Makale

“DİYANET ARŞİVİ”

“DİYANET ARŞİVİ”

Dr. Mehmet BULUT
DİB Emekli Başkanlık Müşaviri


Takip edebilenlerin malumu olduğu üzere “Diyanet Arşivi” benim, Ocak 2018 tarihinden beri bu dergide sürdürdüğüm yazılarımın üst başlığı… Köşemin adı…
Diyanet Aylık Dergi’de yazacağım yazılar için bu üst başlığı dergi çalışanlarımız seçmişti ve kanaatimce bu ad gayet isabetli bir seçim olmuştu. Nitekim bu seçimden duyduğum memnuniyeti, arkadaşlarıma birçok kez ifade ettim. Allah’ın inayetiyle yedi yıl boyunca, sanıyorum bir veya iki ay dışında aksatmadan bu köşede sürdürdüğüm yazılarda ben de bu üst başlığın içini doldurmaya çalıştım. Biri hariç bütün yazılarım, geçmişte Diyanet İşleri Başkanlığı ve sunduğu hizmetlerle ilgili oldu. İstisna teşkil eden yazıma aşağıda ayrıca değineceğim.
Belirttiğim gibi bu köşede ele aldığım konular köşe adına uygun olarak Diyanet İşleri Başkanlığının geçmişiyle, özellikle de 1950 öncesiyle ilgili oldu. Başkanlığın kuruluşu, gelişmeleri, birimleri ve sunduğu hizmetler... Ülkemizin darlık, kıtlık ve zorlu yıllarında cami ve mescitlerimizin perişan durumları, mabetlerimizin bakım ve onarımları için harcanan çabalar… Bu yıllarda son derece basit bir teşkilata, çok kıt imkânlara, yetersiz sayıda personele rağmen yine de Reisliğin Din-i Mübin-i İslam için canhıraş çalışmaları… Camiler ve hayrat hademesinin idaresinin Vakıflarda olduğu yıllar… Bir çeyrek asır sayıları ve maaşları artırılmayan hayrat hademesinin maruz kaldığı mağduriyetler… Köy imamları… Bütün namüsait şartlara rağmen Reisliğin sunabildiği din hizmetleri… Vaaz, imamet ve hitabet hizmetleri… Kur’an öğretim çabaları… Müşavere Heyeti ve bu heyetin, süreçte Reisliğin hemen bütün hizmetlerini deruhte etmesi… Başkanlığın basılı ve süreli yayın faaliyetleri… Reislikçe yayımlanmış bazı eserlerin tanıtımı… Ülkemizde Mushaf basımı ve Mushafların tetkiki… Reisliğin ilk yıllarında müftü ve vaizlerin, hayrat hademesinin seçim ve tayin usulleri… Süreçte ramazanlar, ramazan hizmetleri… Merkez teşkilatında kütüphane oluşturma çabaları… Dönemde hizmetleriyle temayüz etmiş bir kısım Reislik mensubunun biyografileri… Bu sayılanlar ve benzerleri yedi yıl boyunca bu köşede ele alınan konular oldu.
Konu seçerken tekrara düşmemeye azami dikkat gösterdim. Ancak bazı bilgilerin farklı bağlamlarda tekrar dile getirilmiş olması tabiidir. Öte yandan, bütün ihtimamıma rağmen yazılarda hatalı bilgiler yer almışsa okuyucularımızdan helallik isterim.
Örneklendirme ihtiyacı duymuyorum; bu köşede çıkan yazılarımın büyük çoğunluğu, ele alınan konuları itibarıyla ilk defa yazılan şeylerdi. Bu yazılar arşiv araştırmalarına, otantik belgelere dayanmaktaydı. Yazmak amacıyla bu konuları araştırırken Başkanlığımız hakkında bizzat kendim yeni şeyler öğrendim. Okuyucularım da istifade edebilmişlerse bundan mutluluk duyar, Rabbime sonsuz hamdüsenada bulunurum.
Az önce de belirttiğim gibi bu köşede çıkan yazıların çoğu arşiv belgelerine ve resmî kaynaklara dayanıyordu. Ancak yazılarda geçen bilgilerin kaynaklarına metinlerde genelde yer vermedim. Aktüel bir dergi yazısını akademik bir havaya büründürerek ağırlaştırmayı uygun görmedim. Bununla birlikte, yazılanların tamamının bir kaynağı olduğunu, indi mütalaa ve yorumlardan uzak durduğumu belirtmek isterim.
