Makale

TEKNOLOJİNİN “GİYİLEBİLİR” HÂLİ

Muhammed Kâmil Yaykan

TEKNOLOJİNİN
“GİYİLEBİLİR” HÂLİ

Gömlek, pantolon, hırka, etek, çorap… Giysi kelimesi telaffuz edildiğinde akla gelenlerden yalnızca birkaçı. Birkaç klasik olanı. Mevsime, coğrafyaya ve içinde bulunulan duruma/ortama göre değişiklik gösteren ve bin yıllardır vücudu belli dış etkilerden korumak ve kapatmak için kullanılan eşyalar…

Bir şeyler giyerek vücudu örtme, eşref-i mahlûkat olan biz insanları yerküre üzerindeki diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerinden biri. Bu da hâliye çalışan bir aklın göstergesi. İnsan, kendisine bahşedilen akıl sayesinde birçok alanda olduğu gibi kıyafet alanında da pek çok yeniliğe imza attı. Atmaya da devam ediyor.

Giyilebilir teknoloji, her ne kadar yeni gibi görünse de uzun zamandır bizlerle birlikte. Görme sorunu için geliştirilen gözlük, vakti daha etkili kullanmak amacıyla bileğe geçirilen kol saati bu teknolojinin öncülerinden aslında. Gözlük de saat de ve hatta ayakkabıdan şapkaya tüm kıyafetler de gelişmelerden nasibini alıyor. Daha teknolojik bir ifade ile “güncelleniyor”.

“Akıllanan” nesneler arasında zikredebileceğimiz saatler, bileklikler, gözlükler, ayakkabılar, kulaklıklar, implantlar ve pek çokları artık her yerde. Her birimizin üzerinde de yerlerini alıyor büyük bir hızla. Günlük yaşamdan tutun sağlığa, iş hayatından spora kadar hemen her alanda yer alıyor bu teknolojik kıyafetler.

Bu alanın -şimdilik- en çok kullanılan türü ise saatler/bileklikler kategorisinde yer alan eşyalar. Neredeyse hepimizin kullandığı akıllı telefonların destekleyicisi olan akıllı saatler/bileklikler ile telefon ekranına olan bağlılığımız ciddi oranda azalıyor. Eskiden yalnızca saati okuduğumuz bileğimizden bu kez mesajlarımızı, haberleri, sosyal medya güncellemelerini takip ediyoruz. Hatta ânı ölümsüzleştirmek amacıyla kadrajladığımız fotoğraflarımızı dahi buradan çekiyoruz. Eşleştirdiğimiz diğer saatlerin/bilekliklerin nerede olduğunu anlık navigasyon bilgisi ile takip ediyoruz. Çocuğumuzun şu an okul bahçesinin neresinde oynadığından tutun eve gelirken hangi güzergâhı takip ettiğine kadar pek çok veriyi bu teknoloji sayesinde kolaylıkla öğrenebiliyoruz.

Öte yandan bu teknolojinin riskleri de yok değil. İçinde veri barındıran her nesne gibi bu cihazlar da korsanların açık hedefi hâlinde. Kötü amaçlı yazılımlar, kıyafetlerimizde yer alan verilerin üçüncü şahısların eline geçmesine sebep olabilir. Bu da ilgimiz dâhiline giren herhangi bir alanla ilgili reklamlara daha fazla maruz kalmamız gibi problemlerle karşı karşıya kalmamıza yol açabilir. Dolayısıyla her teknolojik üründe olduğu gibi giyilebilir olanları da kullanırken dikkati ve güvenliği öncelemek biz kullanıcıların başlıca görevi.

Bilim kurgu filmlerinden aşina olduğumuz sahneler çok uzak değil galiba… Ne dersiniz?

BİLİYOR MUYDUNUZ?

Giyilebilir teknolojinin en popüler ürünlerinden biri ise hiç şüphesiz “Artırılmış Gerçeklik Gözlükleri”. Kısa adı AR (Augmented Reality/Artırılmış Gerçeklik) olan bu teknoloji ile insan zihninin sınırları zorlanıyor desek abartmış olmayız. Temelde bir simülatör olan bu gözlükler, yalnızca oyun dünyasında kullanılmıyor. Savunma sanayiinden sağlık sektörüne ve hatta mimari, mühendislik faaliyetlere kadar her alanda hızla yaygınlaşıyor.

Giyilebilir teknoloji her kıyafeti içine alan bir konsept ile hızla gelişiyor. Nasıl mı? Akıllı ayakkabılar atılan adım, yakılan kalori, bulunulan konum gibi bilgilerimizi toplarken akıllı kemerler, bu yürüyüş esnasında hangi yöne döneceğimizi haber veriyor. Bilmediğiniz bir muhitte ulaşmak istediğiniz konuma navigasyon yardımıyla vasıl olacaksınız diyelim. Her köşe başında acaba sağa mı dönsem, sola mı diye telefona bakmanıza gerek bırakmıyor bu kemer. Dört tarafına yerleştirilen titreşim motorları size hangi yöne döneceğinizi haber veriyor. Siz de yürüyüşünüze ekrana bağımlı kalmadan rahatlıkla devam edebiliyorsunuz.

Engellilere özel giyilebilir ürünler de bu teknolojinin dikkat çekici ayrıntılarından biri. Parmak okuyucular, görme engelliler için giyilebilir bir metin okuyucu hüviyetinde. Yeni nesil biyonik protezler ise doğuştan veya bir kaza sonucu meydana gelen uzuv kayıplarını telafi edebiliyor. Ya da özel bir gözlükle renkleri yalnızca siyah ve beyaz olarak görme hastalığı olarak da bilinen “akromatopsi”ye çare bulunabiliyor.