Makale

TEVRAT TAHRİFE UĞRADI MI?

TEVRAT TAHRİFE UĞRADI MI?

Prof. Dr. Cağfer KARADAŞ


Tevrat’ın tahrife uğradığı yani değiştirildiği ve ilahi kitap olma özelliğini kaybettiği doğru mu? Tevrat gerçekten tahrif edildiyse tahrif edildiğini nasıl bilebiliriz?
Öncelikle Tevrat’ın ne olduğundan başlayalım. Tevrat, Hz. Musa’ya indirildiğine inanılan ilahi kitaptır, Eski Ahit’in içinde yer alır, Eski Ahit ise hem Yahudiler hem de Hristiyanların kutsal kitabıdır. Kitab-ı Mukaddes’in ilk yarısını oluşturan Eski Ahit otuz dokuz bölümden oluşmaktadır, bunların ilk beş bölümü Tevrat’tır. Yahudi geleneğinde tevrat, “öğreti, doktrin, kılavuz, teori, hüküm, kanun ve din” anlamlarına gelir. Bu kelime, Hz. Musa’ya indirilen kitabın ismi olarak kullanıldığı gibi Tanah denilen Eski Ahit, Mişna, Talmud ve Yahudi din adamları olan rabbilere ait metinler için de kullanılır.
Tevrat’ın içeriğinden bahsedebilir misiniz?
Tevrat “Yaratılış”, “Mısır’dan Çıkış”, “Levililer”, “Çölde Sayım” ve “Yasanın Tekrarı” bölümlerinden oluşmuştur. Bu beş bölümde yaratılıştan Hz. Musa’nın vefatına kadarki olaylar kronolojik sırayla anlatılmış; dinî, hukuki ve ahlaki hükümler ayrıntılı biçimde verilmiştir. Örneğin ilk kitap “Yaratılış”, Hz. Musa’dan önceki olaylarla başlamış, son kitap olan “Yasanın Tekrarı”nın sonunda onun vefatı ve defni anlatılmıştır. Tevrat’ın bölümleri arasında üslup birliğinden bahsedilemez. Söz gelimi, “Yaratılış” ve “Yasanın Tekrarı” sıradan bir metin özelliği gösterirken “Mısır’dan Çıkış”, “Levililer” ve “Çölde Sayım” nispeten vahiy üslubu taşır.
Yahudiler için Tevrat nedir?
Midraş türü Yahudi kaynaklarına göre Tevrat dünyadan önce yaratılan yedi şeyden biridir. Onlara göre Tevrat, dünya yaratılmadan 974 nesil önce yaratılmış, dünyanın ve insanın yaratılışında Tanrı’ya danışmanlık yapmıştır. İddialarına göre Tanrı, dünyanın yaratılmasından Tevrat’ın İsrailoğullarına verilişine kadar geçen her günün üçte birini Tevrat okumak ve onun yorumu olan Mişna çalışmakla geçirmiştir. Hz. Âdem, Hz. Nuh, Hz. İbrahim ve Hz. Yusuf Tevrat’ın bütün hükümleriyle amel etmişlerdir. Hâlbuki Kur’an’da Tevrat’ın Hz. İbrahim ve Hz. Yakup’tan sonra indirildiği açıkça belirtilmiştir. (Âl-i İmran, 3/65, 93.)
Hz. Musa ile Tevrat’ın ilişkisi nedir?
Hz. Musa’nın Tevrat’ı yazıp yazmadığı tam olarak bilinmemektedir. “Yasanın Tekrarı”nda Hz. Musa’nın Tevrat’ın sözlerini bir kitaba yazdığı ve bu kitabı da ahit sandığının yanına koyması için kohenlere teslim ettiği ifade edilmektedir. (Kutsal Kitap, “Yasanın Tekrarı”, 31/25-26.) Bu bilgiye dayanarak Yahudiler, Tevrat’ı Hz. Musa’nın yazdığına inanırlar. Hâlbuki Yahudi kaynaklarında Hz. Musa’nın yazdığı söylenen Tevrat’ın tahrif edildiğine ilişkin pek çok bilgi vardır. Kaynaklara göre güneydeki Yahuda Krallığı’nın başına geçen Hz. Süleyman’ın oğlu Rehoboam ve kendisiyle birlikte bütün Yahuda halkı Tevrat’ı terk etmiştir. Yine Yahuda krallarından Ahaz (M.Ö. 736-716), Tevrat okumayı yasaklamış ve mabetteki Tevrat’ı mühürletmiştir. Menasseh (M.Ö. 687-642), Tevrat’tan Tanrı’nın isimlerini çıkarıp yerine putların isimlerini koydurmuştur. Amon (M.Ö. 642-640) ise Tevrat’ı yakmıştır. Menasseh’in zamanında Hz. Musa’nın yazdığı söylenen ve mabette muhafaza edilen asıl nüsha kaybolmuştur. Bugünkü Tevrat Ezra’ya aittir. Babil sürgünü sonrasında Ezra, tamamen unutulan Tevrat’ı sözlü yorumuyla birlikte yeniden oluşturmuş ve bazı değişiklikler yapmıştır.
Bunu Yahudiler biliyor mu?
Tabii ki biliyorlar. Bu yüzden bazı eleştiriler ortaya çıkmıştır. Tevrat’ı içeriği bakımından ilk eleştiren Yahudi kral Menasseh’tir. O, Tevrat’ın vahiy yoluyla geldiğini inkâr etmiştir. Tevrat’ı eleştiren ve vahiy ürünü olduğunu reddeden bir başka Yahudi, Hivi el-Belhi’dir. Tevrat hakkındaki sözleri dolayısıyla Rabbani Yahudiler kendisine Hivi el-Kelbi demişlerdir. Belhi, Tevrat’ı 200’e yakın noktada tenkit etmiştir. Yahudi âlimleri olan rabbiler arasında da Tevrat’ın yazımında kronolojik sıra bakımından yanlışlıklar olduğunu dile getirenler olmuştur. Aydınlanma filozoflarından Moses Mendelssohn, Tevrat’ın tamamının vahye dayanmadığını ileri sürmüştür.
