Makale

Niçin İnanıyorum?

Niçin İnanıyorum?

Zeynep Çelik

Hakikate ulaşma arzusu, beraberinde araştırmayı, öğrenmeyi ve sorgulamayı gerektirir. Öğrenmenin pratik ve etkili yöntemlerinden biri de doğru sorular sormak ve bu sorulara tatmin edici cevaplar bulmaktır. İkinci ve önemli bir diğer mesele de konuyla ilgili uzman kişilere danışmaktır. Ancak bu şekilde doğru sorular doğru ve eksiksiz cevaplarla buluşacaktır.

Teknolojik gelişmeler, yığınla bilgiyi parmaklarımızın ucuna sermesine, bilgiye erişimi daha hızlı ve kolay bir hâle getirmesine karşın insanı tarihte hiç olmadığı kadar yoğun bir bilgi kirliliğine de maruz bırakmıştır. Bir yığınla karşı karşıya kalan, dinî alanda yeterli bilgiye ve donanıma sahip olmayan insanlarımız ve bilhassa gençlerimiz kimi zaman sahih dinî bilgiye giden yolda yanlış söylem ve uygulamalarla muhatap olmaktadır. Dolayısıyla bugün bilginin doğru kaynaktan öğrenilmesi çok daha önemli bir boyut kazanmıştır.

Diyanet İşleri Başkanlığı, bu ihtiyaçtan hareketle Din İşleri Yüksek Kuruluna yöneltilen soruları ve Kredi Yurtlar Kurumunda kalan öğrencilerin sorularını derleyerek gençlerin zihnini meşgul eden meseleler etrafında onların öğrenme ve bilme ihtiyaçlarını karşılayacak bir eser vücuda getirmiştir. Gençlerin dünyaya bakış açıları yetişkinlerden oldukça farklıdır. Meleklerin mahiyeti ve görevleri hakkında bir yetişkinin duyduğu merak ve sorduğu sorulara karşın gençlerin kendi bakış açılarıyla harmanladıkları sorular çok daha çetin ve dikkat çekicidir. Örneğin bir genç, melekleri yaşadığı çağın teknolojisi ile anlamlandırmaya çalışarak onları radyo dalgalarına, yapay zekâ robotlara benzetebilir. Editörlüğü Dr. Fatih Kurt tarafından yapılan Niçin İnanıyorum?, bunun gibi pek çok soruya açıklık getirecek niteliktedir. “İnanmak zorunda mıyım?”, “Allah’ın varlığı akıl ile ispat edilebilir mi?”, “Peygamberler günahsız mıdır?” gibi iman esasları etrafında şekillenen sorular, alanında uzman kalemlerin verdiği cevaplarla buluşturularak gençlerin sahih bilgiye ulaşması sağlanmıştır. Eserdeki metinleri Ayşenur Özkan, Dr. Ravza Cihan, Dr. Nurhayat Haral Yalçı, Dr. Tuğba Duru, Esra Baş ve İmran Elagöz Taşkın kaleme almıştır. Altı ana bölümden oluşan eserin her bölümünde iman esaslarından bir tanesi, çeşitli sorular etrafında işlenir.

MİNİK KALBİM KUR’AN’LA BULUŞUYOR

Çocukların eğitimine katkı sunan argümanlarından biri de masallardır. Aile büyükleri, anne babalar ve öğretmenler, ellerinde yetişen o minik fidanlara masallar yoluyla toplumun millî ve manevi değerlerini aşılarlar. Anlatılan her masalda iyiliğin kazandığını, kötülüğün bertaraf olduğunu gören çocukların iyi ve güzele duydukları sevgi artar. İlahi mesajla harmanlanmış masallarla çocukların Yaradan’a güven duyguları pekişir. Rabbin her daim iyilerle ve salihlerle birlikte olduğunu idrak ederler.

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim de kıssalarla bezelidir. Masalların içerdiği hayalî ögelere karşı bu kıssalar, insanlığın yaşamından kesitleri, ibret verici hikâyeleri ve tarihî hakikatleri gözler önüne sererler. Çocuklarımıza Kur’an kıssalarını öğretirken geçmiş peygamberlerin hayat hikâyelerini ankatırken onların zihinsel gelişimlerini göz önünde bulundurmak önemlidir.

Onların masalsı anlatıma duyduğu ilgiyi kullanarak Kur’an kıssalarını çocuklarımızla masal tadında buluşturmak için şimdi elimizde kıymetli bir eser var. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınlarından çıkan Minik Kalbim Kur’an’la Buluşuyor. Dr. Hafsa Fidan Vidinli’nin kaleme aldığı, çizimlerini Murat Tanhu Yılmaz ve Murat Bingöl’ün yaptığı kitapta Emre Can’ın maceraları anlatılıyor. Parkta bulduğu yavru bir köpeği tedavi ettirirken onun hayvanlara karşı merhametini gören babası, Emre Can’a hayvanları çok seven ve onları tufandan korumak için gemisine alan Hz. Nuh’un hikâyesini anlatıyor. Emre Can, böylelikle Nuh peygamberin kıssasını ve Kur’an’da geçen Nuh tufanını öğreniyor. Yaz kursunda Kur’an öğrenirken İbrahim Peygamberi tanıyor, tatil için Mısır’a gittiklerinde Hz. Yusuf’un yaşadıklarını öğreniyor. Emre Can’la birlikte sayfalarda gezinen bütün çocuklar, “Ben gökleri ve yeri yaratan Allah’a inandım.” diyerek putları kıran Hz. İbrahim’i, Kızıldeniz’i asasıyla ikiye ayırarak inananlara geçit açan Musa peygamberi, balığın karnındaki Yunus peygamberi, hayvanların dilini konuşan Süleyman peygamberi tanıma fırsatı buluyorlar.