Makale

Batı’Daki Adamların Ülkesi: Moritanya

AHVAL-İ DÜNYA
BATI’DAKİ ADAMLARIN ÜLKESİ: MORİTANYA
Taha KILIÇ
Emeviler döneminin ünlü komutanı Ukbe bin Nâfi (622-683), emrindeki askerlerle birlikte bütün Kuzey Afrika’yı boydan boya kat etmiş, birçok bölgeyi İslam hâkimiyetine kazandırmıştı. Bugünkü Tunus, Cezayir ve Fas’taki Müslüman varlığı, -ömrü boyunca neredeyse attan hiç inmemecesine- mücadele veren Ukbe’nin insanüstü çabalarının bir semeresidir. Onun emekleri daha sonra Târık bin Ziyâd ve askerlerinin Endülüs’e geçişine giden yolu da açmıştır. Ukbe’nin, Atlas Okyanusu’nun kıyısına geldiği bir gün, “Rabbim! Eğer deniz engel olmasaydı, küfür ehliyle savaşmak için Zülkarneyn’in yaptığı gibi nice ülkeleri fethederdim!” sözü, tarihî kaynaklara geçmiştir. Ukbe’nin kabri, Cezayir içlerinde, yine bir fetih harekâtından dönerken pusuya düşürüldüğü kasabadadır. O sakin çöl kasabası bugün onun adıyla anılır: Sîdî Ukbe. Afrika’da Müslüman fatihlerin başlattığı bu süreç, daha sonra tüccarlar ve âlimler eliyle devam ettirildi. Kıtanın kuzeyinde askerler ilk tohumları atarken daha alt ve iç kesimlerde, artık “ince işçiliğe” sıra gelmişti. Günümüzde Atlas Okyanusu ve Kuzey Afrika ile Sahra bölgesinin bağlantısını oluşturan Moritanya, işte böyle bir işçilik sonucu, XI. yüzyıldan itibaren İslam’la tanıştı. Moritanya’ya Müslümanlığı taşıyanlar, İslam ahlakıyla mücehhez Arap tüccarlar ve seyyahlar oldu. “Moritanya” isminin, Latincede “Batı” anlamına gelen “Mauritania”dan türetildiği kabul edilir. Romalılar, bu coğrafyanın yerli halkına “Maurlar” ismini vermişti, yani “Batıda yaşayanlar”. Bu kullanım, günümüze kadar yürürlükte kaldı. Ülkenin Arapçadaki orijinal ismi de (Mûritâniyye) aynı Latince kökenden türetilmiştir.
XII. ila XVI. yüzyıllar arasında komşu Mali ve Gana bölgelerinden yoğun göçlere sahne olan Moritanya’da, 1800’lü yıllarda Fransız işgalinin başlamasından önce, böylece dört etnik millet bir araya gelmiş oluyordu: Yerli halk olan Berberîler, bölgeye gelip yerleşen Araplar, Mali ve Gana halkları… İslam dininin birleştirici etkisiyle, Arap kültürü zamanla Berberîleri de etkisi altına almıştır. Günümüzde yaklaşık 5 milyonluk toplam nüfusun yüzde 30’u Arap (Berberîler de bu orana dâhildir), yüzde 30’u siyahi (Mali ve Gana ağırlıklı) ve yüzde 40 da Afrika’nın diğer yerel halklarının karışımından oluşmaktadır. Resmî verilere göre, Moritanya nüfusunun yüzde 100’ü Sünnî Müslüman’dır. Moritanya’ya yerleşen Yemen kökenli Benî Hasan kabilesinin etkisiyle, ülkede konuşulan Arapça, Yemen kaynaklı bir lehçeye sahiptir.
İslam’ın tüccarlar ve seyyahlar eliyle ülkeye gelişi ve zaman içerisinde -kısa dönemli dış saldırılar hariç tutulursa- gönüllü bir kabullenişle kitleler tarafından benimsenmesi sonucu, Moritanya’da İslam kültürü ciddi şekilde toplumsal hayatı şekillendirmiş durumdadır. Ülkenin İslami hayatında tasavvufun çok yönlü etkisi görülmekte olup özellikle Kâdirî, Şâzelî ve Ticânî tarikatları, Moritanya Müslümanlarının çoğunluğunun ana tercihini oluşturur.
Moritanyalı Müslümanlar, pratik dinî uygulamalarında Mâlikî mezhebini izlerler. Kuzey Afrika’ya İslam’ı ilk taşıyan Müslüman kuşaklar Mâlikî usulünü benimsemiş olduklarından, bu mezhep günümüzde de halkın neredeyse tamamının uygulamasında yerleşmiştir. Namazlardaki kıraatten günlük hayattaki birçok düzenlemeye kadar Moritanya’da Mâlikî mezhebi canlı bir biçimde yaşamın içerisindedir. 1985 yılında, Moritanya’da İslam şeriatı, bütün hukuk kurallarının temeli olarak resmen kabul edilmiştir. Ülke aynı zamanda, dünyada “İslam Cumhuriyeti” resmî unvanını taşıyan dört ülkeden biridir. (Diğerleri: İran, Afganistan ve Pakistan.)
