Makale

Evlilikte İLETİŞİM ADABI

Evlilikte İLETİŞİM ADABI

F. Betül Yılmaz Eminsoy
Aile Danışmanı

Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever (Âl-i İmrân, 3/134).

Dünyanın en uyumlu çifti olsanız dahi evliliğiniz boyunca tartışmanızı gerektirecek pek çok durum yaşanabilir. Her tartışma sonucunda uzlaşmaya varılması, çözüm bulunması mümkün değildir ancak tartışmaları kavgaya dönüştürmemek konusunda mümkün olduğunca özen gösterilmelidir. Yıkıcı kavgalardan kaçınmak, anlaşma sağlanamayan konularda eşlerin birbirini ve kendini yıpratma payını azaltacaktır.
Tartışmaları kavgaya dönüştürmemek için yapılması gerekenlerin içinde niyet ve üslubun öncelikli öneminden bahsetmek isterim. “Geçinmeye gönlü olmak” evlilikteki tüm meselelerin dış kapı anahtarıdır. Elinizde tüm odaların, hatta kasanın anahtarı dahi olsa içeri girmek için iyi niyet denen anahtara sahip olmalısınız.
Üslup ise bu anahtarı kullanma becerisidir. Küçük bir hareketle kilidi açmak mümkün iken kapıyı, camı kıracak olursak hem zarar vermiş hem zarar görmüş oluruz.
Eşimizle olan tüm tartışmalarda hatırlamamız gereken şey, tartıştığımız kişinin rakibimiz ya da düşmanımız olmadığıdır. Eşimizin şahsını sorun olarak görmek yerine onunla yan yana durup sorunumuzu karşımıza almalıyız. Onu sevdik, ona bağlandık, onu eş olarak seçtik, kabul ettik, bile isteye bir ortaklığa giriştik, evliliğin getirdiği tüm sorumlulukları kabul ettiğimizi şahitlerin huzurunda imza ile resmen kayıtlara geçirdik.
Her ortaklıkta olduğu gibi evlilikte de kazançlar ve kayıplar tüm tarafları etkiler, eşlerden birinin kaybetmesi demek diğerinin de kaybetmesi demektir. Tabiri caizse büyüyeceksek birlikte büyür, batacaksak birlikte batarız. Öyleyse evlilik çerçevesinde eylemlerimizin tamamı yapıcı olmalıdır.
Niyet ve üslup tamam olduktan sonra dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de tartışmanın yeri ve zamanıdır. Açken, uykusuzken, yorgunken, işten gelir gelmez, yemeğe henüz oturmuşken, uykudan hemen önce, bir yere yetişmeye çalışıyorken, çocukların ya da aile büyüklerinin yanında başlatılan bir tartışmanın olumlu sonuçlanma ihtimali elbette düşük olacaktır.
Tüm sorunları anında halletmek zorunda değiliz, biraz bekleyebilecek olanları özellikle de büyük meseleleri sakin bir zamana, baş başa bir kahve sohbetine öteleyebiliriz. Böylece anlaşılamayan konularda birbirimizi ve kendimizi yıpratma payımız azalacaktır.
Evliliğindeki problemleri nasıl çözeceklerini bilmeyen çiftlerin bariz özellikleri vardır, yapacağımız birkaç dakikalık konuşma bile onların çözüme ne denli uzak olduğunu ele verir. Bu çiftlerde eşlerden biri çoğu zaman kendini savunan bir tavır sergiler, kendi ufak tefek hatalarının da farkında olduğunu ama problemin neredeyse tamamen karşı taraftan kaynaklandığını söyler; eşinin kişiliğinin değiştirilmesi gerektiğini savunur. Bu tezini güçlendirmek için eşinin çocukluğunda yaşadığı olumsuzlukları, ailesinin eksikliklerini delil olarak ortaya döker.
Kendisinin ilişkiler konusunda çok donanımlı olduğunu; eşinin ise bu konuda kitap okuması, eğitim alması, terapi alması gerektiğini belirtir.
Bahsedilen bu özelliklerdeki eş siz iseniz lütfen hemen şimdi şapkanızı önünüze koyun ve mağdur olduğunuzu düşündüğünüz meselelerdeki rolünüzün farkına varın.
Tartışmayı Kavgaya Götüren Başlıca Nedenler
Çözüm aramak yerine haklıyı haksızı ortaya çıkarmaya çalışmak
İşi inatlaşmaya, güç savaşına çevirmek
Tartışma için doğru zaman ve mekân seçmemek
Suçlayıcı, yargılayıcı, “Sen zaten hep sorumsuzsun.”, “Sen beni ne zaman anladın ki.” gibi genelleyici ifadeler kullanmak
Alaycı, kindar, üstten bakan, kibirli tutum sergilemek
Aşağılayıcı, küçük düşürücü, hakaret ve küfür içerikli sözler kullanmak
Tartışılması gereken şeyin fikirler ve davranışlar olduğunu unutup şahsiyeti hedef alan eleştiriler yapmak
Gündemden sapıp başka konuları özellikle de eski meseleleri ya da köken aileleri tartışmaya dâhil etmek
Dinlemekten çok konuşmak, eşini anlamaya çalışmaktan çok kendini anlatmaya çalışmak
Bağırmak, taşkınlık yapmak, öfke nöbeti geçirmek, şiddete başvurmak
Tartışma kontrolden çıkmaya başladığında geri çekilmeyi bilmemek, daha sonra devam etmek üzere tartışmaya ara verememek
Tartışmada Neden Sonuç
Siz ısrar ettikçe o direnecektir; tesir etmeyen bir söz tekrar ede ede tesirli hâle gelmez, bunaltır ve muhatabı inada sevk eder.
Siz suçladıkça o vurdumduymazlaşacaktır; kendisini suçlu ve eksik hissettirerek eşinizden olumlu tepkiler alamazsınız.
Siz sözü uzattıkça o daha fazla susacaktır, kendinizi daha az ve daha öz cümlelerle ifade edin.
Siz bağırdıkça o sağırlaşacaktır. Sesinizi kontrol altında tutun.
Siz cevap vermedikçe o üzerinize gelecektir; tartışmalarda sürekli sessiz kalmanın kışkırtıcı etkisini göz ardı etmeyin.
Eşinizi ya da evliliğinizi başkalarıyla kıyasladıkça eşiniz kendini değersiz hissedecek ve kendini savunma ihtiyacı hissedecektir; kendisini değersiz ve yetersiz hissettirerek onu daha güzel davranışlara yönlendiremezsiniz.

