Makale

NEFSE KARŞI DURMAK İFFET

NEFSE KARŞI DURMAK İFFET

Dr. Murat PEÇE
DİB Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı

قُلْ لِلْمُؤْمِنٖينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْؕ ذٰلِكَ اَزْكٰى لَهُمْؕ اِنَّ اللّٰهَ خَبٖيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ

“Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için en uygun arınma yoludur.”

(Nur, 24/30)

İffet, harama yaklaşmamak, çirkin söz ve davranışlardan kaçınmak anlamlarına gelir. Ahlaki bir terim olarak iffet, kişinin yeme, içme ve cinsellik konularında nefsin aşırı arzularını dizginleyerek dengeli ve ölçülü davranmasını, dinin belirlediği çerçevede hareket etmesini ifade eder. (Mustafa Çağrıcı, “İffet”, DİA, 21/506)

Dinimiz İslam’da insanın kâmil bir Müslüman olabilmesi için temel inanç ve ibadet kurallarını yerine getirmenin yanı sıra nefsini kötü huylardan arındırması üzerinde durulmuş ve onu iffet, edep, zühd, kanaat gibi erdemler ile bezemesi gerektiği vurgulanmıştır. Nitekim “Günahın açığını da gizlisini de bırakın…” (Enam, 6/120) ayeti bu hakikate işaret etmektedir.

Günümüz toplumunda çoğunlukla “namusu korumak” şeklinde anlaşılan iffet, aslında bu anlam ile birlikte birçok güzel haslet için de kullanılmaktadır. İmam Gazzali, hayâ, mahcubiyet, cömertlik, güler yüzlü ve tatlı dilli olma, kanaat, günahtan çekinme, yardımlaşma gibi birçok erdemi iffet altında değerlendirmiştir. (Gazzali, Mizanü’l-ʻamel, 87)

Cinsel Arzuları Dizginleme İffeti

İslam, toplumun özü ve nüvesi olan aile kurumuna önem atfetmiş, bu güzide kurumun korunması ve vazifesini hakkıyla yerine getirmesi için birçok kurallar koymuştur. İffet, bu kuralların başında gelir. İnsanın en güçlü güdülerinden ve duygularından biri onun cinsel arzusudur. Dinimizde bu arzunun evlilik birlikteliği içinde giderilmesine izin verilmiş, zina ve zinaya götüren adımlar başta olmak üzere meşru olmayan tatmin yolları yasaklanmıştır. Nitekim Allah Teâlâ, evlenme imkânı bulamayanların evleninceye kadar iffetli olmalarını (Nur, 24/33), mümin erkek ve kadınların gözlerini haramdan sakınmalarını ve namuslarını korumalarını (Nur, 24/30,31) emretmektedir. Resul-i Ekrem (s.a.s.), iffetini muhafaza edenlerin cenneti hak ettiğini bildirmiş (Müslim, Cennet, 63) ve iffetini korumak için evlenmeye gayret edenleri Allah’ın yardımıyla müjdelemiştir. (Tirmizi, Fedâilü’l-cihad, 20) Ayrıca bilinmelidir ki evliliğin tek engeli maddi imkânsızlık değildir; engel ne olursa olsun evlenme fırsatı bulamayanlar haram olan yollarla ihtiyaçlarını gidermeye kalkışmayacak, Allah’ın rızasını bütün arzularının önüne geçirerek iffetli olacaklar ve namuslarını koruyacaklardır.

Başkalarına El Açmama İffeti

Kur’an-ı Kerim’de maddi yardım yapılmasına en çok layık olan yoksulların özellikleri belirtilirken, “İffetli davrandıkları (yoksulluklarını gizli tutup dilenmedikleri) için bu hâllerini bilmeyenler onları zengin zanneder. Onları simalarından tanırsın. İnsanlardan arsızca (bir şey) istemezler.” (Bakara, 2/273) buyrulmaktadır. Bu ayetin tefsiri sadedinde Hz. Peygamber (s.a.s.), “Yoksul, insanların etrafında dolaşıp da bir veya iki lokma ya da bir veya iki hurma ile baştan savılan dilenci değildir. Hakiki yoksul, ihtiyacını karşılayacak kadar geliri olmadığı halde durumu bilinmediği için yardım edilmeyen ve kendisi de insanlardan istemekten hayâ eden (iffetli) kimsedir.” (Buhari, Zekât, 53) buyurarak başkalarına el açmaktan hayâ etmenin, iffetli olmanın bir göstergesi olduğunu beyan etmiştir. Yine Hz. Peygamber (s.a.s.), bir Müslümanın en sıkıntılı zamanlarda bile iffetini koruyup başkalarına el açmaması gerektiğini bildirmiştir. (İbn Mace, Fiten, 10) Dolayısıyla kişinin mal mülk konularında ölçülü ve kanaatkâr olması, muhtaç durumda olsa bile dilenmekten ve haksız kazançtan sakınması iffetin kapsamına girer.

