Makale

TAKDİM

TAKDİM

Mabetler yeryüzünde Allah Teâlâ’nın evleridir. Müslümanların hayatında cami merkezî bir konuma sahiptir. Camiler ilim, irfan yuvalarıdır. Mescid-i Nebevi’de Ashabı Suffe örneğinden beri camiler yaygın eğitimin bir parçası olarak telakki edilirler. Asrısaadette mabedin dinî, sosyal ve kültürel anlamda bir eğitim, öğretim merkezi olarak faaliyet gösterdiği bilinmektedir.

İslam toplumunda sosyal hayat camilerin çevresinde şekillenir. Taşrada olsun, merkezde olsun tarih boyu yerleşim yerlerinin en saltanatlı yerinde camiler inşa edilmiş; evler, medreseler, bedestenler, imarethaneler, çarşılar onun çevresinde halkalanmıştır. Geçmişte İslam şehirlerinde bütün sokakların camiye çıkmasına verilen ehemmiyet, fiziki olduğu kadar manevi anlamda bir koordinat inşa etme gayretinin ürünüydü. İnsan mekânı inşa ederken bir yandan da mekân insanı inşa eder. Caminin simgesel himayesinde yetişen nesiller, aslında sonlu dünyayla sonsuz hayat arasında bir irtibat noktası olan bu mekânlar tarafından terbiye edilmiş olurlar.

Camiler bulundukları şehri aydınlatan, günde beş vakit tevhide, kulluğa, namaza davet eden medeniyet merkezleridir. Bir Müslümanın hayatında çocukluğundan itibaren camiye dair hatıralar, duygu ve düşünceler önemli yer tutar. Cami yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Sadece vakit, cuma ve bayram namazlarının kılındığı mekânlar değil, ibadet, huzur ve sükûn bulmak üzere Müslümanların sığınabilecekleri gölgeliklerdir.

Mabetler buluşma, birleşme, birlik olma mekânlarıdır. Müslümanlar sürekli irtibat hâlinde, yan yana, omuz omuza olursa sosyal hayatlarında da birlik ve beraberliği koruyup ümmet olmanın gereğini ortaya koyabilir, aralarına girmesi muhtemel fitnelerden korunabilirler. Modern hayatta camilere daha çok ihtiyacımız var. Onların taşıdığı yüksek anlam ikliminde arınmaya, yorucu ve gündelik meşguliyetlerimize ara vermeye, yaralarımızı sarmaya, ihlasımızı çoğaltmaya ihtiyacımız var. Diyanet İşleri Başkanlığımız bu yıl Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın temasını “Cami ve Hayat” olarak belirledi. Biz de Diyanet Aylık Dergi olarak bunu bir fırsata dönüştürerek, dünü ve bugünüyle cami ve insan arasındaki ilişkiyi sayfalarımıza taşıdık.

Bu sayımızda Doç. Dr. Fatımatüz Zehra Kamacı, “Asrısaadette Cami ve Hayat”; Dr. Neşet Bodur, “Mabedin Gölgesinde Yaşamak”; Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, “Cami ve Birlikte Yaşama Ahlakı”; Meral Günel, “Hayatın Kalbi Camiler”; Doç. Dr. İbrahim Halil Üçer, “Yön, Mana ve Kevn Alanı Olarak Cami” başlıklı yazılarıyla dosyamıza katkıda bulundu. Söyleşi konuğumuz Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş.

Mabedin gölgesinde bir yaşam dileğiyle bütün din gönüllülerimizin Camiler ve Din Görevlileri Haftasını kutluyorum.

İyi okumalar…

Dr. Fatih Kurt