KURAL TANIMAYAN ÇOCUKLAR
Erva KIRAY
Klinik Psikolog
Kural tanımayan çocuklar, ebeveynlerin, öğretmenlerin ve toplumun karşılaştığı en büyük zorluklardan biridir. Bu çocuklar genellikle otoriteyi reddeder, kurallara uymakta zorluk çeker ve sınırları zorlamayı alışkanlık hâline getirirler. Bu davranışlar, hem çocukların hem de çevresindekilerin yaşamını olumsuz etkileyebilir. Peki, çocukların bu tutumlarının ardında yatan psikolojik sebepler nelerdir?
Çocukların kurallara uyma davranışında en önemli faktörlerden birisi ebeveynlerin tutumudur. Çocuğun gelişimi üzerinde ebeveynlik tarzlarının önemli bir etkisi vardır. Diana Baumrind’in 1966’da ebeveynlik tarzları üzerine yaptığı araştırma, otoriter, izin verici ve demokratik ebeveynlik tarzları arasında farklılıklar olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle izin verici ebeveynlik tarzı, çocuğun sınırları zorlaması ve kural tanımaması ile ilişkilendirilir. İzin verici ebeveynler, çocuklarına yeterince sınır koymaz ve disiplin uygulamazlar, bu da çocukların kurallara uymama eğilimlerini artırabilir.
İhmalkâr ebeveynlerin çocukları da kurallara uymayarak ebeveynlerinin dikkatini çekmeye çalışabilirler. İhmalkâr ebeveynlerin her hafta düzenli olarak baş başa “anne-çocuk saati/ baba-çocuk saati” yapmaları; çocukların görülme ihtiyacını azaltacaktır. Her gün muhabbet etmek ve çocuğun sevgi dilinden iletişim kurmak ihmal edilen çocuğun kurallara uymasını sağlayacaktır.
Peki, ebeveynler kural koyarken nelere dikkat etmelidir?
• Kurallar, çocuğun yaşına ve gelişimine uygun olmalıdır. Bu açıdan ebeveynler çocuklarının gelişimlerini hassas bir kalibratör gibi takip etmeli; çocuğunun gelişimine göre güncellemelidir. Bu açıdan; kardeşler arasında eşit değil, adil bir yaklaşım ile kural koymak gereklidir. Ağır kurallar kadar kapasitesinin altında olan kurallar da çocuğa zarar verir.
• Kurallar katı olmamalı, esneklik payı her zaman olmalıdır. Katı bir kural koyuculuk, obsesif bir harekettir. Çocuğa esneme alanları verilmelidir. Esnemeler çocuğun kapasitesini ve gelişimini izlemek için güzel fırsatlardır. Fakat esnemeler sıklaşmamalı ve esnemenin nedeni çocuğa açıklanmalıdır. Aksi takdirde çocuk bu zafiyeti fark edip kullanmaya başlayacaktır.
• Kurallar konulurken yapılmaması istenen şey yerine yapılması istenen şey belirtilmelidir. “Sınıfta konuşmayın.” demek yerine, “Sessiz olun.” demek güzel bir örnektir. “Odanız dağınık olmayacak.” yerine, “Odanı her gün sen toplayacaksın.” demek gibi. Kuralları hatırlatırken normal bir ses tonu kullanmak gereklidir.
• Kurallar sonradan belirlenmemeli, önceden konuşulmalıdır. Kurallar belirlenirken net ifadeler kullanılmalıdır. Örneğin, markette bir kuralı aniden koymak yerine markete gitmeden önce kural belirlenmelidir. Kurallar konulurken bir aile toplantısı yapmak en güzel yöntemlerden birisidir. Tüm aile üyelerinin adil sorumluluk aldığı kurallar; toplantının sonunda bir kâğıda yazılmalı/resmedilmeli ve eve asılmalıdır. Kuralların net ve tutarlı bir şekilde belirlenmesi, çocukların sınırlarını anlamalarına yardımcı olur. Kuralların takibi sabırla, şefkatle ama kararlılıkla devam etmelidir. Kural koymada en önemli faktör istikrardır. Anne babanın sakin ama kararlı tavrı, çocuk için önemli bir mesaj ve rol modeldir.
• Çocuğun olumlu davranışları fark edilip ödüllendirildiğinde, bu davranışların tekrarlanma olasılığı artar. Örneğin, bir çocuk kurallara uyduğunda ebeveynlerinin takdirini kazanıyorsa bu davranışı sürdürme eğiliminde olacaktır. Ancak bu ödüllerin maddi değil, manevi olması, çocuğun içsel motivasyonunu geliştirmesi açısından daha etkilidir.
• Kuralların takibinde en önemli konulardan bir diğeri de kurala uyulmadığı zaman ne yapılması gerektiğidir. Kurala uymayan çocuğa ceza vermek, bağırmak, kızmak hem kurallara uyumu zorlaştırır hem de çocuğu rencide eder. Bunun yerine uyulmayan kuralın yerine “bedel ödeme”yi tavsiye ediyoruz. Ödenen bedel kuralın cinsinden olmalıdır. Mesela, televizyon süresini aşan çocuğun ertesi gün fazladan izlediği dakikaların kesilmesi gibi... Bedel ödetme, sakin bir şekilde ve yine kararlılıkla yapılmalıdır.
• Kuralların uygulanmasında ebeveynlerin rol model olması da bir başka ehemmiyetli konudur. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocuğa doğru model olma sorumluluğu büyüktür. Çocuklar, kurallara saygı gösteren ve toplumsal normlara uyan ebeveynlerinden olumlu davranışları öğrenirler.
• Çocuğun içinde bulunduğu sosyal çevre de kurallara uymamasını etkileyebilir. Okul, arkadaş çevresi, medya ve toplumsal normlar çocuğun davranışları üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.
• Çocuğun duygularını anlamak ve ona saygı göstermek, onunla daha sağlıklı bir iletişim kurulmasını sağlar.
Bazı çocuklarda kural tanımazlık davranışları, nörolojik ya da psikolojik faktörlerle ilişkili olabilir. Örneğin, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), çocuklarda kural tanımayan davranışların ortaya çıkmasında etkili olabilir. Bu durum, çocuğun kurallara uymasını zorlaştırabilir ve sosyal etkileşimlerde sorunlar yaşamasına yol açabilir. Böyle durumlarda profesyonel destek alınması gereklidir.
Kural tanımayan çocuklarla başa çıkmak zor olabilir ancak bu çocukların davranışlarının ardındaki nedenleri anlamak, onları yönlendirmek için önemli bir adımdır. Hem biyolojik hem de çevresel etkenlerin bu davranışlarda rol oynadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Ebeveynler ve eğitimciler, çocuklarla kurdukları iletişimde empatiyi, pozitif disiplini ve tutarlılığı ön plana alarak onların kurallara uyma becerilerini geliştirebilirler. Her çocuk farklıdır ve her birine uygun stratejiler geliştirmek, onların sağlıklı birer birey olarak topluma kazandırılmasında kritik rol oynar. Unutmayınız, kurallar çocuklara güvende olma hissini verir. Çocuğunuzun kurallara ihtiyacı var. Kurallar çocukların özdenetim, disiplin, otokontrol ve iradelerini güçlendirmelerine destek olur.