minyatürlerin hakiki manada sırrını ve verdiği kıymetli mesajları anlayabilmek niyazıyla yazımızı sonlandırıyoruz.