Kastamonu İnebolu Hamidiye Camii İmam Hatibi
Haki YILMAZ:
“Ney üfleyerek, ud çalarak ve solist olarak katıldığım birçok mecliste cami cemaatimin dışındaki halkla da iletişim kurmuş oluyorum. Gözümüzün aydınlığı yarınlarımız olan gençlerimizle de spor sayesinde yakın temas kuruyorum.”
Din görevlisi olmanızın yanı sıra hem spor hem musiki hem de sosyal faaliyetlerle kendinizi yetiştirmiş birisiniz. Bunca beceriyi nasıl edindiniz ve kendinizi geliştirmek adına ne gibi çalışmalar yaptınız?
Aslında bunca beceri Allah’ın (c.c.) bana sunmuş olduğu ikramlardır. Ben Kastamonu’nun Doğanyurt ilçesine bağlı Başköy’de doğdum. İlkokulu burada bitirdikten sonra da İnebolu’nun eski adıyla Gemiciler köyü diğer ismi de Evrenye’de Kur’an kursunda hafızlığımı tamamladım. Kişilik olarak çok yerinde duramayan ve hareketli biri olmam hasebiyle Kastamonu İmam Hatip Lisesinde okurken Yılmaz Hocam beni boks sporuyla tanıştırdı. Bir arkadaşım vesilesiyle de iller arası müsabakalara katıldım. Okulu bitirdikten sonra da 1997 yılında imam olarak göreve başladım. Görev yaptığım köylerde gençlerle kendi çapımızda spora devam ettim. Ancak imam olarak göreve başladığım bu yıllarda musikiye de merak saldım. Musiki ile kendi çapımda uğraşlar verirken Kastamonu’da din görevlisi Fikret Kuşoğlu kardeşimin tavsiyesiyle de ney enstrümanı ile tanıştım. Onunla bir süre meşk ettikten sonra hem enstrüman çalıyor olmam hem de okuduğum Kur’an-ı Kerim ve mevlitler benim musikide daha da ileri seviyelere çıkmamı sağladı. Diyanet İşleri Başkanlığımızın açmış olduğu tashih-i huruf başta olmak üzere çeşitli kurslara katıldım ve bunları başarıyla tamamladım. Başkanlığımızın bu kurslarında Türkiye’nin değişik illerinden gelen enstrüman çalan hocalarımızla ve ud enstrümanıyla tanıştım. Kısaca kendimi geliştirmek ve yetiştirmek adına Allah’ın (c.c.) bana açmış olduğu kapıları bir bir araladım ve hâlen aralamaya devam ediyorum.
Sanattan spora, dinî derslerden hafızlık eğitimine kadar gençlere yönelik pek çok etkinlik gerçekleştiriyorsunuz. Bunlardan biraz bahseder misiniz? Bu kadar şeyi yetiştirmek için vaktinizi nasıl tanzim ediyorsunuz?
Rabbime sonsuz hamdolsun ki beni böyle güzel bir meslekte istihdam etti. Görevim vesilesiyle toplumun her kesimine ulaşabiliyor ve herkesle iletişim kurabiliyorum. İmametin dışında sanat ve sporla iştigal ediyor olmam beni biraz daha ayrıcalıklı kılıyor. Ney üfleyerek, ud çalarak ve solist olarak katıldığım birçok mecliste cami cemaatimin dışındaki halkla da iletişim kurmuş oluyorum. Gözümüzün aydınlığı yarınlarımız olan gençlerimizle de spor sayesinde yakın temas kuruyorum. Boks adrenalini yükselten bir spor olması hasebiyle gençlerin çok ilgisini çekiyor. Cami eksenli gerçekleştirdiğimiz faaliyetlere her sabah 05.30 – 06.00 arasında görevli olduğum camide yetiştirdiğim hafızlarımın derslerini dinlemekle başlıyorum. Derslerimizin akabinde sabah namazı sonrası kahvaltıya geçiyoruz. Daha sonra hafızlarımdan okula gidenler okula gidiyor, mezun olanlar ya da açık lise okuyanlar ise camide âdeta Kur’an kursundaymış gibi öğleye kadar hafızlık derslerine çalışıyor. Her salı ve perşembe günleri de hafızlığa çalışan öğrencilerimizin dışında, ilçemizin gençlerinden bilvesile tanıştıklarımla antrenmana giriş şartımız olan yatsı namazı sonrası boks antrenmanı yapıyoruz. Bu gençlerimizle de her cumartesi günü sabah namazı buluşmaları gerçekleştiriyoruz. Sabah namazı sonrası tesbihatımızı ve duamızı yaptıktan sonra çorba içmeye geçiyoruz. Gençlerimize yönelik faaliyetlerimizin dışında cemaatimizle ve halkımızla da çeşitli programlar yapıyoruz. Allah (c.c.) âdeta zamanı bereketlendiriyor ve bana din hizmeti yapma lütfunu bahşediyor.
