Makale

PİRİ REİS VE HARİTASI

İZ BIRAKANLAR

PİRİ REİS VE HARİTASI

Eyüp DEMİR
DİB Arşiv Uzmanı

Piri Reis tarafından 1513 yılında çizilen ve 1517’de Yavuz Sultan Selim’e sunulan dünya haritasının Osmanlı Devletinin yıkılışından 11 yıl sonra 1929’da Topkapı Sarayı’nın kütüphanesinde tevafuken bulunduğunu biliyor musunuz? Bu haritanın bulunması sonucu çeşitli tartışmalar ortaya çıkmıştır. Özenli saklanmadığı, çok iyi saklandığı için geç bulunduğu, bu haritanın bulunmasında müze müdürü ve memurlarının etkili olduğu gibi tartışmalar dönemin resmi yazışmalarına da yansımıştır. (Fikret Sarıcaoğlu, Piri Reis’in Dünya Haritası 1513. s. 30.) Bu tartışmalarla beraber bu haritanın zamanın Milli Müzeler Müdürü Halil Erdem tarafından bulunduğu ve Alman Doğu Bilim uzmanı Prof. Paul Kahle tarafından incelendiği kabul edilmektedir. Fakat bu şaheserin yalnız üçte biri günümüze ulaşmıştır ve haritanın kimler tarafından parçalara ayrıldığı sorusu hala cevapsızdır. (Nesrin Kale, 500 Yılın Ardından Piri Reis ve Eserleri Bildiriler. “Piri Reis’in Bilim Adamı, Filozof, Eğitimci ve Sanatçı kişiliği”, s. 44.)
Peki, bu harita nasıl çizildi ve Piri Reis, haritada çizdiği yerlerin hepsini gördü mü? Yoksa daha önce çizilen haritalardan mı yararlandı ya da Piri Reis bir uzaylı mıydı? Bir uzay gemisinden çekilen fotoğraflar sonucunda mı çizildi? Piri Reis göğe yükselttirilerek mi bu haritayı çizdi? Bu ve bunun gibi sorulara çeşitli cevaplar aranmıştır. Araştırmacı yazar Kamil Yeşil, bu haritayı Piri Reis’in kerametine bağlamış, Erich Von Daniken, “Tanrıların Arabaları” kitabında uzaylıların çizdiğini söylemiş, Piri Reis hakkında çalışmaları olan Metin Soylu da haritanın Hz. Süleyman tarafından kuşlara ve cinlere çizdirildiğini iddia etmiştir. Bu ve bunun gibi iddialarla hâlâ makul bir cevap verilememiştir. Piri Reis’in haritası gizemini hâlâ korumaktadır. Piri Reis’in dünya haritası ile günümüzde uzaydan çekilen görüntüler karşılaştırıldığında sonuç neredeyse aynıdır. Örneğin, ABD Hava Kuvvetleri tarafından Kahire merkez alınarak çekilen bir hava görüntüsü ile Piri Reis’in haritası birebir benzemektedir. (Kamil Yeşil, 500 Yılın Ardından Piri Reis ve Eserleri Bildiriler. “Bir Ermiş, Piri Reis, Bir Keramet: Dünya Haritası”, s. 55.)
XVI. yüzyılda gemiler sahile paralel ve sahilden uzaklaşmadan yol alırlardı. O nedenle deniz portolanlarında (deniz haritaları ve seyir kılavuzlarına portolan denir) kıyılar ayrıntılı olarak çizilir, en küçük koy veya kaya da ayrıntılı olarak haritalarda yer alırdı. Bu nedenle bu harita daha önceki Müslüman denizcilerinin haritalarına benzememektedir. İlk defa bir Müslüman denizci haritasında insan, hayvan, gemi vb. nesneler yer almaktadır. Bu yönüyle Piri Reis diğer Müslüman denizcilerden ayrılmaktadır. Bu harita üzerinde kullanılan dil Türkçe’dir. Haritada üç farklı hat ve kalem görülmektedir. Haritadaki gizem hâlâ nasıl çözülemediyse, bu hat ve kalemlerin kime ait olduğu da başka bir muammadır. Hatlardan birisi Piri Reis’e aittir. Ama diğer hat ve kalemin sahibi belli değildir. Harita ceylan derisi üzerine yapılmıştır. Boyu 87 cm, eni üst tarafta 63 cm, alt tarafta ise 41 cm’dir. Haritanın üçte biri günümüze ulaşmıştır, diğer parçalarının akıbeti belli değildir. Harita Atlas Okyanusu’nda Eski Dünya’nın batı ve Yeni Dünya’nın doğu kıyılarını göstermektedir. Fransa’nın kuzey batısındaki