Makale

DOKUNABİLİR MİSİNİZ GÖZYAŞLARIMA?..

DOKUNABİLİR MİSİNİZ GÖZYAŞLARIMA?..

Muhammed Kâmil YAYKAN

Üzüntü, keder, kaygı, korku ve hatta sevinç. Her biri birbirinden farklı, derinlikleri her insanda ayrı. Ama vücudumuzun bir parçası bunca farklılığa hep aynı tepki ile karşılık veriyor. İlginç değil mi? Haydi o zaman iki gözümüzün kıymetlisi gözyaşına daha yakından bakalım.

Gözyaşı, en temel tabiriyle omurgalı canlıların göz boşluğunda bulunan bezlerin salgıladığı tuzlu sıvıdır. Bu salgı, gözün dezenfeksiyonunu, nemli ve temiz kalmasını sağlar. Mütemadiyen devam eden bu döngü ise bize kesintisiz ve berrak bir görüşün kapılarını açar.

Gözümüz, gün içinde sayamayacağımız kadar tehdide maruz kalır. Başlıcalarını toz ve bakterilerin oluşturduğu bu tehditler listesinde temizlik maddeleri, kimyasal ve mekanik atıklar da kendilerine üst sıralarda yer bulurlar. Bunca düşmana gözyaşımız tek başına karşı koyar. Gözümüzü çepeçevre sarararak bir koruma kalkanı oluşturur ve düşmanların içeri girmesine mani olur. Gözyaşı içinde glikoz, üre, potasyum, sodyum ve pek çok kimyasal madde yer alır. Aynı zamanda bağışıklık sistemimizin bir parçası olan bu kimyasallar ile gözlerimiz enfeksiyonlara karşı sürekli teyakkuz hâlindedir.

Peki, her gözyaşı aynı mıdır? Cevap net: Hayır! Nasıl mı? Gelin birlikte bakalım.

BİLİYOR MUSUNUZ?

  • Bilinen üç tip gözyaşı vardır. Temel gözyaşı, refleks gözyaşı ve duygusal gözyaşı. Temel gözyaşı, sağlıklı bir gözde başta kornea olmak üzere tüm göz enstrümanlarını nemlendirmek ve temizlemek için salgılanan gözyaşıdır.
  • Refleks gözyaşı ise adı üzerinde gözün yabancı partiküllere karşı tahriş edilmesine karşı salgılanan gözyaşı çeşididir. Soğan doğrarken yaşaran gözlerimizdeki yakıcı gözyaşı işte tam olarak budur. Kusma, öksürme ve esneme ile birlikte yanaklarımıza dökülen gözyaşı da bu kapsama girer. Refleks gözyaşının asıl görevi gözle temas etmiş olabilecek tahriş edici maddeleri temizlemektir.
  • Ağlama olarak adlandırılan üçüncü kategori gözyaşı ise, güçlü duygusal stres, öfke, ıstırap, yas veya fiziksel acı nedeniyle artan gözyaşıdır. Bu gözyaşı, yazının başında belirttiğimiz üzere sadece olumsuz duygularla sınırlı değildir. Gülmekten gözümüzden akan yaşlar da duygusal gözyaşı kategorisi sınıfına girer. Bu tip gözyaşı, diğer gözyaşlarına nazaran daha farklı bir yapıya sahiptir. Duygusal gözyaşında daha fazla protein bazlı hormon ve yağ bulunur. Bu kimyevi bileşim, bir nevi ağrı kesici özelliği de görür. Ağladığımızda açılmamızın sebebi acaba duygusal gözyaşları mıdır?
  • Son olarak bu pek kıymetli damlacığın yoksunluğundan bahsedelim. Kuru göz hastalığı olarak da bilinen gözyaşı azlığı, hemen herkesin karşılaşabileceği bir sağlık problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ortalama bir insan gözü 24 saat içinde 0,75 ila 1,1 gram arasında gözyaşı üretir. Ürettiğimiz gözyaşı bu sınırın altında kalırsa batma, yaşarma, ışığa aşırı hassasiyet, bulanık görme gibi şikayetler meydana gelir. Bu da görme kalitemizi düşürerek günlük işlerimizin aksamasına yol açabilir.