Söyleşi: Dudu ALKAN
Psk. Dr. Esra Ceylan
Toplumda iffet kavramı derin ve bütünlüğü olan bir kavramdır. Kelime olarak “nezih, temiz olmak” manasını barındırır. İffet erdeminin temelinde ve gelişmesinde utanma duygusunun (hayâ, hicap) özel bir yeri vardır. İffet; bedensel hazlar, özellikle yeme-içme ve cinsel arzu konusunda ölçülü olmak, aşırı isteklere kapılmamak, kendine hâkim olmak suretiyle elde edilen bir erdemdir. Bizler de Aile Dergisi olarak bu bağlamda psikoloji biliminin iffete bakışını Psikolog Dr. Esra Ceylan’a sorduk.
“İffet ve namus gibi manevi değerler açlık, susuzluk, cinsellik gibi fizyolojik isteklerden daha önemlidir.” der Prof. Dr. Hayati Hökelekli. Bu bağlamda psikolojinin iffet kavramına bakışından bahseder misiniz?
İffet kavramı, psikoloji biliminin doğrudan araştırdığı bir konu olmasa da insana dair her kavramın psikoloji bilimi ile ilişkili olduğu düşünüldüğünde iffetin psikolojik anlamda tahlili mümkündür ve psikoloji biliminde pek çok farklı açıdan ele alınabilir. Özellikle maneviyat psikolojisi alanında iffet kavramı, insanın manevi değerlerinin bireyin ruhsal sağlığına ve toplumsal düzenine nasıl etki ettiğini anlamamıza yardımcı olur. Psikoloji biliminin gözünden iffet, insanın öz saygısı, kendine değer verme anlayışı ve başkalarına olan saygısıyla doğrudan ilişkilidir. Bu bağlamda, iffetin korunması bir tür içsel denetim ve öz disiplin gerektiren bir süreçtir.
Çeşitli psikolojik kuramlar, insanın toplumsal normlar ve içsel değerlerle şekillenen bir birey olarak geliştiğini vurgular. Freud’un psikanalitik kuramında, bilinçdışının etkisiyle kişi, içsel çatışmalar yaşar ve bu çatışmalar genellikle toplumsal kurallara uygunluk ile içsel arzular arasındaki dengeyi bulmaya yönelik olur. İffet, bu bağlamda, bireyin içsel arzularını toplumsal normlara uygun bir şekilde kontrol edebilme becerisidir. Ayrıca bu içsel denetim, bireylerin kendilerini değerli hissetmeleri için bir araç olarak işler. Bu yüzden iffet, sadece bir dışsal değer değildir, bireyin içsel bütünlüğü ve psikolojik sağlığı için de kritik bir rol oynar.
Toplumda iffet, hayâ, mahremiyet gibi kavramlar günden güne örseleniyor. İffet kavramına toplumun bakış açısı nasıl?
Günümüz toplumunda iffet, hayâ ve mahremiyet gibi kavramlar hızla erozyona uğruyor. Küreselleşen dünyada, kültürel normlar bir yandan evrenselleşirken bir yandan da bireysel özgürlük anlayışı ön plana çıkıyor. Psikolojik olarak bu tür kavramlar bireylerin kimliklerini şekillendiren temel taşlar olduğu için toplumun iffet algısındaki değişim, bireylerin ruhsal dünyalarında da yansıma buluyor. Toplumda iffet, bir tür norm olarak baskı unsuru oluşturabiliyor. Bu baskı, bireyde kaygı ve suçluluk duygularına yol açabilir çünkü birey toplumun belirlediği normlara uyma konusunda içsel bir çatışma yaşar.
Dinî ve kültürel bağlamda, toplumların iffet anlayışları tarihsel süreçlere göre değişiklik gösterse de günümüzde özellikle medya ve popüler kültür, iffet kavramını sürekli olarak sorgulayan bir yapıya büründü. Bunun psikolojik sonuçları, bireylerin kimlik ve değer sistemlerini yeniden şekillendirmeleriyle görülebilir. Özellikle gençler arasında, özgürlük ile sorumluluk arasındaki dengenin kaybolması bireylerin ruhsal anlamda kimlik bunalımları yaşamasına neden olabiliyor.
