Makale

DİYANETE SORALIM

DİYANETE SORALIM

“ESMÂ-İ HÜSN” NE DEMEKTİR?

İsmin çoğulu olan “esmâ” kelimesi ile “en güzel” anlamındaki “hüsnâ” kelimesinin oluşturduğu bir sıfat tamlaması olan “esmâ-i hüsnâ”, “en güzel isimler” anlamında Yüce Allah’ın bütün isimleri için kullanılan bir terimdir. Kur’an-ı Kerim’de, “Allah, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayandır. En güzel isimler O’nundur.” (Taha, 20/8.); “...Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder. O mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Haşr, 59/24.) mealindeki ayetlerde ifade edildiği gibi en güzel isimler Allah’a mahsustur. Çünkü bütün kemal ve yetkinliklerin sahibi O’dur. O’nun isimleri en yüce ve mutlak üstünlük ifade eden kutsal nitelemelerdir. Allah Teâlâ’nın Kur’an’da ve sahih hadislerde geçen pek çok ismi vardır. Kul bu isimleri öğrenerek Allah’ı tanır, O’nu sever ve gerçek kul olur. Kur’an’da, “En güzel isimler Allah’ındır. O’na güzel isimleriyle dua edin...” (Araf, 7/180.) buyrularak, esmâ-i hüsnâ ile dua ve niyazda bulunulması istenmiştir. Esmâ-i hüsnânın birden fazla olması, işaret ettiği zatın birden çok olmasını gerektirmez, bütün isimler o tek zata delalet ederler: “De ki: (Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur.” (İsra, 17/110.)

SALAT U SELAM NEDİR? HZ. PEYGAMBER’E (S.A.S.) NASIL VE HANGİ LAFIZLARLA
SALAT U SELAM GETİRİLİR?

Salat ve selam kelimelerinden oluşan “salat u selam” terkibi, Hz. Peygamber için okunan ve Allah’ın rahmet ve selamının onun üzerine olması dileğini ifade eden dualara denir. Salavat, salat kelimesinin çoğuludur. Kur’an’da, “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salat ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salat edin, selam edin.” (Ahzab, 33/56.) buyurulmaktadır. Hz. Peygamber’e (s.a.s.) Allah Teâla’nın salat etmesi, rahmet etmesi; meleklerin salat etmesi, şanının yüceltilmesini dilemeleri; müminlerin salat etmesi ise dua etmeleri anlamını ifade eder. Kur’an-ı Kerim’in, Hz. Peygamber’e (s.a.s.) salat u selam getirmeyi emreden bu ayetine binaen, geçmiş dönemlerde tanzim edilmiş pek çok salat u selam örnekleri vardır. Hz. Peygamber’e (s.a.s.) en kısa şekilde, “Allahümme salli alâ Muhammed” veya “Sallallahü aleyhi ve sellem” ya da “Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve bârik ve sellim” diye salat u selam getirilir. Bu hususta birçok hadis de rivayet olunmuştur. Nitekim İbn Ebî Leyla şöyle demiştir: “Ka’b b. Ucra ile bir defasında karşılaştım, bana şöyle dedi: Sana Hz. Peygamber’den işittiğim bir hediye vereyim mi? Hz. Peygamber bizim yanımıza geldi. Biz ona ‘Ya Resulüllah! Bizler sana nasıl selam okuyacağımızı öğrendik. Fakat sana nasıl salat okuyacağız?’ diye sorduk. Resulüllah (s.a.s.) bize şöyle buyurdu: “Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ailesine, İbrahim ve onun ailesi üzerine salat ettiğin gibi salat et! Şüphe yok ki sen çokça hamdedilen ve şanı yüce olansın. Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ailesine, İbrahim ve ailesine bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz ki sen çokça hamdedilen ve şanı yüce olansın.” (Buhari, Enbiya,10.) Salat u selam getirmek için belirli bir vakit ve sayı yoktur. Kişi dilediği zaman ve istediği miktarda salat u selam getirebilir. Salat u selam için besmele çekme zorunluluğu da yoktur.

