ŞANLI MÜDAFAA: PLEVNE
Alparslan AKÇA
28 Nisan 1877’de Rus İmparatorluğunun gönderdiği nota ile “93 Harbi” diye de bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi başladı. Rusya’nın planları, Osmanlı himayesindeki Romanya üzerinden yürümek, böylece Balkanlar’dan aşağı inerek İstanbul’a giriş yapmaktı. Savaşın başlangıcında Osmanlı’nın yanında olsa da daha sonra taraf değiştiren Romanya’nın da safına katılmasıyla Rusya’nın işi iyice kolaylaştı ve hem Kafkasya’dan hem Balkanlar üzerinden Osmanlı’ya saldırdı.
İlk anda Tuna Nehri üzerine yığılan kuvvetler Türklerden üstündü ve
Romanya gibi Sırbistan, Karadağ da Rusların safındaydı.
Savaş başladığında Vidin’de bulunan Müşir Osman Paşa,
Sırp isyancılarını bozguna uğratmakla meşguldü. Ruslar henüz tam toparlanamamışken ve Tuna’ya iyice yerleşmeden muharebeyi Romanya tarafına çekmeyi ve savaşı, daha başlamadan orada bitirmeyi planladığı için derhal Romanya’ya geçmek istedi.
Savunmada kalmak istemeyen Paşa, düşmanı geri püskürtme niyetindeydi.
Fakat Osman Paşa’nın bu talepleri başkomutan ve heyeti tarafından reddedildi. Üstlerini aşarak bizzat padişaha ulaşmak zorunda kalan Osman Paşa, Niğbolu Kalesi’ndeki birlikleri de yanına almak suretiyle bir kolordu oluşturmanın elzem olduğunu ve Rusları ancak böylece bozguna uğratabileceğini padişaha iletti.
Onun bu isteği Sultan II. Abdülhamid tarafından onaylansa da bu onay
kendisine, bilinmeyen bir nedenle iki gün geç iletildi.
Bu gecikme de Paşa’nın planlarında aksamalar yaşanmasına ve Niğbolu’ya yetişememesine neden oldu.
Rusların kendisinden önce Niğbolu Kalesi’ni ve Şıpka Geçidi’ni ele geçirdiğini öğrenen
Paşa, bu kez Plevne’ye yöneldi.
Böylece Vidin’den hareket eden Osman Paşa, Plevne’ye ulaşır ulaşmaz, burada konuşlanmaya başlayan az sayıda Rus askerini bertaraf ederek çok kısa bir zamanda sağlam bir savunma hattı oluşturdu ve burada bir tarih yazmaya başladı.
Savunma alanını korumayı başaran Osman Paşa ve şanlı bir mücadele veren Türk kuvvetleri, Rusların Balkanları aşarak İstanbul’a doğru ilerleyişini 5 ay süreyle durdurmuş oldu.
Aylarca mücadele ederek düşmanı bozguna uğratan taktikleriyle savunmaya devam eden Osman Paşa’nın askerî gücü iyice tükenmişti. Bir ara kuşatmayı yararak Sofya’ya çekilmeyi denese de başaramadı.
Şehit düşen ve yaralananları görünce daha fazla vatan evladını yitirmek istemediği için 13 Temmuz’da Vidin’de başlattığı mücadelesini 12 Aralık’ta teslim olarak sonlandırmak zorunda kaldı.
Neticede Osmanlı, bazı politik sebepler yüzünden 93 Harbi’nden mağlup çıktı.
Plevne kumandanı Müşir Osman Paşa, İstanbul’a dönüşünde büyük bir coşku ve
sevinçle karşılandı, Sultan Abdülhamid Han tarafından kendisine gazilik ünvanı verilerek
Saray Mareşalliğine terfi ettirildi.
Gazi Osman Paşa ve şanlı askeri, Plevne’de göğsünü düşmanın amansız top atışlarına siper etmiş, sadece zaferlerin ve fetihlerin değil yenilgiyle sonuçlanan savaşların savunma hattında dahi destan yazılabileceğini; direnerek mücadele etmenin de bir milletin tarihinde
kırılma noktası olabileceğini Tuna kıyılarından bütün dünyaya duyurmuştur. Aziz şehitlerimizin ruhları şâd olsun.