Makale

KUR’AN’DA İNSAN TİPLERİ

KUR’AN’DA İNSAN TİPLERİ

Ayşe KIZILAY

Yüce Allah, insanı yaratmış ve kendisine halife kılmıştır. Âdemoğlunu da vahye muhatap kılarak lütfunu göstermiştir. İnsanoğlu, son ilahi kelam Kur’an’ın rehberliğinde yeryüzünü imar ve ihya ile mükelleftir. Vahyin gayesi, insanlığa rehberlik ederek âdemoğlunu kötülüklerden korumaktır. Bu da ancak insanın Kur’an’ı okuyup anlaması ve de hayatını vahyin çizdiği yolda idame ettirmesi ile mümkündür. Kur’an, her okumada insana farklı kapılar açan, yeni bakış açıları kazandıran bir kitaptır. Bu nedenle her okumada farklı konulara odaklanmak ufkumuzu genişletecek anlam dünyamızı zenginleştirecektir.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından neşredilen Kur’an’da İnsan Tipleri eseri de ilahi kelamın insan merkezli okuması yapılarak hazırlanmıştır. Eser, vahye konu olmuş insan tiplerini belli başlıklar altında inceleyerek insanı anlama ve tanıma noktasında rehberlik eder.

Otuz cüzün otuz ayrı başlıkta incelendiği eserin ilk bölümünü, “Üç Peygamber ve Tevhid Mücadelesi” oluşturur. Bu bölümde Hz. Âdem, Hz. Musa ve Hz. İbrahim’in kıssalarını merkeze alarak tevhid inancı anlatılmaktadır. İlk insan aynı zamanda ilk peygamberdir. Fakat zaman içerisinde insanlar ilahi kelamdan uzaklaşarak haktan ve hakikatten sapmış, Yüce Allah da peygamberleri vasıtasıyla insanlığı tekrar doğru yola çağırmıştır. Hz. Musa ve Hz. İbrahim’in tevhid mücadelesi bu anlamda çarpıcı birer örnektir.

Kur’an’da İnsan Tipleri’nde peygamber kıssaları insanlığa verdikleri mesajlar bağlamında değerlendirilmektedir. “Hz. Yusuf ve Kardeşleri” başlığı altında kıskançlığın insanı sürüklediği felaketin yanı sıra Yusuf Peygamber’in tevekkül ve sabrı anlatılır. Ashab-ı Kehf’in mücadelesi, Lokman el-Hakim’in öğütleri, Hz. Zekeriya’nın teslimiyeti kitapta dikkat çeken diğer başlıklardır. Eser, kavram ve tema merkezli olarak da ilahi kelamın işaret ettiği insan tiplerini ele almakta; “Mustazaf”, “Tağut” ve “Muhacir” gibi kavramlar incelenerek tarih boyunca var olan insanlık hâllerine dikkat çekmektedir. Geçmişte de bugün olduğu gibi ezilen insanlar olmuştur. Kur’an; dinine, diline, milletine bakmaksızın bu insanları mustazaf olarak niteler. Gücü elinde bulunduranları onlara zulmetmemeleri için uyarırken mustazaf olanlara da kendilerini korumak için mücadele öğütler. Haddi aşanları “Tağut” olarak niteleyen ilahi kelam, bu tür insanların zulmüne boyun eğilmemesi gerektiğini vurgular. Etkin mücadele imkânlarından yoksun kalındığında ise hicret kapısı aralanmıştır. Kur’an’da “Muhacirlik” bu bağlamda teşvik edilmiştir.

Eser ayrıca münafıklar, müşrikler, müminler gibi inanç durumlarını; şehitlik gibi mertebeleri de çeşitli başlıklar altında incelemekte; ahlaki zafiyetler karşısına erdemli insanları koyarak okurlarına rehberlik etmektedir.