Hristiyanlar Tevrat’a nasıl bakıyorlar?
Hristiyanlar Eski Ahit’i Kitab-ı Mukaddes’in ilk bölümü olarak kabul eder ve bugünkü Tevrat’ın, Tanrı Yahve tarafından vahyedilmiş kitap olduğuna inanırlar. Bütün Hristiyan kiliseleri prensip olarak İskenderiye Yahudilerine ait kutsal kitaplar listesini benimsemiştir. Ancak metinler ve tercümeler arasında farklılıklar bulunmaktadır. Bu yüzden Protestanlar bazı bölümleri apokrif yani dinen geçersiz saymışlardır. İkinci Vatikan Ruhani Meclisi (1962-1965) ise Eski Ahit’i oluşturan kitaplar için “Sahih olmayan, hükümsüz metinler ihtiva etmektedir.” yargısında bulunmuştur. (Maurice Bucaille, Müsbet İlim Yönünden Tevrat İnciller ve Kur’an, s. 82, 103.)
İslam’a göre Tevrat’ın durumu ve değeri nedir?
Tevrat, Kur’an’da çoğu İncil’le birlikte olmak üzere on sekiz defa geçmektedir. Tevrat’ın, İsrailoğullarına indirilen bir kitap olduğu açıktır ancak Hz. Musa’nın ismiyle beraber Kur’an’da zikredilmez. Yani İncil’in Hz. İsa’ya, Zebur’un Hz. Davud’a indirildiği açıkça belirtilirken Tevrat Hz. Musa’yla birlikte anılmaz. Kur’an’da Hz. Musa’yla anılmamasının sebebi, Medine’deki Yahudilerin Tevrat ismini geniş anlamda kullanmaları olsa gerektir. Gelen rivayetlerden anlaşıldığına göre Medine ve civarında yaşayan Yahudiler Tevrat’ı Eski Ahit’in tamamını ifade edecek bir anlamda kullanıyorlardı. Hâlbuki Tevrat, Eski Ahit’in otuz dokuz kitabından sadece beşini oluşturmaktadır. Biz Müslümanlar Hz. Musa’ya bir kitap indirildiğine inanırız ancak bugünkü Tevrat’ın içeriğini Kur’an ve sünnete göre değerlendiririz. Tevrat’taki bilgilerin Kur’an’la uyumlu olanları doğrudur, çelişki arz edenleri ise tahrife uğramıştır.
Neden Kur’an’ı ölçü kabul ediyorsunuz?
Çünkü Kur’an son ilahi kitaptır ve kendinden önceki kitapları tasdik eden bir özelliğe sahiptir. Tasdik etmek, doğrulamak demektir. Öyleyse önceki kitaplarda bulunan bilgileri Kur’an doğruluyorsa sahihtir, doğrulamıyorsa tahrif edilmiş demektir.
Metnin doğrulanması aslına göre olması gerekmez mi?
Evet, ama Tevrat’ın aslı nerede? Daha önce söylediğimiz gibi Tevrat’ın aslı ya yok edilmiş ya da kaybolmuştur. Kendi beyanlarına göre Ezra tarafından yeniden oluşturulmuştur. Bu esnada bazı değişikler de olmuştur. Tevrat’ın asıl nüshası olmadığına göre tek doğrulama seçeneği, son ilahi kitap olan Kur’an’dır. Çünkü ilahi kitaplar arasında inanç ve din bakımından bir çelişkinin olmaması gerekir. Zaten bütün peygamberlerin şeriatları farklı olsa bile inanç ve dinleri aynıdır. Bu bakımdan Kur’an’ın ölçü kabul edilmesi gayet doğal hatta gereklidir.
Peki, bu tahrife dair bilimsel veriler var mıdır?
Eski Ahit’teki bilgilerin tarihî gerçeklere uygunluğunu tespit etmek için Batı dünyasında XVI. yüzyıldan itibaren birtakım çalışmalar yürütülmüştür. Gerek metinsel inceleme gerekse tarihsel bulgular bugünkü Eski Ahit içeriğinde yanlışlar ve çelişkiler bulunduğunu göstermektedir. Gelinen noktada bugünkü Tevrat’ın muayyen bir dönemde ve bir tek kişi tarafından değil, farklı dönemlerde çeşitli yazarlar tarafından kaleme alındığı; düzeltme, değiştirme ve ilaveler yapıldığı ve bu hâliyle derleme bir kitap olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Demek ki Tevrat metninin oluşumunda insan payı son derece büyüktür. Bu da Kur’an’daki şu tespiti doğrulamaktadır: “Az bir kazanç ve çıkar elde etmek için kendi elleriyle yazıp da ‘İşte bu Allah katındandır.’ diyenlere yazıklar olsun! Yine yazıklar olsun iftira edip elleriyle yazanlara! Bir kez daha yazıklar olsun geçici az bir kazancın peşinde koşanlara!” (Bakara, 2/79.)
(Maurice Bucaille, Müsbet İlim Yönünden Tevrat, İnciller ve Kur’an, trc. M. Ali Sönmez, Ankara: DİB Yayınları 2001, s. 23-30, 82, 103; Ömer Faruk Harman, “Ahd-i Atîk”, DİA, İstanbul, 1988, I, 494-501; Baki Adam, “Tevrat”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 2012, XXXXI, 40-45.)