Kavgaya Çeken Kişi Eşiniz ise Ne Yapmalı?
Siz gereken özeni göstermeye çalıştığınız hâlde eşiniz en ufak tartışmada bile gerilimi artırıyor, sakince konuşmayı imkânsız hâle getiren davranışlar sergiliyorsa ne yapabilirsiniz?
Kavga çığırından çıkmadan önce ortamı terk edebilirsiniz. Bunu bir yenilgi olarak görmek yerine kendinizi ve ilişkinizi koruduğunuzu düşünün. Muhatabımız makul çizgiden uzaklaşmışsa ilk kural, soğukkanlılığınızı devam ettirmek ve kontrolü elden bırakmamaktır.
Saygısız ve kaba davranan birinin karşısında nazik olmak kolay değildir ama ona saygısızlık ve kabalık ile karşılık vermek hiçbir şeyi değiştirmez hatta çoğu zaman muhatap olduğunuz kabalığın dozunu artırır. Kendi kişiliğinize ve değerlerinize odaklanarak kavga ortamından uzaklaşmaya gayret etmek gerek, aksi takdirde fırtına dindiğinde eşinizle birlikte kendinize de çok kızmanız muhtemeldir.
Kavga ortamını terk etmek “Sana yenildim, seninle baş edemedim.” demek değildir; “Bu şartlar altında seni dinlemeyi ve kendimi anlatmaya çalışmayı reddediyorum.” diyerek konuyu daha sonra ve daha makul şartlarda konuşmak üzere rafa kaldırmaktır.
Evlilik; tüm zorluklarına, inişli çıkışlı gidişatına, yüklediği büyük sorumluluklara rağmen çok sağlam bir yapıdır, güçlü ve derin bir ilişkidir. Bu derin ve karmaşık ilişki içinde sürekli mutlu hissedelim, hiç çatışmayalım, kızmayalım, darılmayalım, tartışmayalım, demiyoruz elbette. Aksine, adabınca yapılan tartışmaların evlilik ilişkisini canlandırdığını, beslediğini biliyoruz. Dozu kaçırılmamış tartışmalar bizi birbirimizden haberdar eder, bize birbirimizin ihtiyaçlarını gösterir, anlatır ya da hatırlatır. Tartışarak kendimizi ifade etme olanağı buluruz, sorunları görmezden gelmek, halı altına süpürüp biriktirmek yerine çözümler üretmiş oluruz.