SULTAN II. MEHMET’İN
İKİNCİ KEZ TAHTA ÇIKIŞI
Alparslan AKÇA
Altıncı Osmanlı padişahı II. Murat’ın dördüncü oğlu olan II. Mehmet, 30 Mart 1432 tarihinde Edirne’de dünyaya geldi. Çocukluğundan itibaren iyi bir eğitim alan Şehzade Mehmet’in, Molla Gürani ve Molla Hüsrev gibi devrin önemli âlimlerinin tedrisinden geçtiği; entelektüel kişiliğinin, askerî dehasının, ilme, sanata ve devlet yönetimiyle ilgili meselelere olan ilgisinin henüz çocukken başladığı bilinir.
1443 yılında Manisa’ya vali olarak gönderilen Şehzade Mehmet, aynı yıl ağabeyi Şehzade Alâeddin Ali Çelebi’nin vefatı üzerine tahtın da tek varisi durumuna geldi. Devlet işlerinden yorulan ve münzevi bir hayat sürmek üzere tahttan çekilmeyi düşünen II. Murat, 1444 yılının bahar aylarında Şehzade Mehmet’i Manisa’dan Edirne’ye getirtti.
Birçok devlet işinde ve barış antlaşmaları esnasında Şehzade Mehmet de II. Murat’ın yanında bulundu. Bir ara Anadolu’ya geçerken oğlu Mehmet’i yerine geçirip “kaymakam” tayin eden Sultan II. Murat, Mihaliç ovasında kapıkulu ve paşaların şahitliğinde tahtı resmen Mehmet’e bırakarak kendisi de Bursa’ya yerleşti.
Devlet işlerinde çok tecrübesiz olan II. Mehmet’in çok küçük yaşta tahta ilk çıkışı, hem içeride hem dışarıda büyük buhranlara ve kayıplara yol açtı. Sultan II. Murat’ın zamanında Balkanlar’da ve Anadolu’da alınan yerler terkedilmiş, buralarda büyük zayiatlar verilmişti. Sultan II. Mehmet, sadece devletin toprak kaybıyla değil aynı zamanda paşalar arası rekabet ve çekişmeler, ayaklanmalar, yangınlar ve halkın korkuyla Anadolu’ya kaçışı gibi sosyal sorunlarla uğraşıyordu. Özellikle yeniçeri isyanları bardağı taşıran son damlalar oldu.
Çandarlı Paşa ve taraftarları II. Murat’ı tekrar iş başına getirmekten başka çare olmadığını düşünüyordu ve derhal harekete geçtiler. Bursa’ya gönderilen heyetin ısrarları neticesinde nihayet II. Murat Edirne’ye döndü. Tahta çıkışının ikinci yılında (1446) tahttan çekilerek devlet işlerini tekrar babası Sultan II. Murat’a bırakmak zorunda kalan şehzadenin, işin başında olduğu bu kısacık zaman zarfında tecrübe ettiği olayları değerlendirerek, gerekli bütün tekâmülünü etkin bir şekilde gerçekleştirerek ve hazırlanarak geri döneceğini tahmin edenler olmuş mudur, bilinmez! İstanbul’u fethederek Bizans İmparatorluğu’na son vereceğini, bir çağı kapayıp yeni bir çağ açacağını İstanbul’u Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentine dönüştüreceğini kim bilebilirdi?
II. Murat’ın vefatı üzerine 18 Şubat 1451 tarihinde, on dokuz yaşında ikinci kez Osmanlı tahtına çıkan II. Mehmet, bu kez daha tecrübeli, olgun, hazırlıklı ve yetişmiş bir lider olarak tarih sahnesindeydi. Manisa’da geçirdiği beş yıllık hazırlık süreci onu epey olgunlaştırmıştı.
İlk sultanlık vazifesinde çok toy ve tecrübesiz olması dolayısıyla hükümdarlık görevini tam anlamıyla yerine getiremeyen Sultan II. Mehmet’in, her anlamda donanımlı ve yetkin bir padişah olarak ikinci kez tahta çıkışı, bütün yönleriyle tam bir dönüm noktasıydı. Onun tekrar devletin başına geçmesi, İstanbul’un fethi başta olmak üzere pek çok önemli olayın gerçekleştirilmesi yolunda sadece Türk İslam tarihinin değil, dünya tarihinin de önemli kırılma noktalarından biridir.