Nefse Hâkim Olma İffeti

İffetin bir diğer boyutu da insanın nefsine hâkim olmasıdır. Übey b. Kâʻb’ın mescitte bir adamın yakasına yapışarak borcunu istediğini gören Allah Resulü, “Hakkını talep eden kişi, hakkını tam olarak alsa da alamasa da onu iffetli bir şekilde istesin.” (İbn Mace, Sadakât, 15) buyurmuştur. Bunun üzerine Übey, “İffet nedir?” diye sordu. Resul-i Ekrem de ona şöyle cevap verdi: “Ona (kardeşine) hakaret etmeden, onu zorlamadan, ona çirkin söz söylemeden ve ona eziyet etmeden istemektir!” (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübra, 6/83) Allah Resulü (s.a.s.), bu sözüyle hakkını arayan kişinin de edep sınırlarını aşmaması gerektiğini, ölçülü davranmasını ve nefsini her durumda aşırılıklardan koruyabilmesinin iffete uygun olduğunu beyan etmiştir. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s.), müminlerin ölen kimselerin cesetlerine zarar verme gibi aşırılıklardan uzak olup savaşırken dahi iffetli olmaları gerektiğini belirtmiştir. (Ebu Davud, Cihad, 110)

Öte yandan İslam ahlakçıları, insanın aşırı zevklerden uzak durmasının iffet ve erdem sayılabilmesi için bu tutumun bizzat kendi bilinçli tercihine dayanması ve güçlü bir iradi çaba ile gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtirler. Psikolojik veya bedensel bir zafiyetten, acizlik, korkaklık ve bilgisizlikten yahut başka bir engelden dolayı zevklerini terk eden kişi erdemli sayılmaz. Aynı şekilde, ileride daha fazlasını elde etmek için mevcut bir zevkten feragat etmek de erdem değildir. Özellikle Maverdî, iffet erdemini kişinin onuru ve saygınlığı bakımından da ele alarak iffetli olmayı, nefsi aşağı sıfatlardan arındırmayı ve insanlara muhtaç konuma düşüp onların yardımıyla yaşama zilletinden korunmayı insanın kendi kişiliğine karşı ahlaki görevleri olarak göstermiştir. (Mustafa Çağrıcı, “İffet”, DİA, 21/506)

İffet Melekesini Elde Etmek

İslam, iffeti müminin karakterine yerleştirmek ister. Zira her türlü kötülüğe meyyal olan nefis, iffet erdemiyle terbiye edilip ıslah edildiğinde, dinin yasakladığı hatta hoş görmediği şeyleri yapmaktan hayâ ettiğinden, bu durumlardan kendini uzak tutmak suretiyle saflığını korumaya çalışır. İffet, dinin yetiştirmek istediği kâmil insanın vazgeçilmez bir vasfını oluşturur. Hakkı gözetmek zulümden sakınmak, elini, dilini, gözünü, ırz ve namusunu koruyup zinaya yaklaşmamak, nefsine hâkim olmak, öfkesini kontrol etmek gibi dinin üzerinde önemle durduğu pek çok emir ve yasak, kişiye iffet erdemini kazandırmaya yöneliktir.

Ayet ve hadislerden anlaşılacağı üzere; namusu korumak, zinaya yaklaşmamak, başkalarına el açmaktan hayâ etmek, kanaatkâr olmak, öfkeyi kontrol etmek, nefse hâkim olmak ve ona yenik düşmemek gibi erdemler iffetli olmanın gereklerindendir.

“Allah’ım! Senden hidayet, takva, iffet ve zenginlik dilerim.” (Müslim, Zikir, 72)