Makale

HATAY MÜFTÜMÜZ ÖMER FARUK BİLGİLİ’NİN ARDINDAN…

HATAY MÜFTÜMÜZ ÖMER FARUK BİLGİLİ’NİN ARDINDAN…


Tuğrul OKAY

Depremler bu toprakların en acı kaderi. Tarihe baktığımızda Anadolu’nun mütemadiyen sallandığını, meydana gelen depremlerin bazen hafif bazen ağır kayıplara yol açtığını görüyoruz. Türkiye’de 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 şehrimizi vuran Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem, bize bu toprakların acı kaderini bir kere daha hatırlattı. On binlerce canımızı enkaz altında kaybettik. Şehirlerimiz insanlarıyla, hatıralarıyla, siluetleriyle birlikte kayboldular. Bu depremi en ağır şekilde hisseden şehirlerimizden biri de Hatay’dı. Çalışkanlığı, doğallığı ve sosyalliğiyle bilinen Hatay Müftümüz Ömer Faruk Bilgili Hocamız da depremde kaybettiğimiz isimlerdendi.

1967 yılında Kütahya’nın Gediz içesine bağlı Altınkent köyünde dünyaya gelen Bilgili, ilkokulu doğduğu köyde tamamladı. Daha sonra Gediz İmam Hatip Lisesine başlayan Bilgili 1985 yılında lise eğitimini tamamladı. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden 1991 yılında mezun oldu. Mezun olduğu yıl Antalya Hacı Mehmet Gebizli Eğitim Merkezinde açılan müftülük vaizlik kursuna başladı. Bu kursu başarıyla bitiren Bilgili, Haziran 1992’de Artvin’in Hopa ilçe vaizi olarak atanarak göreve başladı. Daha sonra 1995 yılından itibaren sırayla Artvin Ardanuç ve Kayseri Tomarza ilçe müftülüklerine atandı. Bu arada Hollanda Rotterdam Başkonsolosluğu çalışma bölgesinde bulunan Huizen Selimiye Camii’nde imam hatip olarak görev yaptı. Yurt dışından dönüşte 2003’te Muğla Ula, 2008’de Fethiye, 2012’de İstanbul Bahçelievler ilçe müftülüklerine atandı. 2018’de ise Tokat müftüsü oldu. Tokat müftüsü olarak görev yaparken 2 Haziran 2020 tarihinde Hatay müftülüğü görevine getirilen Bilgili, evli ve beş çocuk babasıydı.

Örnek bir eş ve babaydı

Dostları ve çalışma arkadaşları onun hayatının, karakterinin ve dünya görüşünün en güzel şahitleriydi. Biz de merhum Hocamız hakkında onların tanıklıklarına başvurduk. Kahramanmaraş Müftüsü Mustafa Tekin, onun “güncel meseleleri çok güzel yorumlayıp anında çözüm üreten, eşini dostunu ihmal etmeden arayıp soran” biri olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Takıntıları olmayan, hedefine kilitlenmiş, güler yüzlü, çalışkan, prensip sahibi ve personeline karşı son derece babacan biriydi. Görev yaptığı her yerde güzel eserler bırakan Ömer Faruk Hocamız, Hatay’da Suriyeli mültecilere yönelik muazzam çalışmalar yaptı. Onlarla çok sıcak ve samimi bağlar kurmuştu. Orada görev yapan komutanlarımızla da bağı kuvvetliydi. Kahramanmaraş’tan İdlib’e yardımlar götürdüğümüzde bütün personelimize çok yardımcı oldu. Evlatları ve eşiyle olan münasebetiyle de örnek bir aile babasıydı.”

İdlib yetimlerinin babasıydı

Deprem bölgesinde ilk günden itibaren faaliyetleriyle öne çıkan, Türkiye Diyanet Vakfı’nın mütevelli heyeti ikinci başkanı İhsan Açık, merhum Ömer Faruk Bilgili’yle depremden önce yoğun mesaisi olan isimlerden. Bilgili’yle birlikte sık sık İdlib’e gittiklerini, oradaki Türkiye Diyanet Vakfı’nın yetim kamplarını ziyaret ettiklerini aktaran Açık, “Ömer Hocamız yetimlerle beraber yemek yer, onlarla oyunlar oynardı. Yetimlerle güzel bir gün geçirmek onun için çok önemliydi, onları çok seviyordu. Yetimleri kucağında, sırtında gezdirmeyi çok seviyordu. Devamlı yetimlerle beraberdi, ‘Onları görmezsem, uyuyamam.’ derdi. Ömer Faruk Hocamız, yetimlerin babasıydı âdeta.” ifadelerini kullandı.

