Makale

DİJİTAL BİR TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK FETÖ

DİJİTAL BİR TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK FETÖ

Prof. Dr. Levent ERASLAN
Anadolu Üniversitesi SODİGEM Başkanı

Başlangıçta topluma kendisini sivil bir dinî yapılanmaymış gibi sunan FETÖ; sivil toplum alanında, bürokrasi ve devlet kurumlarında güç kazandıkça, uluslararası arenadaki ticari ve siyasi çevreler ile iş birlikleri sayesinde gelişerek yıllar içinde çeşitli araçlarla ülke siyasetini manipüle etmeye yönelik hain girişimlerde bulunmuştur. FETÖ’nün uluslararası eğitim, finans ve ilişkiler ağında bir güç hâline gelmeye başlamasıyla “Gönüllüler Hareketi”, “Adanmışlar”, “Hizmet Hareketi” ya da kısaca “Hizmet” gibi kavramların dolaşıma sokulması, gerçekte toplumsal ve yasal meşruiyet için kullanılan argümanlar ve propagandist söylemler olmuştur. (Çelik, C. (2017), Örgütlü Dinî Gruplarda Hegemonik Dönüşüm: Nurculuktan Post-Nurculuğa, Cemaatten Örgüte Gülenist Yapının Sosyolojik Kodları, İnsan ve Toplum, 7(1): 225-244.) Geçmişi 40 yıllık uzun, sessiz ve derinden işleyen gizli faaliyetlere dayanan FETÖ, tüm kurumlarda gücü ele geçirdikten sonra küresel bir suç şebekesine dönüşmüştür. Gelişme ve radikalleşme süreçlerinde en kritik yatırım ve hamlelerini eğitim alanında yapan örgüt; benzer şekilde iletişim araçlarına da büyük ölçüde önem vermiş, iletişim teknik ve platformlarının değişimini yakından takip etmiştir. Gizli bir ajanda ve planlamayla devletin kritik noktalarına yayılmaya çalışan FETÖ; örgütlenmesinin önemli bir parçasını oluşturan medya ve finans kaynaklarını çeşitli algı yönetimi operasyonları ile kamuoyu oluşturmak ve ülke gündemini manipüle etmek için kullanmıştır. Şeffaf olmayan hiyerarşik yapısı sebebiyle sosyolojik olarak analizi güç olan örgüt; zaman içinde dijital çağa ayak uydurarak, benzer bir yapılanmayı dijital dünyada da oluşturup dijital bir terör örgütü olarak karşımıza çıkmıştır.

Dijital dünya bağlamında örgüt üyelerinin çeşitli eğitimler ve araştırmalar ile kendilerini geliştirdikleri ve kritik birimlerde görev yaptıkları gözlemlenmiştir. Bilişim, telekomünikasyon, yazılım gibi alanlara dönük yatırım yapmış, eleman yetiştirmiş bir örgüt olan FETÖ’nün Türkiye’de en çok yuvalandığı kurumların başında bilişim kurumları gelmektedir; zaman içinde TÜBİTAK (BİLGEM) ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) örgütün en çok önemsediği kurumlar olmuştur. Örgütün 2000-2008 döneminde, anayasal kurumlara yerleşme ve yayılma sürecinde, FETÖ mensubu polisler, 2006 yılından itibaren ABD, Almanya ve İsrail’de siber güvenlik ve siber saldırı eğitimleri almaya başlamış; ABD’de emniyet kökenli akademisyenler aracılığı ile dijital güvenlik, sosyal medya ve algı yönetimi usul ve yöntemlerini öğrenmişlerdir. Zaman içinde dijital yeterliliklerini geliştiren örgüt 15 Temmuz menfur darbe girişimi ile birlikte siber saldırıları ile yeniden gündeme gelmiştir. FETÖ; Bylock başta olmak üzere birçok haberleşme uygulamalarını kriminal iletişim amacıyla kullanmıştır. FETÖ’nün bilişim teknolojileri alanındaki stratejilerinin ifşa olmasının ardından, mağduriyet görüntüsü oluşturmak amacıyla devlet organlarını hedef göstererek itibarsızlaştırma çalışmalarına devam etmesi dikkat çekmektedir.