İslam’ın böylesine derinden toplumsal karşılık bulduğu bir ülkede, elbette klasik dönemde nam salmış ve günümüzde de otantikliğini korumayı başarmış bazı İslam şehirleri bulunmaktadır. Şenkit, bunların en ünlüsüdür.
XIII. yüzyıldan itibaren, Mağrib ve Sahra bölgesinden hacca giden Müslümanların yıllık toplantılarına şahitlik eden bir metropol olan Şenkit, her yıl on binlerce seyyahı ve tüccarı ağırlardı. Bu buluşmalar öylesine yoğun ve canlı gerçekleşirdi ki, Şenkit’te bazen 30 bin devenin aynı anda otladığı olurdu. Şehrin normal nüfusu o dönemde 20 bin kişiyi geçmekteydi ki, bir çöl yerleşimi için bu olağanüstü bir rakamdı. Komşu ülke Mali’deki ünlü Timbuktu şehriyle birlikte Şenkit, yaklaşık 300 yıl boyunca Batı Afrika mıntıkasının ilim, kültür, ticaret ve eğitim merkezi olmayı sürdürdü. Günümüzde nüfusu sadece birkaç bin kişiye düşmüş olsa da, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan eski şehir merkezi ve ulu camisiyle Şenkit, bir zamanlar sahip olduğu ihtişamı hâlâ gözler önüne sermektedir.
1960’ta Fransa’dan bağımsızlığını kazandıktan sonra bir süre siyasal istikrarsızlık içine savrulan Moritanya, günümüzde nispeten istikrarlı bir yürüyüşe kavuşmuştur. Komşu Afrika devletleri gibi birçok askerî darbenin gerçekleştiği ülkenin günümüzdeki lideri, kendisi de 2008’de askeri darbeyle iktidara gelmiş bulunan Cumhurbaşkanı Muhammed Abdulaziz’dir. Moritanya, Afrika’da demokratik seçimlerin sağlıklı bir şekilde düzenlenebildiği ve yabancı gözlemcilerden bu açıdan olumlu not alabilen az sayıda ülkeden biri.
Özellikle Yeni Dünya’ya köle sevkiyatının yaşandığı dönemlerde köle kaynağı olarak bilinen bir coğrafyada kurulan Moritanya, köleliğin geleneksel biçimde yaşamaya devam etmesiyle de dikkat çekmektedir. 1981’de köleliği resmen kaldıran ve “dünyada köleliğin en son kaldırıldığı ülke” unvanını kazanan Moritanya’da, köleliğin sosyal bir gerçeklik olduğu dile getiriliyor.
Moritanya Müslümanları, tıpkı tarihteki ataları gibi günümüzde de daha çok ticaret ve el sanatlarıyla meşguller. Sahra bölgesiyle sahil ve Kuzey Afrika şeridi arasında bağlantı noktasında bulunan Moritanya, Batı Afrika ticaretinde oldukça önemli bir yere sahip. Ülkede yüzyıllardır ticaretle iştigal eden aile ve sülaleler bulunuyor. Bölgede ve dünyada yaşanan çeşitli krizlerden etkileniyor olsalar da Moritanyalı tüccarların namı hâlâ kulaktan kulağa dillendirilen bir gerçeklik. Sahillerde yapılan balıkçılık da yine Moritanyalılar için hem kültür aktarımı hem de geçim kaynağı. Evlerin duvarlarından dokunan halı ve kilimlere kadar, her yerde görülen rengârenk tasarım ve boyalamalar ise Moritanyalılar için vazgeçilmezdir. Yüzlerce yıllık bir geçmişe sahip olan bu boyama kültürü, bazen kadınların toplu olarak kendi evlerinin dış cephelerini süsledikleri bir tür eğlenceye de dönüşür.
1 milyon kilometrekareyi geçen yüzölçümüyle Moritanya, Afrika’nın orta ölçekli ülkelerinden biri görünümündedir. Ancak bu geniş coğrafyada yalnızca 5 milyona yakın bir nüfusun meskûn bulunması, ülkenin iç kısımlarının çöl ve ıssız bölgeler olmasından kaynaklanmaktadır. Özellikle Şenkit’e ulaşmak için yola çıkan biri, bu devasa ve ıssız ülkede kendisini orta çağın klasik imparatorluklarından birinde yaşıyor zannedebilir. Yol üzerinde rastlayacağı minik mescitler ve tekkeler, bu duygusunu daha da derinleştirecektir.
Yaklaşık 120 yıl devam eden Fransız yönetiminin etkilerini hâlâ barındıran bir ülke olan Moritanya, her şeye rağmen, İslam kültürüne ve Müslüman mazisine sımsıkı sarılan insanların yaşadığı bir coğrafyadır. Batılı turistlerin Afrika’daki uğrak yerlerinden biri durumundaki Moritanya, İslam dünyasının diğer bölgelerinden merakla ve heyecanla buraları adımlayacak ziyaretçilerinin yolunu gözlemektedir. Müslüman dünya, Ortadoğu’nun merkezindeki devasa sorunlarla boğuşurken coğrafyanın kenar mahallelerini unutmuş ve ihmal etmiş görünse de, Moritanya, meraklı seyyahlar için sürprizlerle ve sıra dışı armağanlarla dolu bir ülke. Yeter ki buraya kadar zahmet edecek ve buraları yakından tanımayı dert edinecek halis yürekler bulunabilsin…