Makale

SOSYAL MEDYA VE İLETİŞİM PSİKOLOJİSİ

SOSYAL MEDYA VE İLETİŞİM PSİKOLOJİSİ

Zeynep ÇELİK

“Uyanır uyanmaz sosyal medya hesaplarımızı kontrol ediyor ve geceleri yatağımıza uzandığımızda hâlâ telefona bakıyorsak, internet algoritmalarının bizi ve alışkanlıklarımızı yönetmesine izin vermişiz demektir.”

Her çağ kendi kavramlarını üretir. Teknolojik gelişmeler, sosyal hayattaki dönüşümler bu kavramların hem üreticisi hem de aktif kullanıcısıdır. Modern çağın, etrafında dönenip durduğu kavramların arasında sosyal medya, sanal âlem, çevrim içi iletişim, like, paylaşım vb. sayılabilir. Televizyon, gazete, dergi, kitap gibi geleneksel kitle iletişim araçları, yerlerini yeni iletişim araçlarına bırakınca okuryazarlık algımız da değişmiş, yeni tür okumalar gündemimize girmiştir. Bunların başında da medya okuryazarlığı gelir. Medya okuryazarlığı, modern çağın literatüründe önemli bir yere sahiptir ve özetle, her türden medya mesajlarına erişebilme, bu mesajları eleştirel bakış açısıyla çözümleyebilme ve değerlendirebilme yetisini ifade eder. Zira eleştirel bakış açısından yoksun yaklaşımlar, doğru yanlış ve iyi kötü arasında zemin kaymalarına sebep olur. Etiğin cüzü olan iyi kötü, doğru yanlış kavramları üzerinde yapılan manipülasyonlar da sahip olduğumuz paradigmaları zedeleyebiliyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam dininin, insanlığı çepeçevre saran ve her geçen gün iletişim sorunlarına yol açan sosyal medyaya yaklaşımını ortaya koymak amacıyla Ekmel Geçer’in kaleminden Sosyal Medya ve İletişim Psikolojisi’ni okurlarıyla buluşturdu. Ekmel Geçer, din, iletişim, popüler kültür ve psikoloji kavramları etrafında bir okuma yaparak bir yandan bütün kolaylığına rağmen sosyal medyada neşet eden iletişim aksaklıklarını ele aldı. Popüler kültürün metalaştırdığı insanı konu edinen eser, dört bölümden oluşuyor. Birinci bölümde “İletişim ve Sosyal Medya Psikolojisi”, ikinci bölümde “İletişim, Din ve Hayat” işleniyor. “İslami Bir Kişiler Arası İletişimin Özellikleri” alt başlığında eleştiri ahlakından farklılıklara hoşgörüyle yaklaşmaya, dil seçiminden muhatabın mizacını dikkate almanın önemine pek çok mesele etrafında etkili iletişime imkân sağlayan örnekler sıralanıyor. Üçüncü bölümde “Popüler Kültür ve Tüketim Endüstrisi” karşısında insanın konumu ve değişen dindarlık algıları masaya yatırılıyor. “Yeni Medya ve Biz” başlığında sosyal medyanın arka odalarına ışık tutularak bilgi kirliliği, bağımlılık gibi meselelere değiniliyor.