FETÖ’nün sosyal medya taktikleri

FETÖ, dünya çapında 160 ülkede farklı noktalarda yapılanmış bir örgüt olarak; sosyal medya kullanımına çok önem vermiştir. Örgütün hiyerarşik yapısı dijital platformlarda da korunmuş; örgüt mensuplarına belli zamanlarda belli paylaşımları yapmaları için direktif veren dijital liderler görevlendirilmiştir. Sosyal medya ve uygulamaları FETÖ için kriminal bir iletişim aracıdır. FETÖ’nün genel olarak sosyal medya kullanım taktikleri şu şekilde özetlenebilir:

• 17-25 Aralık’tan sonra Sosyal Medya birimi kurulması talimatı verilmiş; Türkiye genelinde ve bulundukları her ülkede sosyal medya sorumluları belirlenmiştir.

• Sosyal medya platformları üzerinden birçok sahte video, montaj görüntü ve asılsız ses kaydı gibi içerikler dolaşıma sokularak, algı yönetimi operasyonları yürütülmüştür.

• Sosyal medyada paylaşılacak mesajlar genellikle; tek bir merkezden gelmekte ve daha sonra yayıcı hesaplar aracılığı ile dolaşıma sokulmaktadır. FETÖ mensubu olduğu tespit edilen birçok hesabın aynı zamanlama ile aynı paylaşımları yapması, örgütün sosyal medya platformlarında grup çalışması yürüttüğünü kanıtlar niteliktedir.

• Sosyal medyada başka başka kimlikler altında propaganda yapılması sıkça görülen bir durumdur; örgütle ilişkili paylaşımlar anonim kimlikli hesaplar ve sayfalardan dolaşıma sokulmaktadır. Kaçak örgüt elemanları sosyal medyada genellikle gerçek isimlerini kullanırken; yurt içindekiler güvenlik sebebiyle genellikle sahte isimleri tercih etmektedir.

• Mensuplarına en az beş adet sahte hesap açma ve günlük kotalı mesaj atma talimatı verilmektedir. Ayrıca ünlüler adına sahte sosyal medya hesabı açma talimatı verilmektedir. Ünlüleri takip yoluyla tweet atılması da sıkça görülen bir taktik olup; amaç bir ünlü tarafından takibe alınarak hesabı güvenilir göstermektir.

• Hesaplar mahkeme kararı ile kapatıldığında yurtdışı VPN ya da DNS kullanılmaktadır.

• Örgüt üyelerine sosyal ağların prime-time saati olan 20.00 ile 23.00 arasında yoğun paylaşımlarda ve yorumlamalarda bulunmaları talimatı verilmiştir. Ayrıca en fazla paylaşım yapanlara örgüt içinde ödül de verilmektedir.

15 Temmuz menfur darbe girişimi sürecinde FETÖ’nün sosyal medyada yürüttüğü faaliyetler

Geçmişe bakıldığında 27 Mayıs darbesinde de 15 Temmuz menfur darbe sürecinde de medyanın bir rıza üretme çabasının bulunduğu görülmektedir. Keza bu çabalar, toplumun bir kısmında rıza eğilimi de doğurmuştur. İki darbede de hem geleneksel medyanın hem de özellikle 15 Temmuz’da, sosyal medyanın aktif rolü dikkat çekicidir. 15 Temmuz darbe girişiminde sosyal medyada iletilen mesajlar ve üretilen söylemler bir manipülasyon aracı olarak kullanılmış, insanların gerçeklere bakış açıları biçimlendirilmeye ve farklı bir gerçeklik algısı yaratılmaya çalışılmıştır.

FETÖ’nün sosyal ağ kullanım karakteristikleri

Sosyal medyayı aktif olarak kullanan terör örgütleri; propaganda, destekçi artırma, eğitim, kontrol ve komuta olmak üzere dört alanda sosyal medya araçlarını kullanmaktadır. Bunların yanında; Youtube gibi video siteleri de örgütlerin bağımsız ve denetimsiz bir biçimde iletilerini paylaşmalarına olanak sağlamaktadır. (Ölçekçi, H. (2018a), 15 Temmuz Öncesi FETÖ Medyasında Psikolojik Savaş Gazeteciliği, MANAS Sosya Araştırmalar Dergisi, 7(1): s. 427-454.) FETÖ mensuplarının her platformdaki karakteristik özellikleri ve platformu kullanış amaçları, platformun ayırt edici özelliklerine göre şekillenmekte ve çeşitlilik göstermektedir. Örneğin Twitter örgüt tarafından daha çok propaganda ve manipülasyon amaçlı kullanılırken; YouTube ve Patreon sözde özgür habercilik adı altında örgüt içi haberleri ve ideolojilerini yaymak için kullanılmakta; Instagram ve Pinterest’te ise örgütü ve elebaşını güzellemeyi hedefleyen içeriklerle toplumun dinî değerlerini istismar edici, örgütün mağdur ve masum görünmesini hedefleyen algı operasyonları yürütülmektedir.