Yukarıda “biri hariç” diye sözünü ettiğim ve köşemin üst başlığının alanı dışında kalan makaleme gelince o, sevgili anacığımın vefatı dolayısıyla kaleme aldığım ve dergimizin Aralık 2021 tarihli sayısında yayımlanan, “İkindi Oldu Anne!” başlıklı yazı idi. Bu yazı için dergi yönetiminden izin talep etmiştim, idarecilerimiz de müsamaha gösterip kabul etmişlerdi. Kendilerine bu vesileyle bir kez daha teşekkürlerimi ve minnettarlığımı arz ederim. Diyebilirim ki bunca yıl yazdıklarım arasında en büyük ilgiyi de bu yazım gördü. Duygusal dönüşler aldım. Arkadaşlarım bunu, kalbe hitap eden, gönle dokunan bir yazı olmasına bağladılar. Bu yazı vesilesiyle anacığıma dualar derledim. Bana gelince sanki anneme karşı önemli bir evlatlık vazifesi ifa etmişçesine huzur duydum. Belki de günümüz şartlarında annelerimize yeterli hizmette bulunamamış olmanın açtığı vicdan sızısıdır. Böyle bir kavram varsa bu yönüyle söz konusu yazımı “taç yazım” olarak nitelemek istiyorum. Bu vesileyle okuyucularımın vefat etmiş annelerine Rahman ve Rahim olan Allah’tan rahmet ve mağfiretler diliyorum.
Emekliliğimi müteakip kaleme alıp dergimizin Eylül 2021 sayısında yayımlanan, “Bu Teşkilatta Çalışmak, Bu Teşkilattan Emekli Olmak” başlıklı yazım da Başkanlığımızda çalışmış, din hizmetinde bulunmuş ve emekli olmuş hemen her kademedeki mensubumuzun dile getirebileceği nitelikte bir yazı idi ve bu hâliyle kısmen hissiyat içeriyordu.
Bu vesileyle; edebî bir üslupla gönüllere dokunan yazı yazabilen kalem erbabına imrendiğimi ifade etmek istiyorum.
Her başlangıcın bir sonu vardır; bu yazı da “Diyanet Arşivi” üst başlığı altında yazdığım yazıların hatimesi oluyor. Ancak ömrümüz ve sağlığımız elverdiği ölçüde ve ihtiyaç duyulması hâlinde Başkanlığımızın süreli yayınlarına katkım ileride de devam edecektir inşallah.
Okuyucularımın şunu bilmesini arzu ederim: Fakirin, Başkanlık süreli yayınlarında ilk yazısı 1981 yılında, Başkanlığın süreli yayınları arasında ayrı ve özel bir yeri ve tarihî bir hatırası olan Diyanet Gazetesi’nde yayımlandı. O tarihten beri bazen sık bazen seyrek aralıklarla dergilerimize yazı yazdım, Allah’ın izniyle. Ancak yedi yıl aralıksız yazmak, memuriyet hayatımın son ve emekliliğimin ilk yıllarına nasip oldu. Rabbime sonsuz hamdederken bu imkânı tanıyan Başkanlığımızın her kademedeki yetkililerine, emeği geçen dergi çalışanlarına teşekkür ediyorum. Sadece yazmak şeklinde değil, uzun yıllar Başkanlığın basılı ve süreli yayınlarının mutfağında da fiilî olarak çalışmış bir kişi olarak yayın hizmetlerinin, dergi çıkarmanın ne kadar özveri ve çaba gerektiren bir hizmet olduğunun bilincindeyim. Binaenaleyh bu hizmetlerin içinde olanlara ayrı bir muhabbet ve saygı duyuyorum. Kendilerine kolaylıklar ve üstün başarılar diliyorum.
En büyük teşekkürü, kuşkusuz okurlarımız hak ediyor. Okur olduğu için kitaplar, dergiler ve yazılar vardır. Mahiyeti itibarıyla makalelerime ayrı bir ilgi gösteren ve teşvik eden bahusus Başkanlığımızdan emekli olmuş hocalarımıza ve büyüklerimize minnettarım, kendilerine sıhhat ve afiyetler dilerim.