SAFER AYININ UĞURSUZ VE MUSİBET AYI OLDUĞU SÖYLENTİSİ DOĞRU MUDUR? BU AYA ÖZEL İBADET YA DA DUA VAR MIDIR?

Safer, kamerî/hicri takvimin Muharrem ayından sonra gelen ikinci ayıdır. Safer ayının uğursuz olduğu ve bu ayda bela ve musibetlerin çokça meydana geldiği şeklinde bir anlayış Cahiliye dönemine ait olup (Ebu Davud, Tıb, 24.), dinimizde yeri yoktur. Dolayısıyla böyle bir anlayış hurafedir. Bu ayın diğer aylardan hiçbir farkı yoktur. Hz. Peygamber (s.a.s.), böyle bir anlayışı reddetmiş ve “Safer ayında uğursuzluk yoktur.” Buyurmuştur. (Buhari, Tıb, 19.) Safer ayına has özel bir dua veya ibadet şekli de yoktur. Hz. Peygamber’in(s.a.s.) yaptığı günlük ibadet ve dualar, bu ayda da yapılır.

MUHARREM AYINA ÖZGÜ BİR NAMAZ VE ORUÇ VAR MIDIR?

Mübarek gün ve gecelerde farz, vacip hükmünde bağlayıcı özel bir ibadet şekli yoktur. Sahih kaynaklarda muharrem ayına özel bir nafile namazın olduğuna dair herhangi bir rivayet mevcut değildir. Mübarek gün ve gecelerde kaza namazları olanların öncelikle kaza namazlarını kılmaları uygun olur. Ayrıca Kur’an okumak ve anlamak, dinî eserlerden istifade etmek, zikir ve salavatla meşgul olmak da unutulmamalıdır. Muharrem ayı içerisinde oruç tutmak ise müstehaptır. Bu ayın başında, sonunda veya ortasında yani 13, 14, 15. günlerinde ya da 9, 10. veya 10 ve 11. günlerinde oruç tutulabilir. Resul-i Ekrem(s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır: “Ramazan orucu dışında en faziletli oruç, Allah’ın ayı muharremde tutulan oruçtur. Farzlar dışında en faziletli namaz da gece namazıdır.” (Müslim, Sıyâm, 202-203.) Muharrem ayının onuncu gününe de “aşure günü” denmektedir. Resulüllah(s.a.s.), “Aşure günü orucunun önceki yılın (küçük) günahlarına kefaret olacağını umarım.” (Tirmizi, Savm, 48.) buyurarak, ümmetine bu günde oruç tutmayı tavsiye etmişlerdir. Aşure günü oruç tutmakla ilgili olarak İbn Abbâs (r.a.) şöyle anlatıyor: “Resulüllah (s.a.s.) Medine’ye gelince, Yahudilerin aşure günü oruç tuttuklarını gördü. Onlara, ‘Bu da ne (niçin oruç tutuyorsunuz)?’ diye sordu. ‘Bu, salih (hayırlı) bir gündür. Allah, o günde İsrailoğullarını düşmanlarından kurtardı. (Şükür olarak) Musa o gün oruç tuttu.’ dediler. Resulüllah (s.a.s.) da, ‘Ben Musa’ya sizden daha yakınım.’ buyurup o gün oruç tuttu ve Müslümanlara da tutmalarını tavsiye etti.” (Buhari, Savm, 69.) Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde Yahudiler sadece muharrem ayının 10. (aşure) gününde oruç tuttuklarından, onlarınkine benzememesi için öncesine veya sonuna bir gün ilave edilerek oruç tutulmasını tavsiye etmiştir. Bazı rivayetlerde ise bir öncesine ve bir sonrasına ilave ederek üç gün oruç tutulmasını tavsiye etmiştir (Müttekî, Kenzü’l-ummâl, VIII, 570.) Bu nedenle aşure günü oruç tutulurken önemli olan aşure gününü yalnız tutmamaktır. Bir önceki veya sonraki günü ilaveyle iki gün oruç tutulabileceği gibi her ikisini de ilave ederek üç gün de tutulabilir.