Medyanın toplumsal değerleri sorgulayan etkisi de büyüktür. İffet, geleneksel toplumlarda bir tür “zorunluluk” olarak kabul edilirken modern dünyada daha çok kişisel bir “tercih” olarak görülmektedir. Bu dönüşüm, toplumsal normlar ile bireylerin içsel değerlerinin uyumsuz hâle gelmesine yol açabilir. Psikolojik olarak, bireyler bu uyumsuzluğu içsel çatışmalar şeklinde deneyimleyebilir. Toplumda iffet algısının değişmesi, özellikle gençler arasında kimlik ve değerler konusunda belirsizliklere neden olabilir.
Kadın ve erkek iffetli davranma konusunda benzer konumdadırlar. Ama toplum iffet kavramını özellikle kadın üzerine inşa etmek istiyor. Bunu değiştirmek için neler yapılabilir?
Toplumda iffet, özellikle kadınlarla ilişkilendirilmiş bir kavramdır. Kadınların iffeti, genellikle korunması gereken bir değer olarak görülürken erkeklerin iffeti daha az sorgulanır. Toplumda iffet kavramının özellikle kadınlar üzerine inşa edilmesinin değişmesi gerekmektedir. Bu değişim, toplumun algısı ve toplumun farkındalık seviyesi ile doğrudan ilişkilidir. Toplumun bu açıdan dinî ve kültürel değerleri aslına uygun değil, erkek egemen bakışa ve çıkara uygun değerlendirdiği görülmektedir. Oysaki dinimiz başta olmak üzere kültürümüz ve kadim öğretilerimiz iffet kavramını kadına özel bir sorumluluğa indirgememiş; aklıselim herkesin iffetli olmasını insan olmanın ve sağlıklı bir toplum olabilmenin ön şartı olarak görmüştür. Psikolojik açıdan kadınların iffeti, özgürlük ve içsel denetimle ilintilidir. Kadınların ve erkeklerin kendilerini iffetli bir şekilde ifade etmeleri, sadece toplumsal baskılardan değil aynı zamanda içsel değerlerden de kaynaklanmalıdır. Bu nedenle eğitim, iffet anlayışının dönüşümünde önemli bir rol oynar. Toplumda kadınların iffeti ile erkeklerin iffeti arasında bir farkın olmadığı fikri yaygınlaşmalıdır.
Adil bir toplumda, her birey için iffeti bir içsel değer olarak görmek toplumsal sağlığı güçlendirir. Erkekler ve kadınlar arasındaki iffet algısına dair farkları ortadan kaldırarak her bireyin öz saygısını ve içsel değerlerini korumasına yardımcı olabiliriz. Bu da sağlıklı bir toplumsal yapı inşa edilmesine katkı sağlayacaktır.
Ahlak kitaplarında iffetin bir tür özgürlük kaynağı olduğu belirtilir. Çünkü özgür olmak isteyen kişinin öncelikle tutkularının baskısından kurtulması gerekir. Gençlerin bu kavrama bakış açısı günümüzde nasıl?
Ahlak kitaplarında, iffetin özgürlük kaynağı olduğu belirtilir çünkü özgür olmak isteyen birey, içsel tutkularının kontrolünü elinde tutmalıdır. Psikolojik açıdan, özgürlük bir seçim yapabilme kapasitesine dayalıdır. Birey, arzularını ve tutkularını yönetebildiği oranda özgürdür. İffet, burada bireyin kendisini denetleme gücü olarak işlev görür. İffetli bir yaşam tarzı, bireyi yalnızca dışsal kontrolden değil, içsel denetimden de özgür kılar.