Herkesi camide birleştirdi

Ömer Faruk Bilgili Hoca, Hollanda’da yurt dışı görevindeyken her kesimden insanın sevdiği, saydığı biri olmuş, farklılıkları mabedin gölgesinde buluşturmayı başarmıştı. Bilgili’yle ilk defa Hollanda’da tanıştıklarını söyleyen Kırşehir Müftüsü Mehmet Yaman, ondan bahsederken, “Çok sosyal bir insandı, cami cemaatiyle ve dernek başkanlarıyla çok samimi ilişkileri vardı. Görev yaptığı bölgedeki bütün faaliyetlerde önderlik eder, hem Türkleri hem de Hollandalıları bir araya getirebilirdi.” dedi. Hatta onun hoşgörülü tavrının Hristiyanların bile camiye ilgi göstermesine vesile olduğunu aktaran Yaman, Bilgili’nin dost canlısı bir insan olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Çok çalışan ve çok sosyaldi. Çocukları çok severdi. Ailem bir yaz tatilinde yanıma geldiklerinde benim çocuklarımla kendi çocukları gibi ilgilendi, onlarla çok güzel vakit geçirdi. Bir keresinde hep beraber lunaparka gitmiştik, kendisi rahatsız olmasına rağmen biz ısrar edince sırf çocukların gönlü olsun diye onlarla birlikte dönme dolaba bindi, indiğinde beti benzi atmıştı. Gerçekten çocukları çok sever, onların hiçbir isteğini geri çevirmezdi. Allah rahmet eylesin. Bunları söylerken gerçekten çok duygulanıyorum, ölümü bizi çok üzdü ama onun şehadet şerbeti içerek bu dünyadan ebedî âleme göçtüğüne inanıyorum.”

Çözüm odaklı bir insandı

Ömer Faruk Hoca, bilgili ve pozitif bir insandı. Onunla 1992 yılında Antalya’da müftülük vaizlik kursunda tanıştıklarını kaydeden Ankara Gölbaşı Müftüsü Yusuf Bingöl, merhum dostu hakkında, “Bütün meselelere olumlu tarafından bakan, yapıcı, çözüm odaklı bir insandı. Çok iyi bir idareciydi. İdealistti, dost canlısıydı. Ailesine düşkün, çocuklarına karşı çok şefkatliydi. Hacda birlikte görev yaptığımız zamanlarda, düzenli olarak ailesini arayıp sorması, onların her işleriyle yakından ilgilenmesi dikkatimi çekerdi. Çocuklarına çok düşkündü. Oğlu Semih’in fotoğrafını Mekke’deki çalışma masasına koymuştu, onu çok özlediğini ifade ederdi devamlı.” ifadelerini kullandı.

Bilgili’yi tanıyan hemen herkesin üzerinde ittifak ettiği konu, onun her yaştan insanla iletişim kurma becerisiydi. Nitekim aile dostu İstanbul Başakşehir Merkez Cami imam hatibi Abdülhalık Selman da Hoca’nın cana yakın, mütevazı kişiliğinin yanı sıra her yaşa hitap edecek mahiyette yaklaşım sahibi olduğunun altını çiziyor. Selman, “Herkese saygılı davranırdı. İnsanların çalışmalarını küçük büyük demeden takdir ederdi. Hikmeti kimde olursa kompleks yapmadan alırdı. Gelişime, değişime açık biriydi. Nüktedan esprili biriydi. Ama özellikle vurgulamak isterim ki kara gün dostuydu.”

Bir başka arkadaşı Malatya Müftüsü Şahin Yıldırım ise Bilgili Hoca hakkında şunları söylüyor: “Kendisi çok nazik bir insandı, görevine düşkündü, liyakat sahibiydi. Sesi, hitabeti güzeldi. İnsanlarla ilişkilerini ve iletişimini nezaket ve hoşgörü ile kurardı. Ailesine, evlatlarına ve personeline karşı çok şefkatli biriydi. Ömer Faruk Bilgili, çok değerli bir ağabeyimizdi. Allah rahmet eylesin. Rabbim mekânını cennet eylesin.”

Deprem millet olarak canımızı yaktı, içimizi acıttı. Ömer Faruk Bilgili Hocamız, depremi en şiddetli hisseden illerimizden olan Hatay’da emanetini bütün ruhların sahibi Cenab-ı Allah’a teslim etti. Bilgili, memleketi Kütahya’nın Gediz ilçesinde düzenlenen cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlandı. Allah rahmet eylesin; ailesine, dostlarına ve camiamıza sabırlar versin.