Makale

İSLAM PENCERESİNDEN KADIN

İSLAM PENCERESİNDEN KADIN

Güllü AKSA

“İslam Penceresinden Kadın” isimli eser, Doç. Dr. Ülfet Görgü- lü’nün editörlüğünde hazırlan­mış; kitaptaki sırasıyla Doç. Dr. Ülfet Görgülü, Sema Yiğit, Dr. Elif Arslan, Sedide Akbulut, Dr. Fat­ma Bayraktar Karahan, Dr. Lamia Levent Abul ve Prof. Dr. Huriye Martı’nın kadını merkeze alan çe­şitli başlıklardaki çalışmalarıyla oluşturulmuştur. Kadın imgesi­nin İslam’da, toplumda ve ailede yeri; geçmişten bugüne değişen konumu ve nedenleri irdelenmiş ve farklı görüngelerden ele alı­narak geniş bir inceleme ortaya koyulmuştur.

Ülfet Görgülü, kadına bakışı ilk yaratılıştan başlayarak tahkiye ediyor. Resulüllahın kadınlar ile iletişimini, onları sosyal hayatta konumlandırdığı yeri, hakları­nın korunmasına verdiği önemi, içerisinde bulunduğu toplumda yerleşmiş kadın algısına karşı duruşunu anlatıyor.

İbadet ve Kadın bölümünde Sema Yiğit, camide, mescitte, Resulüllahın (s.a.s.) çevresinde kadınların bulunuşunu, hoş kar­şılanışlarını ve teşvik edilişlerini örneklerle açıklıyor. Yiğit, fizyo­lojik yapısı farklı olmakla bera­ber kadının kıymeti ile erkeğin kıymetinin ve Yüce Allah katın­daki konumunun denk olduğu­nu, Allah’ın insanı “eşref-i mah- lûkat” olarak sıfatlandırdığını ve bunu yaparken kadın erkek ayırt etmediği söylüyor.

Eğitim ve Kadın başlığında “Ka­mil İnsan olma yolculuğu”nda kadını ele alan Elif Arslan, öğ­renmenin İslam’daki yerini ve önemini açıkladıktan sonra Al­lah’ın Kur’an’daki ilim vurgusu­na, Resulüllahın (s.a.s.) bilene ve bilmek için yola düşene övgü­süne yer veriyor. Arslan, ilmi ile meşhur olan kadın sahabilere, ünlü kadın âlimlere ve onların ilim yolculuğuna da değiniyor.

Sedide Akbulut, toplumu mey­dana getiren temeli, aileyi ve aile yaşamı içerisinde kadını, bir birey olarak kadının varoluşunu ele alıyor. İslam’ın aile yaşantı­sına verdiği önemi vurgulayan Akbulut, bu konuda Kur’an’daki ayetler ve Efendimizin (s.a.s.) hadislerinden örnekler veriyor.

Toplumsal Hayat ve Kadın başlığı altında “yeryüzünün imarına işti­rak” eden kadını ele alan Fatma Bayraktar Karahan, ticaretle uğ­raşan, ilim öğreten, Resulüllaha (s.a.s.) sorular soran, çarşı pazarı denetleyerek muhtesiplik yapan, savaşlarda yaralılarla ilgilenen, yaşadığı toplumun bir parçası olan kadınları örnek vererek İs­lam’ın kadını uzaklaştırmadığını, sosyal hayattan koparmadığını, getirdiği nizamla ancak bir ölçü verdiğini belirtiyor.

Medyanın görevi ve işlevinden, günümüzdeki etkisinden bah­settikten sonra “Medyada Ka­dın” unsurunu konu edinen La­mia Levent Abul, kadının medya tarafından görsel bir figüre indir­gendiğini, kendisine şahsiyetini zedeleyen şekilde yer verildiği­ni, kuşak programları ile mahre­miyetin hiçe sayıldığını söylüyor.

Huriye Martı, “Tüketim ve Kadın”ı çalışmasının merkezine alıyor. Toplumun evrildiği “tü­ketici” konumunu, bu hususta devamlı teşvik edilişini, “harca­manın” yaşamı sürdürmeyi sağ­layacak araç olmaktan çıkarak esas amaç hâlini alışını, tüket­tiklerine dönüşen insanı ve tüm bunların nedenlerini irdeliyor.

Kadına yaratılışını, varoluşsal kıy­metini, sorumluluk ve haklarını hatırlatmak üzere kaleme alınan kitap, kadın erkek bütün okurların istifade edebileceği önemli görüş ve düşünceler barındırıyor.