İmam hatip olarak din hizmetini yerine getirdiğiniz camide Kur’an-ı Kerim’i öğretmek ve okutmaktan da ileri giderek hafızlık yaptırdığınız ve hafız olarak yetiştirdiğiniz pek çok öğrenciniz var. Görev yaptığınız caminizi âdeta bir Kur’an kursu gibi işler hâle nasıl getirdiniz ve gençleri etrafınızda toplamayı nasıl başardınız?
Ben hafızım ve hamdolsun ki hatimle teravih kıldırabilecek bir hıfza da sahibim. Rabbim, önce Kur’an’ın hafızı sonra da hadimi olmayı bize bahşetti. Hz. Peygamber’in, “Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.” müjdesine nail olabilmek, en büyük dileğim. Gittiğim her yerde Kur’an öğretecek ya da ezberletecek birilerini buldum. Hatta kısa süreli olarak gittiğim Almanya’da görev yaptığım bölgede hafızlık sınıfı açtım. Hamdolsun ki o sınıfı bir tane kız çocuğumuz hafız olarak bitirdi. Cemaatim ve ilçe halkı gençlerle ilgilendiğimi bildikleri için okumayı isteyen lakin imkânı olmayan çocuklarımızı bana yönlendiriyorlar ya da meslek derslerine gittiğim okullarda tespit ettiğim çocukları, “Hafızlık yapmak ister misin? Sana çok yakışır.” diye teklifte bulunuyorum. Böylelikle çocuklarımızın ellerinden tutmaya gayret ediyorum. Şu an görev yaptığım camide de hafızlığını bitiren, bitirmek üzere yarıya kadar gelmiş olan 9 öğrencim var. Bunların dışında da imamlık yapan ve hafızlığa çalışan bir de yetişkin öğrencim var. Camideki öğrencilerimizin 3 öğün yemeği ve çeşitli ihtiyaçlarını da karşılama sözümüzle de ve madden destek olan kimselerle bu hizmeti sürdürmeye çalışıyorum. Ömrümce ve gücüm yettiğince de bu hizmetin hizmetkârı olmak en büyük duamdır.
Sizin çocuklara ve gençlere yönelik gerçekleştirmiş olduğunuz bu yoğun çalışmalar ve etkinlikler cami cemaatiniz ve İnebolu ilçesinde yaşayanlar tarafından nasıl bir karşılık buldu?
Camide çocukları ve gençleri gerek hafızlık yaparken gerek müezzinlik yaparken gören cemaatimiz çok mutlu oluyor. Sabah namazı buluşmaları sonrası etrafımda halkalanan gençleri gören İnebolu halkı ve esnafı da gençlere yönelik nasıl ikramda bulunabileceklerini soruyor. Etraflarında kimsesiz ya da çeşitli sıkıntılar içerisinde olan çocuk ya da gençlerin eğitim-öğretimiyle ilgilenmemi istiyorlar. Beni hayatın içerisinde insanların hayatlarına dokunabilen bir kimse olarak görüyorlar ki bu da beni çok mutlu ediyor. Gayretimi daha da arttırmama vesile oluyorlar.
Öz Geçmiş
Haki Yılmaz, 1975 yılında Kastamonu’nun Doğanyurt ilçesine bağlı Başköy’de doğdu. İlkokulu köyünde okuduktan sonra Evrenye Kur’an Kursu’nda hafızlığını tamamladı. Hafızlığının akabinde Kastamonu İmam Hatip Lisesini 1996 yılında bitirdi. İmam Hatip Lisesinden mezun olduktan sonra 1997 yılında Kastamonu’nun Doğanyurt ilçesine bağlı Belyaka köyünde imam hatip olarak göreve başladı. Kastamonu Eğitim Merkezinde 2009 yılında tashih-i huruf okudu. Rize Yusuf Karali Eğitim Merkezinde de 2013 yılında tashih-i huruf rehber öğreticilik kursunu bitirdi. İlahiyat önlisans mezunu olan Haki Yılmaz, evli ve iki çocuk babasıdır.