Makale

GÜNAHLARI İZLERİYLE BİRLİKTE YOK EDEN: AFÜVV

GÜNAHLARI İZLERİYLE BİRLİKTE YOK EDEN: AFÜVV

Fatma BAYRAM
İstanbul Üsküdar Başvaizi

Rabbimizin affetmekle ilgili diğer esmasından farklı olarak Afüvv ismi, “işlenen günahı bütün izleriyle birlikte yok eden” demek. O kadar ki bu isim tecelli ettiğinde, kişinin kendisi bile işlediği günahı unutur. Böylece o günahtan geriye kalabilecek kötü duygular, alışkanlıklar, o günahla hatırlanma ve kendini eleştirmede aşırıya gitme gibi kötü sonuçlar da ortadan kalkar. Bu isim, Seyyidülistiğfar duasında “yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım” ifadesinin meramıdır. Sonuçları silmeden affetmek, kişinin yaptıklarının neticesinde yaşanacak kötü sonuçları kaçınılmaz olarak yaşaması ama muaheze ve cezadan kurtulması iken burada hatanın, tüm sonuçları ile birlikte imhası vardır. İşlenen suçun insanda meydana getirdiği bütün olumsuz izler silinir, günahlar sevaplara dönüşür.

Afüvv sözlükte; gizlenmek, silinmek, silinip gitmek, yok olmak, eser iz kalmamak, silmek, affetmek, cezalandırmaktan vazgeçmek, rüzgârın üzerlerini örterek izleri tamamen kaybetmesi, malın fazlasını dağıtmak gibi anlamlara gelmektedir. Allah’ın isimlerinden biri olarak ise “kolaylıkla affeden, kullarının günahlarını silen, cezaları kaldıran, çok affedici” demektir. Allah’ın kullarını bağışlaması suçlarını affetmek şeklinde olduğu gibi mükellefiyetlerini hafifletmek ve kolaylaştırmakla da ortaya çıkar.

Kur’an’da Afüvv

Kur’an-ı Kerim’de toplam beş ayette geçen “Afüvv” ismi, bunların dördünde ilahi affı pekiştiren bir muhteva içinde “Gafûr” ismiyle birlikte kullanılmıştır (Nisa, 4/43; Hac, 22/60; Mücadele, 58/2.) Bir ayette ise Kadîr ismi ile gelerek affın kemalinin, cezalandırmaya da gücü yeten ulu bir kudretten sadır olması ile mümkün olduğunu vurgular. (Nisa, 4/149.)

Yüce Kitabımız kötülüğe misli ile mukabele etmeye izin vermesine rağmen affedip bağışlamayı takvaya daha uygun bulmuş (Âl-i İmran, 3/134.) ve böyle davrananların Allah katında özel olarak ödüllendirileceğini bildirmiş (Şura, 42/40.); hatta Rabbimizin bizi affetmesi, bizim insanları affetmemize bağlanmıştır. (Nur, 24/22.) Bu son ayetin İfk Hadisesi sonrasında kendi kızına zina isnat eden kuzenini affetmesi için Hz. Ebu Bekir’e yapılan bir uyarı olması ve ona “Allah’ın sizi affetmesini istemez misiniz?” diye sorulması, Rabbimizden nasıl bir muamele görmek istiyorsak bizim de O’nun kullarına aynı şekilde davranmamız gerektiğini göstermesi açısından son derece etkileyicidir.

Afüvv tecelli ederse

Bu ismin insanda tecelli etmesinin ilk şartı psikolojide farkındalık denen hatalarını görebilme bilincine sahip olmaktır. Hatalarının farkında olanlar Allah’tan hayâ eder, bu hayâ onları tövbeye, tövbe de affa götürür. Kur’an-ı Kerim, bize bu meziyetin takva sahiplerinin bir özelliği olduğunu söyler: “Yine onlar, çirkin bir iş yaptıkları yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarının bağışlanmasını isteyenler -ki Allah’tan başka günahları kim bağışlar- ve bile bile, işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmeyenlerdir. İşte onların mükafatı Rableri tarafından bağışlanma ve içinden ırmaklar akan cennetlerdir ki orada ebedî kalacaklardır.…” (Âl-i İmran, 3/135-136.) Bu ayetler bize takva sahiplerinin de günah ve hatalar işlediklerini fakat bu hatalarda ısrar etmeyerek hemen yanlışlarını görüp düzelttiklerini söylüyor. İşe yarar farkındalık işte budur.

Yukarıda da gördüğümüz gibi Afüvv isminin tecelli ettiği kullar kendisine kötülük edeni affeder, iyilikle mukabelede bulunur, mahrum edene verir. (Müminun, 23/96.) İnsanlar içinden bu özelliğe en çok insanları idare etme mevkiinde bulunanların ihtiyacı vardır. Zira affetmek büyüklüğün şanındandır. Âl-i İmran suresi 159. ayeti, liderlerin insanları etraflarında tutma gücünün affedici olmak ve yumuşak davranmaktan geçtiğini söyler. Efendimiz de affetmenin, kişinin şerefini artıracağını ve Allah için alçakgönüllü davrananı Allah’ın yücelteceğini haber vermiştir. (Tirmizi, Birr, 81.)

Bu ismin tecellisi sayesinde kimsenin kusuruna takılmayan, hoşgörülü ve affedici olmayı başaran insanlar, kalplerini karamsar düşünce ve üzüntü duygularından kurtarmış, insanlardan bağımsızlaşmış, olan bitene yukarıdan bakmayı başarmış insanlardır. Affetmek için sarf edilecek çaba her zaman dargınlık için gereken çabadan çok daha azdır. Affetmek kalpteki küskünlük, kin, nefret gibi ağırlıklardan kurtulmak, özgürleşmek, hafiflemek demektir. İyi hissetmenin olmazsa olmaz şartıdır. Toplumsal barış ve uyum ancak bu ismin tecelli ettiği insanların yaşadığı ortamlarda görülür. Sufiler, Afüvv isminin nuruna mazhar olan kişinin, kendisine zarar verene yarar sağlamayı; kendisinden uzaklaşana yaklaşmayı; zulmedeni bağışlamayı ve kötülüğe iyilikle mukabele etmeyi hiç zorlanmadan başaracağını söylerler. Onlara göre bu hususlarda zorlananlar bu nurdan mahrum kalmış olanlardır. Zira Allah’ın isimlerinin nuru ile cahilce davranışlar aynı kişide bir araya gelmez.

Aynı zamanda Afüvv ismi Allah’ın rahmetinden ve affından asla ümit kesilemeyeceğini müjdeleyerek kalplerimize inşirah bahşeder. İnsanın akıl ve ruh sağlığını tehdit eden yeis karanlığına düşmesini önler. Allah’ın affından ümit kesenler bu ismi hakkıyla bilmeyenlerdir.