Twitter

Twitter’ı bir propaganda zemini olarak kullanan FETÖ’nün dijital dünyadaki hiyerarşik yapılanmasının izlerini buradaki paylaşımlarından gözlemlemek mümkündür. Örgütün sosyal medyada sıkça başvurduğu taktikler olan gündemi manipüle etme ve mağduriyet algısı yaratma taktikleri örgüt mensuplarının tweetlerinde açıkça görülmektedir. Örgüt mensuplarının kullandığı hesapların birçoğu anonim hesaplar olurken; paylaşımlarının etkileşimini ve görüntülenmesini arttırmak için bot hesaplardan faydalanılmaktadır. Farklı kimlik ve konseptlerde açtıkları hesaplar üzerinden örgüt propagandası içeren paylaşımlar yapmaları da örgütle ilişkisi olmayan kullanıcılara ulaşabilmek için kullandıkları bir taktiktir. Örgütle ilişkili olmayan kişi veya kurumlar üzerinden; toplumun millî ve dinî değerlerini istismar etmeye yönelik yapılan mağduriyet algısı çalışmaları ise örgütün Twitter üzerinden yürüttüğü bir algı operasyonu türüdür.

Patreon

FETÖ’nün Patreon’u aktif olarak kullanmayı tercih etmesindeki temel amaç; son dönemde örgütün varlığını ekonomik kaynaklara dayandırabilecek dijital bir ortam arayışı içinde olmasıdır. FETÖ’ye ait Patreon içerisinde iki tip kanal olduğu bilinmektedir. Kişisel olarak açılan Patreon kanalları bu kanalların ilkidir. Patreon’da FETÖ’ye ait kişisel kanallar; akademisyen, gazeteci, yazar, sunucu gibi medyanın önünde sıklıkla görülen, örgüt mensubu üyeler tarafından açılan kanallar olmuştur. Bu kanalların yayın olarak insanlara servis ettiği içeriklere bakıldığında; komplo teorilerini bir gerçeklik algısı yaratarak patronlarına sunmaktadırlar. Patreonun ikinci tip kanalı ise kişisellikten farklı olarak örneğin VideonTr gibi anonimleşen ve haber maksatlı yayın yapan; hedef gösteren, mağduriyet algısı yaratan kanallarıdır. Her iki tip kanal da Twitter ve YouTube’u kullanarak, geniş kitlelere ulaşmayı amaç edinmiştir. İçeriklerini hem Patreon hem Youtube hem de Twitter üzerinden paylaşmaktadırlar.

Instagram

FETÖ üyeleri ve sempatizanları her sosyal medya platformunda olduğu gibi aktif ve yoğun bir şekilde Instagram’da da propagandalarına devam etmektedirler. Instagram’ı kullanım amaçları ideolojik propaganda temeli üzerine kuruludur.

FETÖ mensupları tüm sosyal medya ve ağlarda yaptığı gibi Instagram’da da akla gelen her türlü kimliğe bürünmektedir. Farklı siyasal görüşlere sahip izlenimi vererek sanal casusluk yapmakta, ülkede yaşanan siyasi gelişmeleri sahiplenerek, muhalefet adı altında yaptıkları paylaşımlar ile takipçi kitlesini genişletmekte ve paylaştıkları haberlerin içinde FETÖ ile ilgili haberler de vermektedirler. FETÖ mensubu teröristler sadece Türkçe paylaşım değil; İngilizce, Almanca ve Fransızca paylaşımlar da yaparak ve yine bu dillerde hashtagler kullanarak geniş kitlelere yayılmayı amaçlamaktadırlar.