Brest’ten güneye doğu İberya yarımadası, Sebte Boğazı, Kuzey ve Batı Afrika, Liberya kıyıları ve Gine’ye kadar tasvir edilmiştir. Atlas Okyanusu’nda ise Azor, Kanarya ve Yeşil Burun adaları isimleri yazılarak gösterilmiştir. Özellikle modern haritalardaki Azor, Kanarya ve Yeşil Burun Adaları’na detaylı bakıldığında çizim ve konumlandırma noktasında Piri Reis oldukça başarılıdır. Haritada ayrıca Avrupalıların yeni keşfettiği Amazon nehri, bunun yanı sıra İber yarımadasındaki dört nehir ve daha pek çok detay yer almaktadır.
Peki, bu muhteşem ve eşsiz dünya haritasının sahibi Piri Reis kimdir? Türk denizcilik ekolünün öncüsü sayılan Karamanlı Kemal Reis’in yeğenidir. Kemal Reis’in yeğeni olduğunu bizzat kendisi meşhur dünya haritasında yazmıştır. Asıl ismi Ahmed Muhiddin olan Piri Reis, 1475’te Gelibolu’da doğmuştur. Gelibolu daha önce Bizans şehri iken Osmanlılar tarafından fethedilmiş ve iskân politikası ile ‘Müslüman Türk Yurdu’ haline getirilmiştir. Buraya göç eden ailelerden birisi de Piri Reis’in ailesidir. Bu aileden Türk denizciliğine yön veren ve önemli katkılar sunan Kemal Reis gibi bir denizci çıkmıştır. Kemal Reis’in ve daha pek çok denizcinin Gelibolu’da yetişmesi burayı âdeta bir denizci yuvası haline getirmiştir. İşte, Piri Reis böyle bir ortamda, Gelibolu’da dünyaya gelmiştir. (Nazan Karakaş Özür, 500 Yılın Ardından Piri Reis ve Eserleri Bildiriler. “Piri Reis’in Hayatı”, s. 11.) Aslen Gelibolulu olan Piri Reis’in ailesi Larende (Karaman)’den Gelibolu’ya Fatih Sultan Mehmet zamanında göç etmiştir. Piri Reis denizciliğe amcası Kemal Reis’in yanında başlamış ve amcasıyla beraber Sicilya, Sardunya ve Fransa kıyılarına yapılan akınlara katılmıştır. II. Bayezid’in emriyle Venedik seferine katılmak üzere Osmanlı Devleti emrine girmiştir. Piri Reis bu savaşta amcasıyla omuz omuza çarpışmış; savaş sonucunda düşman mağlup edilmiş ve Navarin geri alınmıştır. Amcası 1511’de şehit olduğu zaman tekrar Gelibolu’ya dönmüş ve haritasını burada tamamlamıştır. Amcasının şehadetinden sonra bir müddet inzivaya çekilse de tekrar Akdeniz’e yelken açmış ve Barbaros Hayreddin Paşa ile tanışmıştır. Barbaros Hayreddin ile beraber Akdeniz’in bir Türk gölü olması için mücadele etmiştir.
Piri Reis Preveze Deniz Savaşı, Venedik, Korfu ve Pulya seferlerine de katılmıştır. 1547’de de Hint Kaptanlığı görevine atanmış ve bu hizmette iken büyük yararlılıklar ortaya koymuştur. Aden’i, Maskat’ı almış ve Hürmüz’ü kuşatmıştır. Hürmüz’ü tam ele geçirmek üzereyken kuşatmayı kaldırmış ve Basra’ya geri dönmüştür. Fakat onun bu hareketi yanlış anlamalara neden olmuştur. Padişaha onun aleyhinde mektuplar yollanmış ve kurulan mahkeme sonucunda da idam edilmiştir. O, 80 yıllık hayatı boyunca hep mücadele içinde olmuş, o güne kadar bilinmeyen deniz bilgileriyle dolu pek çok eseri bize kazandırmıştır. İlk Osmanlı haritacısı kabul edilen Piri Reis, dünya haritası dışında “Kitab-ı Bahriye” adlı eseri de kaleme almıştır. Denizciler için bir yol gösterici olan bu kitapta Akdeniz bölgesine ait çok sayıda harita vardır. Kâtip Çelebi de bu eseri ihtisar etmiştir. (Şeşen, Ramazan Şeşen, İslam Medeniyeti Tarihi.. s. 665.) Piri Reis bu haritayı 1526’da Kanuni Sultan Süleyman’a hediye etmiştir. Piri Reis’in orijinal haritası Topkapı Sarayı’nda yer alırken “Kitab-ı Bahriye” adlı eserinin kopyaları çeşitli kütüphanelerde bulunmaktadır.