Bugünün gençleri, dijital dünyanın etkisiyle daha fazla dışsal uyaranla karşı karşıyadır. Bu durum, onların içsel denetim ve özgürlük arasındaki dengeyi bulmalarını zorlaştırabilir. İffet kavramına bakış açısı, gençlerin içsel değerler yerine dışsal onay arayışı ile şekillenebiliyor. Bunun psikolojik etkileri, özellikle kimlik ve değerler konusunda belirsizlik yaşamalarına yol açabiliyor. Ailelerin ve eğitimcilerin bu konuda vereceği rehberlik, gençlerin içsel denetimlerini güçlendirerek, daha sağlıklı bir iffetin psikolojik temellerini atmalarına yardımcı olabilir.
Ailelerin, çocukların irade ve ahlak eğitimlerine gençlik dönemine gelmeden önem vermesi ve rol model olması önemlidir. Bandura’nın Sosyal Öğrenme Kuramı’na göre çocuk düşünce yapısı, duyguları ve davranışlarını maruz kaldığı kişilerden izleyerek öğrenir. Hem söz hem de hâl dili ile örnek olmak, çocuğun ahlaki eğitiminde önemlidir. Ayrıca çocukluk döneminde sosyal medya ve ekran kullanımını, her açıdan olduğu gibi ahlaki değerlerimiz ve iffet kavramı açısından da önemsiyoruz. Çocukların irade eğitimleri için sorumluluk verme, güzel davranışlarını takdir etme ve parlatma, olumsuz davranışlarını söndürme, yaşlarına uygun saatler olmak üzere oruç ya da bazı ibadetlerde sevdirerek destekleyici olma, yine ilkokul çağına geldiğinde kendi parasını kumbara vs. ile biriktirme ve kullanma gibi öz denetimini güçlendirecek ödevleri tavsiye ediyorum.
İnternetin sanal bir gerçeklik üzerinden bireyi inşa ederek hayat ile ilişkisini kopardığını gözlemliyoruz. Sosyal medyanın iffet kavramına etkisi nedir?
Sosyal medya, bireylerin kimliklerini yeniden şekillendiren bir ortam yaratırken iffet kavramı üzerinde de büyük bir etki bırakmaktadır. Dijital dünyada, bireyler daha fazla özgürlük arayışına girerken bu arayış içsel denetimden uzaklaşmalarına yol açabiliyor. Psikolojik olarak sosyal medya, bireyleri sürekli olarak onay alma ve dışsal değerlerle ölçülme noktasına getiriyor. Bu durum, iffetin içsel bir değer olarak algılanmasını zorlaştırabilir.
Sosyal medya, benlik saygısını dışsal bir kaynağa dayandırma eğilimlerini artırarak bireyin öz değerini zayıflatabilir. Çeşitli psikolojik araştırmalar, sosyal medyanın, bireylerin benlik saygısını olumsuz yönde etkileyebileceğini göstermektedir. Sosyal medyanın bu etkisini dengelemek için bireylerin sosyal medya kullanımını bilinçli bir şekilde yönetmeleri gerekmektedir. Sosyal medya, iffet gibi manevi değerlerin zayıflamasına yol açabilir, ancak bilinçli bir kullanım bu olumsuz etkileri dengeleyebilir.
Sonuç olarak iffet, yalnızca bir toplumsal norm değil, aynı zamanda bireyin içsel dünyasında şekillenen bir değer olarak önem taşır. Hem kadınlar hem de erkekler için iffeti sadece dışsal bir zorunluluk olarak değil, kişisel özgürlük ve ruhsal denetim açısından bir temel olarak görmek sağlıklı bir toplumsal yapının inşa edilmesine katkı sağlayacaktır. İffetli bir yaşam tarzı bireyin içsel denetimini güçlendirir, özgürlüğünü sağlar ve ruhsal sağlığını korur. Bu değer, sadece bireysel olarak değil toplumsal düzeyde de önemli bir rol oynar. İffet algısının toplumsal düzlemde sağlıklı bir noktaya gelmesini istiyorsak başta kendi davranışlarımız ve düşünce yapımızdan başlayarak empati kurmalı, önyargılardan arınmalı ve bireylerin kendilerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortam oluşturmalıyız. Bu süreçte toplumsal değerlerin dönüşmesi için ortak bir bilinç geliştirmeliyiz.