YouTube

Örgütün YouTube’u kullanma amacı, habercilik adı altında örgüt propagandası temeli üzerine kuruludur. Örgüte ait basın ve yayın organlarının ülke içerisinde yasağa uğraması sebebiyle örgüt üyeleri dijital kanallar üzerinden yeni haber kaynakları oluşturmuştur. Kurulan haber sitelerine girilen haberler, sitelerin Twitter hesapları üzerinden dağıtılmakta ve video içerikleri sitelerin YouTube kanallarına yüklenmektedir. Platforma yüklenen videoların içerikleri ve kullanım amaçları ise genel olarak; 15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ’yü masum göstermek; 15 Temmuz sonrası çıkarılan kararlar sebebiyle mağduriyet algısı oluşturmak, gündemi manipüle eden açıklamalarda bulunmak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni suçlu göstermek ve FETÖ elebaşının dinî öğretilerini yaymak olarak sıralanabilir.

Facebook

Facebook üzerinde örgüte ait hesap ve sayfalarda sözde örgüt liderini öven, devleti ve devlet organlarını eleştiren, millî ve dinî değerleri istismar eden ve sahte görsellerle algıları yönlendiren paylaşımlar bulunmaktadır. Bunların yanı sıra Facebook üzerinden yapılan Türkçe paylaşımların, açılan grup ve sayfaların geçmiş tarihli olduğu ve en yakın tarihli paylaşımlarının 2013-2014 yılları arasında olduğu gözlemlenmektedir. 15 Temmuz menfur darbe girişiminin gerçekleştiği 2016 yılından sonra örgüt ile alakalı Türkçe kaynaklı kayda değer bir veriye rastlanmamakta, paylaşımlar geçmiş yıllarla sınırlı kalmaktadır. Bu durumun sebebi ise; Facebook uygulamasının örgüt mensuplarınca güvenlik açısından zayıf görülmesidir.

Flickr

Örgüt, Flickr üzerinden genellikle FETÖ elebaşının görsellerini paylaşmayı tercih etmiştir. Genellikle terör örgütü liderinin çocuklarla olan samimi görüntüsü, entelektüelmiş hissiyatı ve gündelik yaşamın farklı anları üzerinden masumlaştırılmış bir algı yaratmaya yönelik görseller kullanılmıştır. Kendilerini dinî bir yapılanma gibi gösteren örgüte ait; toplumun dinî değerlerini istismar etmeye yönelik paylaşımlara da bu platformda sıkça rastlanmaktadır.

Sonuç

Algı insani fakat algı yönetimi bir kast hâlidir. (Eraslan L., (2018), Sosyal Medya ve Algı Yönetimi, Ankara: Anı Yayıncılık.) Bu bağlamda algı yönetimi insanlık tarihi boyunca var olmakla birlikte; günümüzde dijitalleşmenin getirdiği süreç ile boyut değiştirmiş ve sosyal medya platformlarının denetimsiz yapısı ile kendisine dijital bir zemin bulmuştur. Dolayısıyla, medya üzerindeki savaş, çağdaş terörün ayrılmaz bir unsurudur ve terörist stratejinin merkezî bir bileşenidir. (Ayalon, A., Popovich, E., & Yarchi, M. (2016), From warfare to imagefare: How states should manage asymmetric conflicts with extensive media coverage. Terrorism and Political violence, 28(2), 254-273.) Dijital bir terör örgütü olarak değerlendirilen FETÖ ise özellikle ülkemiz için sosyal medya platformlarının terör aracı hâline getirilmesinin ve halkın dijital dünya üzerinden ülke ve devlet aleyhinde algı yönetimlerine maruz bırakılmasının bir kanıtı olarak nitelendirilmektedir.

Dünya çapında geleneksel ve sosyal medyanın terörün destekçisi olarak bir araç hâline getirilmesi hususunda acil çözüm önerilerine ihtiyaç duyulmaktadır. Medya ve sosyal medyayı düzenleme çalışmaları yürütülürken sosyoloji, psikoloji, bilişim, hukuk gibi diğer önemli alanların bulgularından yararlanılmalı; disiplinlerarası bir çalışma ürünü açığa çıkarılmalıdır. Zira hiçbir sınır ve limitin olmadığı sosyal medya platformlarında doğabilecek birçok problemle karşılaşmamak için çok boyutlu önlemler alınmalıdır.